Ancak ÖZETİ| görünen o ki, bu içeceklerin içerikleri, sağlığımız için o kadar da iyi bir şey değil.
Zararlı olduğu kabul, peki ya enerji içecekleriyle ilgili ortaya çıkan “kalp krizi” riski, gerçekten de var mı yoksa bir söylentiden mi ibaret?
Uzmanlar, enerji içecekleri ile sporcu içecekleri arasında belirgin bir fark olduğunu vurguluyor.
Sporcuların tükettiği enerji içecekleri, aslında birbirinden çok farklı işlevlere sahip. Sporcu içecekleri, sıvı ve elektrolit kaybını telafi etmek için tasarlanmışken enerji içecekleri esasen uyarıcı etki sağlamak için üretildi. Özellikle gençler arasında sıklıkla kullanan enerji içecekleri, bu yüzden birçok etkiyi de barındırıyor.
Kalp krizi riski de bu içecekler hakkında merak edilenlerin başında geliyor. Prof. Dr. Namık Kemal Eryol, enerji içeceklerinin aşırı kafein içerdiğini ve bu durumun kalp krizini tetikleyebileceğini belirtiyor. Yüksek dozda kafein, kalp damarlarında kasılmaya neden olurken sempatik sistemin etkinliğini artırarak adrenalin salınımına yol açıyor.
Bu durum ise koroner kalp hastalığı, yüksek tansiyon veya ritim bozukluğu gibi sağlık sorunları olan kişilerde ciddi şikayetlere ve hatta ani ölümlere neden olabiliyor.
Çocuklar ve ergenler için enerji içeceklerinin tüketimi daha da tehlikeli.
Amerikan Pediatri Akademisi, çocukların bu içecekleri tüketmemesini önerirken aşırı kafein ve ilave şekerin, kaygı bozukluğu ve hiperaktivite gibi sorunlara yol açabileceğini; obezite, kalp hastalığı gibi sağlık problemlerini de artırabileceğini belirtiyor.
Okul otomatlarında dahi satılan ve her daim erişilebilir olan bu enerji içecekleri, ne yazık ki sadece gençler arasında kabul görüyor. Tüketirken günlük 300 miligramdan fazla kafein tüketiminin bağımlılığa yol açabileceği ve kesildiğinde yoksunluk sendromuna neden olabileceği de göz önünde bulundurulmalı.
Hızlı bir enerji akışı sağlansa da bu durum, sağlık risklerinin önünü açan önemli bir faktör. Bu tarz içecekler yerine daha sağlıklı “enerji veren” şeyler tüketmek, uzmanlar tarafından önerilenlerin başında geliyor.
Kaynaklar: Prof. Dr. Namık Kemal Eryol, CNNİlginizi çekebilecek diğer içeriklerimiz:
Editor : Şerif SENCER