Kimin ÖZETİ| girip kimin çıktığı belli olmayan yerler için kullandığımız "Dingo'nun ahırı" deyimi ile sık sık karşılaşıyoruz. Bazen de kalabalık ve dağınık yerleri nitelemek için kullandığımız Dingo’nun ahırı deyimi eski bir İstanbul hikayesinden geliyor. İşte, Dingo’nun ahırı nereden gelir, hikayesi nedir?
Evde gözlük camı temizleme suyu nasıl yapılır? Numaralı gözlük camı çizikleri nasıl giderilir?
DİNGO’NUN AHIRI HİKAYESİ
Gündelik yaşantımızda sık sık kullandığımız ama asıl anlamından bir haber olduğumuz bir çok deyim ve sözcük kalıpları bulunuyor. Bunlardan bir tanesi de Dingo’nun ahırı deyimi. Gelin, 1800'li yılların İstanbul'una doğru bir zaman yolculuğuna çıkalım.
3 Eylül 1872 yılında İstanbullular, daha öncede ülkede eşi ve benzeri görülmemiş bir ulaşım aracı tanışırlar; “atlı tramvay”.
Esasında atlı tramvay ilk kez 1832 yılında New York’ta kullanılmaya başlanmıştı. 1850’lerde önce Paris’e oradan da diğer Avrupa ülkelerine doğru yayılmıştı. İcat edildikten sonra Osmanlı topraklarına giriş yapması bir 40 yılı bulan atlı tramvay, İstanbul’da adeta bir devrim niteliğindeydi.
DİNGO'NUN AHIRI DEYİMİNİN ANLAMI
Taht-ı revan, tenteli at arabası ve fayton gibi ulaşım araçları yalnızca maddi durumu çok iyi olanların kullandığı araçlardı. Atlı tramvay adeta daha ucuz alternatif olarak insanları memnun etmişti.
Saat 06.30 ile 19.20 arasında Azapkapı-Ortaköy hattında her 20 dakikada bir sefer yapmaya başlayan bu atlı tramvay, kısa sürede tüm halkın gözde ulaşım aracı olur. Hatta ilk hat olan Azapkapı-Ortaköy hattının açılışından sonra şehir içine yeni hatlar da eklenerek atlı tramvay insanların hayatını büyük ölçüde kolaylaştırır.
Şehir İstanbul ya! Yokuş, bayır ve çukur bitmiyor tabii. Şişhane yokuşunda tramvayı çeken atlar yorulunca, seferlerinin aksamaması için bitkin düşen atlar Taksim'de bulunan bir ahırda dinlenmeye bırakılır.
Enerjisi biten atlar ahırda dinlenirken, yeni atlarla tramvay seferi kesintisiz devam eder ve bu döngü sürekli hale gelir. Taksim’de atların bekletildiği ahır ise şimdiki Fransız Konsolosluğu’nun bulunduğu yere çok yakın. Aynı zaman da bu ahır da Dingo adındaki bir Rum vatandaşın idaresinde.
Halkın en sık kullandığı hatlardan biri olan Şişhane-Kurtuluş hattı yoğunluğu sebebiyle atların da en sık dinlendiği Dingo’nun ahırı haline geliyor. Ancak ahırın sahibi Dingo, biraz dağınık ve çok içki içtiği için aklı pek başında değil.
Atların kayıtlarını da düzenli tutamayan Dingo, bu ahıra kimin girip çıktığını da takip edemiyor. O yüzden bu ahırın kavgası ve gürültüsü oldukça fazla. Böylece Dingo'nun ahırı o dönemde de halkın diline düşüyor ve o gün bugündür de kurtulamıyor. Ne zaman kalabalık ve karmaşa içindeki yerler tarif edilecek olsa aklan ilk gelen Dingo’nun ahırı deyimi işte buradan geliyor!
Editor : Şerif SENCER