USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000
Gündem

Depremle beraber HAARP iddiaları gündeme gelmişti! Peki ne kadar gerçekçi?

Kahramanmaraş'ta meydana gelen iki bağımsız depremin akabinde HAARP teknolojisi, iki haftalık süreç boyunca üzerinde en çok durulan komplo teorilerinin başında geldi. Peki HAARP nedir ve ne kadar güç üretir?

Depremle beraber HAARP iddiaları gündeme gelmişti! Peki ne kadar gerçekçi?
23-02-2023 00:55
Google News
HABER ÖZETİ| 7

Hemen hemen her deprem felaketinden sonra gündeme gelen HAARP teknolojisi, öncekilere benzer şekilde Kahramanmaraş depremlerinden sonra da konuşulmaya başlandı. İddiaların merkezinde ise, ABD flamalı geminin Çanakkale'de görülmesi vardı. Fakat uzmanlar, HAARP teknolojisinin Türkiye'de yaşanan depremin tetikleyici unsur olarak görülmesini komplo teorisine bağlıyor.

Alaska'da olduğu düşünülen üs

Jeofizik Yüksek Mühendisi Doç. Dr. Emre Timur, YouTube kanalı üzerinden yapmış olduğu açıklamada HAARP teknolojisini derinlemesine işlerken, oldukça küçük bir granit parçasını kırabilmek için 28 Akkuyu Nükleer Enerji Santrali'ne ihtiyaç duyulduğunu aktardı. İşte, Doç. Dr. Emre Timur'un açıklamaları:

"HAARP SİSTEMİNİN KULLANILDIĞINA DAİR HİÇBİR BİLİMSEL YAYIN BULUNMUYOR"

İlk olarak HAARP teknolojisini tanımlayarak yola koyulan Doç. Dr. Emre Timur, bu sistemin kullanıldığına dair hiçbir bilimsel verinin olmayışını şu sözlerle vurguladı:

"HAARP adı 'Yüksek Frekanslı Etkin Kutup Işıkları Araştırma Programı'nın kısaltması. Program, 1990 yılında ABD Hava Kuvvetleri (USAF) tarafından uzun mesafeli iletişim ihtiyacı nedeniyle başlatıldı fakat 2014 yılında Alaska Fairbanks Üniversitesi Jeofizik Enstitüsü'ne devredildi. Sahada kullanılan frekans aralığı 2,6 MHz ile 10 MHz arasında. Tesisin kendi ifadesine göre ELF/VLF bandında yayın yapılmıyor. Tesis, 3,6 megawatt (MW) iletişim gücüne ulaşmak için her biri altı çift 10 kilowatt (kW) verici içeren 30 verici grubu kullanıyor. Toplam 180 adet çapraz-dipol HF (yüksek frekans) anten bulunuyor ve buna iyonosfer araştırma cihazı (IRI) adı veriliyor. Amaçsa 60-80 kilometreden başlayarak 500 kilometre irtifaya kadar uzanan iyonosefer-termosferin araştırılması.

Jeofizik Yüksek Mühendisi Doç. Dr. Emre Timur

HAARP, Alaska'nın doğu kısmında, Kanada sınırına yakın bir bölgede bulunuyor. Depremin olduğu Pazarcık bölgesine uzaklılığı 8885,73 kilometre. Bugün tamamıyla sivil araştırmalar yapılan bir alan. Merkezin araştırma disiplinleri içinde 'detection of cavities on earth' başlığı dikkat çekiyor. Yani, yer içerisindeki boşlukların tespit edilmesine yönelik araştırmalar yapacaklarını ifade ediyorlar. Fakat yerküre içerisinde HAARP sisteminin kullanıldığına dair hiçbir bilimsel yayın bulunmuyor. Bu disiplini yazarak herhalde böyle bir perspektiflerinin de olduğunu belirtmek istiyorlar. Zaten gerek kullanılan frekans bandı nedeniyle, gerekse bulunduğu yer itibarıyla böyle bir çalışmaya uygun olmadığını düşünüyorum.”

'Avuç içi' büyüklüğünde bir granitin kırılabilmesinin bilimsel olarak mümkün olmadığını, bunun için 28 tane nükleer santrale gerek duyulduğunu söyleyen Doç. Dr. Timur: “Peki elektromanyetik dalgalarla bu gücü üretebilir miyiz? Örneğin Akkuyu Nükleer Güç Santrali'nde 4 adet, her biri 1200 MW gücünde ve toplam 4800 MW çıkış gücüne sahip reaktör bulunuyor. Demek ki; avuç içi kadar bir graniti kırmak için bile 28 adet Akkuyu Nükleer Santrali'ne ihtiyacımız var. Bu fiziksel olarak mümkün değil. 28 tane nükleer santralin toplam çıkış gücünü bir lazere odaklayıp elektromanyetik huzme şeklinde bir yüzeye kayıpsız şekilde gönderip onu kırmak... Mümkün değil! Günün birinde bunu insanoğlu geliştirse bile, basınçla birlikte sıcaklık artışı gibi farklı fiziksel olgular da gelişecektir" dedi.

Eldeki bilgilerden yola çıkan akademisyen, videonun sonuç bölümünde son derece kritik şu iki değerlendirmede bulundu:

Mevcut herhangi bir elektromanyetik kaynakla yer içinde bulunan kayaçları etkileyerek üzerlerinde kırılma için basınç oluşturulması bugünkü teknoloji ile mümkün değil.

HAARP sistemi; bulunduğu yer, anten boyu ve geometrisi, kullandığı elektromanyetik dalga frekansları ve çıkış gücü nedeniyle yerin derinliklerine etki edemez. Bu tesiste üretilen bir sinyal Türkiye'ye ulaşamaz. Bu koşullar jeofiziksel hesaplamalara göre mümkün değildir.

ABD FLAMALI GEMİDEN DEPREME VARAN KOMPLO TEORİSİ

Anadolu Ajansı Teyit Hattı, depremin ilk günlerinde İstanbul Boğazı'na demirleyen ABD flamalı savaş gemisinin ulusal basında ve sosyal medyada neden olduğu 'deprem' iddiaları üzerine bir araştırmada bulundu. Üstelik aynı günlerde 'HAARP teknolojisiyle bir depremi tetiklemek mümkün mü?' ve 'Kağıthane depremi' sorguları internetin trendleri arasındaydı.

Teyit Hattı, araştırmanın sonucunda dolaşımdaki dezenformasyon niteliğindeki paylaşımların 'komplo teorisi' olarak değerlendirildiğini şu sözlerle özetledi:

İddianın bilimsel karşılığı yok.

Gemideki komutan, Türkiye'ye geliş nedenlerini açıkladı.

İnternette iddiayla ilgili geçmişten bugüne çok sayıda içeriğe rastlanıyor.

HATAY DEPREMİNDEKİ IŞIK

ABD flamalı geminin yol açtığı komplo teorilerinin bir benzeri 2 gün önce meydana gelen Hatay depremiyle yeniden gündeme geldi. Bu kez de depremden sonra ortaya çıkan ışık çok konuşulmuştu.

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı'na bağlı Dezenformasyonla Mücadele Merkezi (DMM), konuya ilişkin olarak bir bülten yayınlayıp şu özetlemede bulunmuştu:

"Ülkemizde meydana gelen depremler sırasında görülen kısa süreli ışımalar, afet sonrası birçok komplo teorisi ve dezenformasyona konu olmuştur. Birçok kez bu ışıkların depremler oluşturan bir sistemin işareti olduğu iddia edilmiştir. Depremi oluşturan enerji birikimi, kayaçları oluşturan bazı minerallerin elektriksel özelliklerinde değişime neden olmaktadır. Fayda hareketin başlamasıyla biriken enerji serbest kalmakta, bir yandan sarsıntı meydana gelirken diğer yandan elektriksel değişim parlak ışımalara yol açmaktadır. Depremde gözlemlenen parlak ışımalar, kayaçlardaki mineraller ile ilgili olarak ortaya çıkmaktadır ve yalnızca belirli koşullarda oluşmaktadırlar. Deprem sırasında görülen ışıklar, yerden 200 metre yüksekliğe kadar çıkabilmekte ve bazı durumlarda yıldırımlar şeklinde belirmektedir. Mavimsi alevlere ve ışık kürelerine benzeyen deprem ışıkları, kısa sürede kaybolmaktadır. Bu ışımalar deprem sonrasında değil, deprem sırasında görülmektedir"

HAARP NEDİR?

Yüksek Frekanslı Etkin Güneşsel Araştırma Programı (İngilizce: High Frequency Active Auroral Research Program) ya da kısaca HAARP, ABD Ordusu, ABD Donanması ve Alaska Üniversitesi tarafından ortak yürütülen İyonosfer'in özelliklerini ve davranışlarını araştırmak üzere Alaska'da sürdürülen çalışmadır. İlk kez Sırp asıllı Amerikalı bilim adamı Nikola Tesla tarafından ortaya atılmış bir fikirdir.


Editor : Şerif SENCER
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
TEKNOLOJİ TÜMÜ
Cam Kurbağalar Hangi Özellikleriyle Gizlenebiliyorlar?
Cam Kurbağalar Hangi Özellikleriyle Gizlenebiliyorlar?

Cam kurbağalar, görüntü ve isim itibarıyla oldukça tuhaf canlılardır. Bazı zamanlar öylesine şeffaf olurlar ki kalp, akciğer ve bağırsak gibi organlarını dışarıdan net bir şekilde görmek mümkün olur. Peki bu canlılar bu denli saydam olmayı nasıl başarır?

ARŞİV ARAMA
PUAN DURUMU TÜMÜ
ANKET TÜMÜ
Türkiye'de En Önemli Gündem Maddesi Sizce Hangisi?
NAMAZ VAKİTLERİ
Gazete Manşetleri
Yol Durumu