Çin'in elektrikli araçları İsrail'de neden bu kadar revaçta?

İsrail ÖZETİ| Araç İthalatçıları Derneği (I-via) tarafından kısa süre önce yayınlanan rakamlara göre, Çinli otomobil üreticisi Geely Auto Grubu tarafından üretilen Geometry C elektrikli otomobili, Ağustos ayında İsrail'de en çok satan araç modeli olurken, ülkede satılan tüm araç modellerinin aylık listesinde ilk kez bir elektrikli araç (EV) ilk sırada yer aldı.

Yılın en iyi satın alınacak otomobili seçilmişti

Bu sürpriz olmadı. Şık görünüşü, makul fiyatı ve düşük enerji tüketimi ile Geometry C, İsrail'in EV pazarında yılın ilk yarısında neredeyse yüzde 22 pay elde etmeyi başardı ve aynı zamanda İsrail'in başlıca otomobil dergilerinden Auto tarafından, "Yılın En İyi Satın Alınacak Otomobili" kategorisinde kazanan aday oldu.

İsrail gazetesi Jerusalem Post, Çin'in EV modelinin İsrail pazarına girmek üzereyken yayınladığı bir haberde, "Otomobil tek şarjla 460 kilometre yol kat edebiliyor, bu İsrail'in boydan boya uzunluğuna eşit ve ülkedeki elektrikli araçlar arasında en uzun menzil" ifadelerini kullandı.

İsrail'de müşterilere Temmuz ayı sonu itibarıyla, bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 70 artışla toplam 10.460 adet yeni EV teslim edildiği bildirildi ve bunlar arasında en çok satanı yine Geometry C modeli oldu.

Modelin etkileyici performansı, Hongqi, BYD, Weilai, Skyworth ve Great Wall dahil olmak üzere İsrail pazarındaki en az 10 Çinli EV markasının yakaladığı güçlü ivmenin somut örneği.Yoğun nüfusuna kıyasla küçük bir yüzölçümüne sahip olan İsrail'in, elektrikli araçları benimseme konusunda büyük bir potansiyele sahip olduğuna inanılıyor.

Ülkede son yedi yılda EV'lerin batarya fiyatlarının yüzde 70 oranında düştüğünü kaydeden İsrailli ekonomi analisti Michal Reut-Gelbart, İsrail'in "kendi doğalgaz kaynaklarına, görece düşük elektrik fiyatlarına sahip olduğunu, yüksek akaryakıt fiyatlarının piyasayı doğalgazdan üretilecek elektriğe dayalı EV'leri benimsemeye zorlayabileceğini" söyledi.

Aynı zamanda İsrail Maliye Bakanlığı'nın bütçe bölümünün eski bir yetkilisi olan Reut-Gelbart, İsrail'in teknoloji ve inovasyonu benimsemeye eğilimli bir ülke olarak bilindiğini ve bunun elektrikli ulaşıma geçişe yardımcı olabileceğini sözlerine ekledi.

Tesla'dan sonra ilgi oldukça arttı

Tesla'nın Şubat 2021'de pazara girişinden bu yana İsrail'de elektrikli araçlara olan ilgi arttı. Diğer EV modelleri, özellikle Çinli otomobil üreticileri tarafından yapılanlar, kısa sürede büyük ilerlemeler kaydetti.

2019'da İsrail'de sadece 12 EV modeli vardı. Şimdi ise marka ve fiyatların çeşitlenmesi ile İsrailli tüketiciler için seçeneklerin sayısı ikiye katlandı.

Diğer pek çok hükümet gibi, İsrail hükümeti de maliyetleri düşürmek ve emisyonları önemli ölçüde azaltmak amacıyla halkı elektrikli araçları kullanmaya teşvik etmek için politikalar yürütüyor.

Eski Başbakan Naftali Bennett, Ekim 2021'de İsrail'in 2050 yılına kadar net sıfır emisyon hedefi belirlediğini açıkladı. İsrail Enerji Bakanlığı tarafından hazırlanan bir planda, İsrail'in 2030'dan itibaren benzinli ve dizel araçların ithalatını tamamen yasaklama ve otomobil ithalatının elektrikli ve doğalgazlı araçlarla sınırlı tutma taahhüdünde bulunuluyor.

İsrail'in en büyük ekonomi gazetesi Calcalist'in otomotiv editörü Tome Hadar, Xinhua'ya vergilerin de EV'lerin neden İsrail'de devasa bir potansiyele sahip olduğunu açıkladığını söyledi.

Hadar, "Halen İsrail pazarında, elektrikli otomobil satın alanlar yüzde 10'luk alım vergisinden yararlanıyor, bu oran sıradan benzinli otomobillere uygulanan ve yüzde 83'ü bulan vergi oranından çok daha düşük" dedi.

Kısa süre önce, Çinli Leapmotor'un T03 elektrikli aracı, İsrail caddelerinde gezen Çinli elektrikli araçlar arasına katılırken İsrail'i ilk ihracat hedefi haline getirdi.

İsrail Ulusal Güvenlik Araştırmaları Enstitüsü tarafından yayınlanan bir raporda, "Çin, batarya endüstrisinde lider küresel oyuncu olmaya devam ediyor" denildi ve Çin'in "hızlı şarj ve gelişmiş enerji yoğunluğu için çığır açan teknolojilerin sektöre büyük katkı sağlayabileceği" kaydedildi.

Raporda, "Bugün küresel üretimin yüzde 76'sından fazlası Çin'de gerçekleştiriliyor ve Batı şimdiye kadar bu açığı kapatamadı" denildi.