Psikiyatri ÖZETİ| Uzmanı Dr. Sivi Kuçi Kızılay, ruh halinin duruma göre değişmesinin normal olduğunu ve duygudurum bozukluğu tanısı için semptomların birkaç hafta veya daha uzun süre mevcut olması gerektiğini söyledi.
Duygudurum bozukluklarının davranışlarda değişikliklere neden olabileceğini ve iş veya okul gibi rutin faaliyetleri gerçekleştirme yeteneğini etkileyebileceğini söyleyen Dr. Kızılay, “Duygudurum bozuklukları erişkinlerde en yaygın görülen ruhsal hastalıklardır. Ayrıca çocuklar ve gençler duygudurum bozuklukları yaşayabilir. Bununla birlikte, çocuklar ve gençler her zaman yetişkinlerle aynı semptomlara sahip değildir. Çocuklarda duygudurum bozukluklarını teşhis etmek daha zordur çünkü her zaman nasıl hissettiklerini ifade edemeyebilirler” diye konuştu.
‘KISMEN GENETİK OLDUĞU GÖSTERİLİR’
En yaygın duygudurum bozukluklarının depresyon ve bipolar bozukluk olduğunu ifade eden Dr. Kızılay, “Ailesinde güçlü bir duygudurum bozukluğu öyküsü olan kişilerin duygudurum bozuklukları geliştirme olasılığı daha yüksektir. Bu da duygudurum bozukluklarının muhtemelen kısmen genetik olduğunu gösterir. Sevilen birinin ölümü gibi stresli yaşam değişiklikleri, kronik stres, travmatik olaylar, çocukluk çağı istismarı gibi durumlar, özellikle de depresyon olmak üzere, bir duygudurum bozukluğunun gelişmesi için başlıca risk faktörleridir. Depresyon ayrıca diyabet, Parkinson hastalığı ve kalp hastalığı gibi kronik hastalıklarla da ilişkilendirilmiştir” dedi.
BELİRTİLERİNİ SIRALADI
Duygudurum bozukluğunun depresif, hipomanik veya manik atak belirtiler gösterebileceğini kaydeden Dr. Kızılay, “Çoğu zaman veya neredeyse her gün üzgün hissetmek, enerji eksikliği veya halsiz hissetme, değersiz veya umutsuz hissetmek, daha önce keyif veren faaliyetlere ilgi kaybı, ölüm veya intihar hakkında düşünceler, konsantre olma veya odaklanma zorluğu, çok uyumak veya yetersiz uyku, iştahsızlık veya aşırı yeme duygudurum bozukluğunun depresif belirtilerindendir. Aşırı enerjik veya mutlu hissetmek, hızlı konuşma veya hareket, ajitasyon, huzursuzluk veya sinirlilik, normalden daha fazla para harcamak veya dikkatsizce araba kullanmak gibi riskli davranışlarda bulunma, düşünce uçuşması, uykusuzluk ise hipomanik veya manik atak belirtileri olarak gösterilebilir” diye konuştu.
‘DOĞRU TEDAVİ ÖNEMLİ’
Duygudurum bozukluklarının tedavisinin spesifik duruma ve semptomlara bağlı olduğunu söyleyen Dr. Kızılay, şunları kaydetti:
“Genellikle tedavi, ilaç tedavisi ve psikoterapinin bir kombinasyonunu içerir. Bilişsel davranışçı terapi (CBT), diyalektik davranış terapisi (DBT), psikodinamik terapi yaygın kullanılan bazı terapi çeşitleridir. Duygudurum bozukluklarının prognozu (gidişatı); hastalığın türü ve şiddeti, ne kadar erken teşhis edildiği, seçilen tedavinin uygunluğu gibi faktörlerle doğrudan ilişkilidir. Depresyon ve bipolar bozukluk tekrarlayabilir (ilk tedaviden sonra geri gelebilir) veya devam edebilir. Bu nedenle uzun süreli veya ömür boyu tedavi gerektirebilir.Duygudurum bozukluğu olan kişilerin yaklaşık 3’te biri psikotik bozukluklar, diğer 3’te biri ise yaşam boyu kaygı bozukluğu geliştirir. Duygudurum bozukluklarının tedavi edilebilir olduğunu hatırlamak önemlidir. Doğru tedavi planını bulmak biraz zaman alsa da kişi kendisini daha iyi hissetmeye kararlı olmalıdır. Doğru teşhis ve tedavi edildiğinde duygudurum bozuklukları olan kişiler istikrarlı, üretken, sağlıklı bir hayat yaşayabilirler.”Editor : Şerif SENCER