En ÖZETİ| gelişmiş teknolojinin içinde doğan Z ve Alfa kuşağının aksine eski haberleşme cihazlarına aşina bu kişiler, artık hayatın her alanında hakim süren dijital dünyaya uyum sağlamakta epey zorlanıyor.
Çocukları ve torunlarıyla iletişim kurmak, sosyalleşmek, kişisel işlemlerini kimseye muhtaç olmadan halletmek ve hastane randevularını almak isteyen 65 yaş üstü bireyler, Vefahane Yaşam Merkezi'nde sıkı bir teknoloji eğitiminden geçiyor.
Derse giren herkesin elinde çocuklarından hediye veya kendi imkanlarıyla satın aldığı büyük ekranlı telefonlar bulunuyor.
Kullanmayı öğrendikçe sosyal medyadaki birçok sohbet grubuna üye olan eski kuşak öğrencilerin derste sürekli telefonla ilgilenmesi ise görenleri gülümsetiyor.
Her öğrencisiyle tek tek ilgilenen, akıllı telefonun modellerine göre işlem yapma yöntemlerini onlara gösteren teknoloji sınıfı eğitmeni Fatma Koç, merkezdeki eğitimleri AA muhabirine anlattı.
Koç, yaşlı teyze ve amcalara "WhatsApp" programı üzerinden fotoğraf göndermeden sesli mesaj ve bulundukları yerin konumunu atmaya, Merkezi Hekim Randevu Sistemi (MHRS) üzerinden randevu alma, hastanelere konum kullanıp gitmeden telefonda alarm kurmaya kadar birçok bilgiyi öğrettiklerini söyledi.
Öğrencilerinin ilk önce Vefahane Yaşam Merkezi'ni takip etmek için Instagram hesabı açtığını belirten Koç, "Buraya çok farklı yerlerden insanlar geliyor, çok iyi arkadaşlıklar edindikleri için o ortamlarda birbirlerini de takip ediyorlar. Genelde amcalarımız da oluyor. Onlar daha ilgili hatta birçoğu derste not da alıyor." dedi.
Kendi hastane randevularını kendileri alıyorlar"
Telefon rehberine kayıt yapmaktan, girdikleri uygulamadan nasıl çıkılacağına kadar pek çok konuda öğrencilerine yardımcı olduklarını kaydeden Koç, "En çok sorulan soru MHRS. Genelde kendi çocuklarını evde bulamıyorlar. O yüzden artık kendi hastane randevularını kendileri alıyorlar." diye konuştu.
Koç, öğrencilerinin "Youtube" uygulamasından müzik dinlediklerini, yemek tarifleri öğrendiklerini belirterek, dolandırılmaktan çok korkan büyüklerin bu tür aramalardan nasıl kaçınılacağına eğitimlerde yer verdiklerini dile getirdi.
Öğrencilerden 58 yaşındaki Hatice Alsaç, 3 çocuğu olsa da kendisinden uzakta oturdukları için akıllı telefonunun nasıl kullanılacağını merkezdeki derslerde öğrendiğini söyledi.
Mesaj atabildiğini ve fotoğraf çekip paylaşabildiğini anlatan Alsaç, "Hayatımız kolaylaştı. Önceden tuşlu telefon kullanıyorduk. Böyle akıllı telefon alalı bir yıl oldu, yavaş yavaş öğreniyoruz." ifadelerini kullandı.
"Her şeyi öğrenmek istiyorum"
Öğrencilerden 60 yaşındaki Türkan Güngör, daha önce hiç telefonu olmadığını, merkezdeki eğitimlere katılmaya başlayınca bu cihazı aldığını söyledi.
Güngör, "Her şeyi öğrenmek istiyorum, geç kaldığımı zannediyorum. Çocukluğumuzu dolu dolu yaşayamadık. 40 senedir İstanbul'dayım, böyle bir etkinlik hiç görmedim. Burası bana biçilmiş bir fistan gibi." dedi.
Akıllı telefondaki birçok uygulamayı merkezde öğrendiğini kaydeden Güngör, şöyle devam etti:
"Kızım da öğretiyordu da üstüne düşmüyordu. Herkes çalışıyor, herkes kendi havasında ama burada hocalar bizimle çok ilgileniyor. 'Kızıma Instagram aç' dedim. 'Yanlış bir yere tuşlarım, kimlik numaram alınır.' diye korkuyordum. Hala da korkuyorum, tam açılamadım. Facebook hesabımı da yeni açtım. Buradaki arkadaşlarla gruplarımız var. Hoca hanım bir şey atıyor, ona bakıyorum. 3 çocuğum, 2 torunum var. Onlar sosyal medyamda ekliler. İlk mesajımı büyük oğluma attım. 'Nasılsın canım oğlum, iyi misin?' yazdım. 'Kurban olurum canım anam. Sen bunları nereden öğrendin, sen neredesin?' dedi."
Güngör, ailesine cuma mesajları da gönderdiğini, merkezdeki saz ve ilahi kurslarına da katıldığı için Youtube uygulamasında bu tür şarkıları dinleyip ezber yaptığını kaydetti.
Kayseri'deki eltileriyle görüntülü görüşüyor
Öğrencilerden 62 yaşındaki Zeliha Şimşek ise akıllı telefon alalı 1 yıl olduğunu, merkezdeki eğitimlerle telefondaki çoğu uygulamayı kullanmayı öğrendiğini dile getirdi.
Kendi telefonuna Facebook, Instagram ve Whatsapp uygulaması indirdiğini, arkadaşlarını buradan eklediğini aktaran Şimşek, "Evde eşim televizyondan film izliyor. Ben de öbür odaya geçiyorum. Telefondan haber, siyaset ve müzik programlarını izliyorum. El işi videolarına, zeka oyunlarına bakıyorum. Kayseri'de eltilerim var. Onlarla görüntülü görüşüyorum, mesaj yazıyorum. Çok iyi bir şey yanında gibi görüşüyorsun." diye konuştu.
"Eşim öldüğünden yalnız yaşıyorum, bu da bana bir arkadaş oldu"
Akıllı telefonu en etkin kullanan öğrencilerden biri olan 70 yaşındaki Gülferiye Yıldız da Tekirdağ'daki yazlığına gitmek için önceden çocuklarına otobüs bileti almalarını istediğini, şimdi ise internetten kendisinin alabildiğini anlattı.
Katıldığı birçok WhatsApp grubundan da mesajlaştığını aktaran Yıldız, şunları belirtti:
"Arkadaşlarımızla burada WhatsApp grubumuz var. Bir şey olduğunda hocalarımız bize mesaj atıyor. Mesela 'Hanımlar bugün saat 14.00'te toplantı var, ona göre gelin.' veya 'İftar yemeği var.' yazıyorlar. Mahalle gün grubum var, çocuklarımla ayrı grubum var. Bir de altın grubumuz mevcut. Dışarıda yapıyoruz, nerede buluşacağımızı haberleşiyoruz. Torunlarımıza sesli mesajlar yolluyoruz. Telefonu çok kullanmıyorum ama vaktim olduğu zaman mesela gün grubumuza sabahları 'Günaydın arkadaşlar.' yazıyorum, çay içerken bir fotoğrafımı atıyorum. 'İyi akşamlar.' yazıyorum, cuma mesajları atıyorum. Eşim öldüğünden yalnız yaşıyorum. Bu da bana bir arkadaş oldu."
Cep telefonunun gerekli olduğunu ancak kullanırken aşırıya kaçılmaması gerektiğini dile getiren Yıldız, kullanamadığı banka uygulamalarını ise torunlarına kontrol ettirdiğini söyledi.
Yıldız, telefonla oyalanırken zaman zaman torunlardan şakayla karışık tepkiler aldığını da sözlerine ekledi.
Editor : Şerif SENCER