AK ÖZETİ| Parti Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Şen, CNN Türk'te Ahmet Hakan'ın sunduğu Tarafsız Bölge programında 14 Mayıs'ta gerçekleştirilecek olan seçimde Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın oy oranının yüzde 53, AK Parti'nin yüzde 41, Cumhur İttifakı'nın ise yüzde 51'in üzerinde olduğunu açıkladı.
İşte Şen'in açıklamalarından öne çıkan satır başları:
Biz sürekli yaptırıyoruz. Sadece siyasi araştırmalar yaptırmıyoruz. Kültürel, siyasal, ekonomik anketler yaptırıyoruz. Haftada 3-4 araştırma yapıyoruz. Normalde ayda 3-4 araştırma yapılıyordu. Alt ve üst eşiklere bakıyorum. Mesela AK Parti son haftada 41 gözüküyor. Bu değişebilir. Bu bugünün fotoğrafı. Biz yükseleceği yönünde emareler alıyoruz. Diğer partilerin oy oranını konuşmak bana yakışmaz. Cumhur İttifakı'nın toplam oy oranı yüzde 51'in üzerinde. Erdoğan'ın oy oranı ise yüzde 53. Yüzde 55 olarak da gördüm. Yüzde 55'i bir araştırmada gördüm. Yüzde 53'ü ise iki araştırmada gördüm. Yüzde 53 daha sağlam geliyor bana. Cumhur İttifakı'ndan sadece MHP yok. Seçmen kararının çoktan vermiş. O seçmenlerin kahir ekseriyeti Cumhurbaşkanı Erdoğan'dır. Başka isim vermiyorlar. MHP seçmenini iyi analiz etmek. Herkesi şaşırtan 1 ve 1,5 puanlık fark koyar seçimlerde. Bu dahil değil oranlara. MHP'yi düşük gösterenlerin verilerinde bir doğruluk göremiyoruz. MHP'nin bir tabanı var, asla bırakmıyor. Normal zamanlarda görmediğimiz bir kitle var MHP'de. Onlar vatanların selametine bakalar. Sonra seçim günü gider oyunu kullanır.
Onların daha önceden yaptıkları araştırmaları da biliyorum. Daha önce bu arkadaşlara göre, Cumhurbaşkanı Erdoğan kazanmıyordu. Onların gerçeklikten kopuk bir dünyası var. Bilimsel kurallara göre yapmıyorlar. Onların cevabını Sayın İnce Seçim akşamı vermişti. 'Şizofren' demişti. Sadece propaganda olsa bunları masum görebilirsiniz. Daha ileri bir durum görüyorum. Seçim akşamı 'oylarımız çalındı, 55 alacaktık, 65 alacaktık deyip' halkı sokağa çıkarmak isteyen aklı evveller var. Onların rehavetlikle ilgili bir durumu yok. Öyle yalan söylüyorlar ki, sonra o yalana inanıyorlar ve bir yalan daha söylüyorlar. Sonra soruyorsun, birinci yalanı delil olarak gösteriyorlar. Bu kitlenin bir öz sorgulamaya gitmesi lazım.
Yüzde 50 alan bir partinin 41'inden 42'sinden bahsediyoruz. Yani bir düşüş yaşamışız. Ekonominin bir sürü alanında bir sürü problem var gibi bir gerçeklik yok. Enflasyon var. O da düşüş eğiliminde. Enflasyonun çok zorladığı dönemlerde, 34'ü gördük. Bunu da açıkça söyledim zaten. 55'in altı AK Parti'ye yakışmaz. Cumhurbaşkanı Erdoğan, 'Benim son seçimim' demiştir. Ben kendime yakıştırmıyorum 53'ü. 49 bulsam, 49 derim. Bunu milletten gizlemenin ne anlamı var. Bu anketlerin sonuçlarını ilk defa burada söyledim. Bunu aşan bir tablo var. Bunun sebebi basit. Sorunu sorun olarak vatandaş görüyor ama Erdoğan da görüyor. Gizlemiyor. Ama vatandaş çözümü Erdoğan da arıyor. Depremin acılarını Erdoğan'ın saracağını biliyor. Bunu besleyen bir şey daha var. Muhalefetin şimdiye kadar bir şey yapmamış olması. 6'lı masada bir umut görmüyor. Deprem öncesinde bu tip soruları biz sorduk. Açık uçlu olarak soruyorsunuz. 'İsim vermeden kimi cumhurbaşkanı görmek istiyorsunuz' diye sorduk. Birinci sırada her zaman Tayyip Erdoğan geldi. Bir süre Ekrem İmamoğlu, Meral Akşener ve Mansur Yavaş ikinci ve üçüncü sırada geldiler. Sonradan Kılıçdaroğlu yükseldi ve ikinci sıraya geldi. Akşener zaten 'cumhurbaşkanı olmayacağım' diyordu. Onun da hakkını yememek lazım. Kılıçdaroğlu'nun adaylığı Erdoğan'ın yükselmesine sebep olmuş olabilir ama şöyle de bir durum var. Depremin yaralarını ancak Erdoğan sarabilir. Onun proaktif liderliği var.
Trol ordusu benim muhatabım değil. Bu şizofren güruhu benim muhatabım değil. Benim muhatabım, sağlıklı düşünen insanlar. Ülkesini seven, ülkesinin karşısına geçmeyen insanlar benim muhatabım. Kime oy verdiğinin hiçbir önemi yok. Ben asla 'biz kazanıyoruz' demem. Bunlar araştırma sonuçları. Yüzde 95 güven seviyesinde yapılıyor. Yüzde 5 yanılma ihtimalleri var bu araştırmaların. Yani dediklerimizde yüzde 5 yanılma payı var. Hiç kimse milletin ne yapacağını bilemez. Biz milletin teveccühünü Erdoğan'dan yana kullanacağını düşünüyoruz. Bu arkadaşlarla aramızdaki fark şu. Ben diyorum ki araştırmaların yanılabilme özelliği vardır. Bilim denilen olgunun en temel özelliğin yanılabilmesidir. Biz bir ayetten, bir evrensel hakikat bilgisinden bahsetmiyoruz. Bir tanesi demişti ya, 'Bir tane işçi atarsak, şerefsiziz, namussuzuz' sonra 15 bin tane işçi attılar. Bu arkadaşlar aynı onlar gibi."
Editor : Şerif SENCER