Avrupa ÖZETİ| İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD), Türkiye 2024 yılına ilişkin yatırım rakamlarını açıkladı. EBRD, 2024 yılında Türkiye’ye 2,6 milyar euro ile rekor yatırım yaparak 2,5 milyar euro yatırım beklentisinin de üzerine çıktı. Böylece Türkiye, üst üste beşinci yılda da EBRD’nin en yüksek yatırım yaptığı ülke oldu. Banka yatırımlardaki bu artışın özel sektörün yeşil dönüşüme olan ilgisi ve 2023 Şubat depreminden etkilenen bölgelere desteği sayesinde gerçekleştiğini aktardı.
Banka, ülkede toplam 51 projeye finansman sağladı ve yatırımların yüzde 93’ünün özel sektöre yönlendirildiği belirtti.
EBRD’nin yeşil odaklı yatırımlarının; yenilenebilir enerji projeleri, özel sektörün ilk sürdürülebilirlik tahvili ve Türkiye’nin büyük bir indirim market zincirine sağlanan 200 milyon dolar tutarındaki sendikasyon kredisi gibi çeşitli alanlara yayıldığı paylaşıldı.
Banka geçen sene başlatılan Türkiye Endüstriyel Karbon Azaltımı Yatırım Platformu’na 2030’a kadar 5 milyar dolar yatırım yapmayı hedeflediklerini paylaştı.
Türkiye’deki toplam yatırımı 22 milyar euroyu aşan EBRD, toplamda 16,6 milyar euroluk yatırım ile Türkiye’yi Ukrayna ve Mısır takip etti.
“2024 TÜRKİYE'DE GÜÇLÜ BİR ETKİ YILI OLDU”
2024 yılını ve yatırım dinamiklerini CNBC-e’ye değerlendiren EBRD Türkiye ve Kafkaslar Yönetici Direktörü Elisabetta Falcetti, 2024’ü Türkiye’de yatırım hedeflerini gerçekleştirme fırsatı buldukları güçlü bir etki yılı olarak yorumladı. Yatırımlara öncelikleri doğrultusunda adım attıklarını vurgulayan EBRD Türkiye Direktörü, Türkiye için yakın zamanda açıklanan ülke stratejisininde dört temel yatırım alanına odaklandıklarını paylaştı. Bunları, yeşil çabalar, insan sermayesinin geliştirilmesi, rekabetçiliğin artırılması ve sürdürülebilir altyapı ile bölgesel entegrasyon olarak açıkladı.
Özel sektörün yeşil yatırım alanındaki güçlü iştahını görmeye devam ettiklerinin altı çizen Falcetti, bu kapsamda 2024 yılında çimento, çelik, alüminyum ve gübre gibi karbon azaltımı zor olan sektörlerde karbon azaltımına yönelik projelere destek sağlamadıklarını paylaştı. KOBİ’lerin ekonomik faaliyetlerini, kadın istihdamının artmasını ve deprem bölgesindeki özel sektörün kalkınması için adım atacaklarını da sözlerine ekledi.
"ORTODOKS POLİTİKALARA DÖNÜŞÜ MEMNUNİYETLE KARŞILADIK AMA KÜRESEL RİSKLER VAR"
Ekonomi yönetiminin attığı adımları yakından takip ettiklerini vurgulayan Falcetti, Türkiye’nin en büyük operasyon bölgesi olduğunu aktardı. Ortodoks politikalara dönüşü memnuniyetle karşıladıklarını belirterek “Ülkedeki tüm ekonomik gelişmeleri çok yakından ve dikkatle izliyoruz. Doğru yapısal reformlarla daha fazla iyileşme potansiyeli olduğuna inanıyoruz” dedi. Ancak yüksek enflasyon, Avrupa’da yavaşlayan büyüme, bölgede artan jeopolitik gerilimler ve Türkiye’nin yüksek kısa vadeli dış finansman ihtiyaçları göz önüne alarak sıkı küresel finansman koşullarının ekonomiye riskler yarattığına dikkat çekti.
Falcetti, Türkiye’de dezenflasyon sürecinin, bir yıldan uzun bir süre sonra, 2024’ün ikinci yarısında hız kazandığına işaret etti. Enflasyonla mücadelenin, hala yüksek oranların dizginlenmesini gerektiren önemli bir öncelik olmaya devam ettiğinin de altını çizdi. Uzun vadeli ekonomik istikrarı sağlamak için büyüme dinamiklerinin yeniden dengelenmesine de tanıklık ettiklerini göz önünde bulundururan EBRD Türkiye Direktörü “Bizim için önemli olan, ekonomik istikrarın sürdürülmesi ve para otoritelerinin özerkliğinin güçlenmeye devam etmesidir” dedi.
"TÜRKİYE VE KAFKAS BÖLGELERİNE YATIRIM YÜZDE 33 ARTTI"
Kafkas bölgesine de ayrı bir pencere açan Falcetti, Ermenistan, Gürcistan ve Azerbaycan’ı kapsayan Kafkas bölgesindeki çalışmalaın EBRD’nin daha geniş misyonuna harika bir örnek olduğunu söyledi. Bu bölgelere Türkiye’yi de dahil edildiğinde, toplamda 3,9 milyar euroluk yıllık yatırım gerçekleştirerek bir önceki yıla göre yüzde 33’lük bir artış kaydettiklerini açıkladı.
Falcetti, Kafkas bölgelesindeki çalışmalara özel sektörün gelişimini destekleyerek devam edeceklerinin altını çizerek özellikle yenilenebilir enerji, dijitalleşme, sermaye piyasalarının geliştirilmesi, kapsayıcılığın artırılması ve kırsal alanlarda altyapı projelerinin geliştirilmesine odaklanacaklarına değindi. Türkiye’deki deneyimlerinin ise bu ülkelerin ihtiyaçlarına daha iyi yanıt vermesine olanak tanıdığını da sözlerine ekledi.
Editor : Şerif SENCER