Eğitimci ÖZETİ| Nazmi Arıkan ve şoförü Şerif Eker'i öldürdüğü iddiasıyla tutuklanan zanlının yargılandığı davanın ilk duruşması görüldü. Duruşmaya Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi'yle (SEGBİS) katılan sanık, savunmasında tahliyesini talep ederken, müşteki avukatı, mahkeme heyetinden sanık Ufuk Akçekaya hakkında en ağır cezanın verilmesini talep etti. Duruşma 20 Şubat’a ertelendi. Sanık Ufuk Akçekaya'nın tutukluluk halinin devamına karar verildi.
Fen Bilimleri Eğitim Kurumları kurucusu evli ve 2 çocuk babası Nazmi Arıkan (69), şoförü Şerif Eker (46) ile geçen yıl Kurban Bayramı tatili için Gelibolu'nun Karainebeyli köyünde küçük ve büyükbaş hayvan yetiştiriciliği yapılan çiftliğine geldi. Çiftlik çalışanları, 13 Temmuz günü öğle saatlerine kadar Arıkan ve Eker'i göremeyince şüphelendi. Telefonla da ulaşılamayınca kontrol için çiftlik evine giren çalışanlar, Arıkan ile Eker'i kanlar içerisinde buldu. İhbarla çiftliğe jandarma ve sağlık ekipleri sevk edildi. Sağlık ekipleri, Arıkan ve Eker'in çok sayıda bıçak darbesiyle öldürüldüğünü belirledi. Yapılan otopside; Arıkan'da 12'si öldürücü 47, şoförü Şerif Eker’de ise 27'si öldürücü 66 kesici ve delici alet yarası tespit edildi. Otopsinin ardından Arıkan ve Eker'in cenazeleri, 15 Temmuz'da İstanbul'da toprağa verildi. Başlatılan soruşturma çerçevesinde çifte cinayetin şüphelisi iddiasıyla Tokatspor Kulüp Başkanı Ufuk Akçekaya, İstanbul'da yakalanarak gözaltına alınıp tutuklandı. Olayla ilgili soruşturma tamamlanıp, iddianame hazırlandı. İddianamede savcı, Akçekaya için 'tasarlayarak canavarca hisle veya eziyet çektirerek kasten öldürme' ve 'canavarca hisle veya eziyet çektirerek bir suçu gizlemek veya başka bir suçun delillerini gizlemek ya da yakalanmamak amacıyla kasten öldürme' suçundan ayrı ayrı ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istedi.
"CİNAYET ÜZERİME KALACAĞI DÜŞÜNCESİYLE KORKUP KAÇTIM"
Eğitimci Nazmi Arıkan ile şoförü Şerif Eker'i öldürdüğü iddia edilen Ufuk Akçekaya’nın ilk duruşması, Çanakkale 2. Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü. Sanık Ufuk Akçekaya, duruşmaya SEGBİS’le katıldı. Sanık Ufuk Akçekaya, duruşmadaki ilk savunmasında, hem eğitimci hem de Tokatspor Kulüp Başkanı olduğunu, 7 şirketi ve ortalama gelirinin 5 bin lira olduğunu belirterek, "Sabıka kaydım yok. Ben yapmadım. Kimya öğretmeniyim. 2016'da Nazmi Arıkan Fen Bilimleri ile isim hakkı için lisans sözleşmesi imzaladık, iş ilişkimiz böyle başladı. Nazmi Arıkan ve oğulları bana bu süreçte haksızlıklar yaptılar. Sözlerini tutmadılar. Beykent Koleji ile sözleşme iptal edildi. 8 şubem vardı 1 gecede isim hakkını aldılar. 10 yıllık sözleşmeyi iptal ettiler. Beni mahvettiler. Binlerce öğrencinin kayıt iptali başladı. Gerekçe olarak 'Para ödemedin' dediler. Yalan tabii. Beni tek ve güçsüz zannettiler. Onlara 10 yıllık anlaşmamız vardı, 7 milyon dolar tazminat vereceksiniz dedim, hayır dediler. Tüm nakit akışım durdu. Eşimle ayrıldım. Fahrettin Ceylan bana dedi ki, 'Git paranı al'. Ben de bayramın 3. günü gittim. Korktum geri döndüm. Ertesi gün tekrar gittim paramı alırım umuduyla gittim. Tarlada birkaç saat bekledim. Eve girdiğimde kanlar içinde yerde yatıyorlardı. Evde gaz kokusu vardı. Kavga ederiz diye eldivenlerimi almıştım. Sonra Nazmi Arıkan'ın yarasına tampon yaptım. O sırada kağıtların yandığını gördüm. Dolaptan en büyük şişeyi aldım, söndürmek için üzerine döktüm. Ama rakı olduğunu anlayınca bıraktım. O sırada birinin benim fotoğrafımı çektiğini fark ettim. Yüzünde maske olan ve uzun boylu olan kişi balkondan atladı. Ben yapmadım, 6 aydır haksız yere cezaevinde yatıyorum. Cinayet üzerime kalacağı düşüncesiyle korkup, kaçtım. Nazmi Arıkan'ın aracına binip gitmek istedim. Zaten ben yapmış olsam, eldiveni orada bırakmaz, rakıyla tüm evi yakardım, yurt dışına kaçardım. Ben yapmadım. Sabıkam, kaçma şüphem, delilleri karatma şüphem yok, ben yapmadım, tahliyemi istiyorum" dedi.
Şerif Eker'in ağabeyi Ahmet Eker duruşmada, "Masum iki insanı öldürdü. Cezası ne ise onu verin" diye konuştu.
"BABAMIN HİÇ KİMSEYLE SORUNU YOKTU"
Nazmi Arıkan'ın oğlu Kurtuluş Arıkan ise, "Nazmi Arıkan'ın oğlu olmaktan gurur duyuyorum. Babam 50 yıldır Türkiye'nin önde gelen eğitimcilerindendir. Tanınmış bir eğitimciydi. Fen Bilimlerinin kurucusudur. İnternete girip adını yazmanız yeterlidir. Kötü bir şey asla bulamazsınız. 25 yıl evde yaşadık, beraber çalıştık ağzından bir tek kötü söz çıkmadı. Pandemi döneminde Gelibolu'da tarım ve hayvancılık için yatırım yaptı. Çok güzel bir çiftliği vardı, keyif alıyordu. Şerif Eker ile yol arkadaşı olmuşlardı. Babam ve Şerif Eker'in canice katledilmesi bütün camiayı çok üzdü. Gelibolu'da tanınan biriydi. Herkes babam için çok üzüldü. Sanık ile 2016'da marka lisans sözleşmesi yaptık. Sanık bir süre sonra sorumluluklarını yerine getirmemeye başladı. Vergi sigorta ve öğretmen maaşlarını ödemedi. Kiraları ödemedi. Kurumumuza da ödeme yapmadı. Markamız bu süreçte olumsuz etkilendi. Kendisini sözlü olarak çok uyardık. Hukuki yollardan süreci işlettik. Lisansı geri aldık. Öğrenci ve öğretmenlere destek verdik. Sözleşme iptal olunca işyerine gelip tacizlere başladı. Tehditlere başladı; babama, kardeşime 'Sizleri mahvedeceğim, göreceksiniz çok kötü olacak bunun sonu, Fen Bilimlerini yerle bir edeceğim, bunlar FETÖ'cü' gibi yersiz ithamlarda bulundu. 100'den fazla kurucu insana mesaj attı. Sakinliğimizi koruduk, telefonunu engelledik. 2020'de iş yerimize geldi, çalışanlarımızı tehdit etti. Kadıköy'deki ofise yakın kafelerden bizi izledi. Yaşadığımız süreç anlatılmaz. Kendisi takıntılı bir insan. Bizim dillerimiz farklı. Uzak durmaya çalıştık. Taciz ve şiddetin boyutu arttı. Babam 2020'de şikayette bulundu. Hatta bundan ceza aldı. Babamızı bizden kopardı. Şu anda ne yazık ki Nazmi Arıkan aramızda yok. Hep gelecek ile ilgili plan yapardı babam. Çocukları ve torunlarıyla, öğretmenleriyle, çalışanlarıyla mutlu bir süreç yaşamak istiyordu. Fakirliğin dibinden gelmiş ve kendini eğitime adamış bir insan. Nasıl bir düşmanlık, nasıl bir kin, suçsuz ve günahsız iki insanı katletmesi affedilir gibi değil. Binlerce insana dokunmuş bir insandan bahsediyoruz. Böyle bir insanın böyle bir şekilde katledilmesi kamuoyunu çok rahatsız etmiştir. Cenazesinde 5 binin üzerinde kişi vardı. Babamın hiç kimseyle sorunu yoktu. Bu adamla ile ilgili doğru karar vereceğinize inanıyorum” şeklinde konuştu.
"ADALETE GÜVENİYORUM"
Nazmi Arıkan’ın oğlu Kazım Onur Arıkan, "Eşim 8 aylık hamileydi. Sanık Nişantaşı'nda yanımıza gelip, bir sürü iğrenç kelimeyi sıraladı. Bu tehditler 3 yıl kadar sürdü. Kabus gibi çöktü üzerimize. Bir toplantımızı bastı. Artık babam yok, bu cani katil babamı ve çok sevdiği Şerif Eker'i savunmasız şekilde 100'ün üzerinde bıçak darbesiyle katletti. Babamın binlerce çalışanının ve binlerce seveninin yüreği sızlıyor. Gereken cezayı vereceğine inanıyorum, adalete güveniyorum" ifadelerini kullandı.,
Şerif Eker'in ablası Emine Ünal, "Benim kardeşim masumdu. Sen nasıl uyuyabiliyorsun, nasıl yemek yiyorsun? Sonuna kadar şikayetçiyim. Sanık araya girerek, 'Ablacığım bunu yapanlara soracaksın, ben yapmadım" açıklamasında bulundu.
Müşteki Avukatı Kaan Karcılıoğlu, "Bunu acılı ailenin yanında tekrar söylemek çok zor ancak mesleğimizin gereği bunu anlatmam gerekiyor, sanık Nazmi Arıkan'ı defalarca kez bıçaklıyor. Nazmi Arıkan, Şerif Eker'i arıyor ve 9 saniye görüşüyorlar. Şerif Eker geldiğinde yastıkla tampon yapıyor. O sırada pusuya yatmış olana sanık, Şerif Eker'e sırt tarafından saldırıyor. Ve Eker savunma imkanı bulamıyor. Anladığımız kadarıyla Şerif Eker'i yere yatırıp göğsünden bıçaklamaya devam ediyor. Her iki maktulün de göğüs kafesi parçalanmış haldeydi. Yaşadıkları dehşet her iki maktulün de yüzüne yansımıştı. Ve sanık hiçbir şey olmamış gibi geri dönüyor. Saygısızca ve saçma sapan sosyal medyada canlı yayın yapıyor. Eldiveninde her iki maktulün ve sanığın DNA'sı çıktı. Sanık insanlıktan çıkarak canavarca hareket etmiştir. Bu sanık hakkında en ağır cezanın verilmesini talep ediyoruz" diye konuştu.
Duruşmada tanık olarak dinlenen taksi şoförü Ayhan Kütükçüler, "Beni arayıp onu Eceabat'tan almamı istedi. 19.58'de Karainebeyli köyüne gittik. Onu bıraktım. Sonra 23.41'de tekrar aradı. 'Asfaltta yürüyorum gelip beni al' dedi. Ben de onu bulamayınca toprak yola girdim. Tekrar aradı 'Çık oradan, ben asfalt yoldayım, seni görüyorum' dedi. Sesi nefes nefeseydi. Omuz çantası vardı. Üzeri siyah giyimliydi. Çok sakindi. Araçta sigara içiyordu. Senin de sigaran bitmiyor dedim. O da sigara değil puro bu" ifadelerine yer verdi.
"İKİ ÇOCUĞUMUN BABASI, ASLA VE ASLA BÖYLE BİR ŞEY YAPMAZ"
Sanık Ufuk Akçekaya’ın eski eşi tanık Şerife Gürman, "Ufuk Akçekaya benim eski eşim. Eğitimciydi. Hayatını insanlara adamış biriydi. Asla böyle bir şey yapmaz. Önceki ifademde de söyledim. İki çocuğumun babası. Asla ve asla böyle bir şey yapmaz. Biz iki yıl önce ayrıldık. Biz normalde 10 yıllık isim hakkı aldık 2016'da. 2019'da Beykent'inki feshedildi. Ne bir ihtar ne bir uyarı olmadan lisans sözleşmemiz iptal edildi. Bunun iptal edildiğini sosyal medyadan duyurmuşlar. Ufuk Bey yıkıldı. Tüm çalışanlar bize yazmaya başladı. Bankadan blokeler geldi hesaplara. Ben o gün Bodrum'daydım, öldüğünü öğrenince, acaba bir şey mi oldu diye bende Ufuk Bey'i aradım. 'Haberleri gördün mü?' dedim, 'Gördüm' dedi. 'Bir şey yok değil mi?' falan dedim. O da bana 'Ben öyle bir şey yapar mıyım, sen manyak mısın?' dedi.
Tanık Fahrettin Ceylan, "Nazmi Arıkan'ı tanımıyorum. Ufuk'u tanıyorum. Ama onunla da son 1-2 yıldır yüz yüze görüşmedik. Ben finans danışmanıyım. 'Beraber iş yapalım' dedi. Davranışsal bozukluklarını görünce kendisinden uzaklaştım" şeklinde konuştu.
Başka bir suçtan cezaevinde tutuklu tanık Tolga Temiz, “Ufuk Akçekaya Tokat Belediye Başkanı, Tokat Valisi, Nazmi Arıkan ve bir kaç ismi daha öldüreceğini söylüyordu sürekli. Kendisine icra gelmiş benden borç istedi. 10 bin dolar verdim. Geri ödemedi. Bu isimleri kendisi öldüremezse tetikçi tutacağını söylüyordu. Ben vazgeçirmeye çalıştım. Borcunu ödememek için iftira attı. Kendisini bıçaklatanın ben olduğumu söyledi. Ben o davadan azmettirici olarak 5 yıl ceza aldım. Bu adam sürekli yalan söylüyor. Onun yüzünden ben şu an cezaevindeyim" dedi.
Nazmi Arıkan'ın kardeşi Şentürk Arıkan ise, "Beylikdüzü şubesinin binası benimdi. 2,5 yıl benim kiramı ödemedi. Kira alamadığım için ağabeyim ile aramız açıldı. Facebook'ta yazdıklarımdan dolayı ağabeyimden özür diledim sonra. Mahkeme kararıyla 2,5 yıl sonra Akçekaya'yı tahliye ettirdim. Benim de bir sorum var sanığa, bu yüzsüzlükle benim kiramı ne zaman ödeyecek?" diye konuştu.
Müşteki Avukatı Kaan Karcılıoğlu, mahkeme heyetinden sanık Ufuk Akçekaya hakkında en ağır cezanın verilmesini talep etti. Duruşma, eksikliklerin giderilmesi için 20 Şubat'a ertelendi. Sanık Akçekaya’nın tutukluluk halinin devamına karar verildi.
Nazmi Arıkan’ın oğlu Kurtuluş Arıkan, duruşma sonrası adliye çıkışında yaptığı açıklamada, “Davamız devam ediyor. Adalete güvenimiz sonsuz. Failin en ağır şekilde cezalandırılacağını inanıyoruz. Bu yüzden süreci takip edeceğiz" dedi.
Editor : Şerif SENCER