Estonya ÖZETİ| ve Letonya, bu hafta içinde Çin-Orta ve Doğu Avrupa Ülkeleri İş Birliği’nden (Çin-CEEC İş Birliği) ayrıldıklarını bildirdi.
İki ülke dışişleri bakanlıkları, yayımladıkları benzer açıklamalarda, “Çin ile gerek ikili ilişkiler, gerekse de AB-Çin İş Birliği kapsamında, uluslararası hukuka, insan haklarına ve kurallara dayalı uluslararası düzene saygı ve karşılıklı fayda temelinde yapıcı ve pragmatik ilişkilerini sürdürmeyi istediklerini” belirtti.
16+1 OLARAK BAŞLAMIŞTI
“16+1” adı verilen, Çin ile bölge ülkeleri arasında ticareti ve yatırımları geliştirmeyi hedefleyen iş birliği diyaloğunun bundan böyle “14+1” olarak anılması gerekecek. Pekin’in 2012’de 16 bölge ülkesi ile başlattığı iş birliği forumu, 2019’da Yunanistan’ın katılımıyla 17 ülkeye çıkmıştı.
Litvanya, geçen yıl, “ekonomik sonuçların beklentilerin altında kaldığı” gerekçesiyle forumdan ayrıldığını açıklamıştı. Diğer Baltık ülkeleri Estonya ve Letonya’nın da onu izleyeceği tahmin ediliyordu.
Estonya ve Letonya’nın ayrılma kararında, Çin’in Litvanya’ya Tayvan ile ilişkileri nedeniyle uyguladığı yaptırımların yanı sıra Pekin’in Ukrayna krizinde Rusya’ya yakın duran tavrı etkili oldu.
ÇİN-LİTVANYA ANLAŞMAZLIĞI
Çin-Litvanya ilişkileri, Vilnius’un, Tayvan’ın 9 Ağustos 2021’de ülkesinde kendi adıyla temsilcilik kurmasına izin vermesinin ardından gerilmişti.
Çin, kararın, “Tek Çin” ilkesine ve adadaki egemenlik haklarına saldırı olduğunu savunarak, Litvanya’daki büyükelçisini geri çağırmış, Litvanya’dan da Pekin Büyükelçisini geri çağırmasını istemişti.
Pekin, 21 Kasım 2021’de Litvanya ile diplomatik ilişkilerinin derecesini düşürerek maslahatgüzar düzeyinde sürdürülmesi kararını almıştı. Litvanya da diplomatlarının güvenliğinden duyduğu endişe nedeniyle 15 Aralık 2021’de Pekin Büyükelçiliğini kapattığını bildirmişti.
İHRACAT DURMA NOKTASINA GELMİŞTİ
Tayvan anlaşmazlığı nedeniyle Litvanya’nın Çin’e ihracatı durma noktasına gelmişti. İhracat, 2021’de önceki yıla kıyasla, kasımda yüzde 91,1, aralıkta ise yüzde 91,4 azalmış, Litvanyalı ihracatçılar Çin’in adı konulmamış ticaret ambargosuna maruz kalmıştı.
AB, Tayvan anlaşmazlığı nedeniyle diplomatik gerilim yaşadığı Litvanya’ya ayrımcı ticari kısıtlama uyguladığı gerekçesiyle Dünya Ticaret Örgütü’ne (DTÖ) şikayet etmişti.
UKRAYNA KRİZİ
Çin Devlet Başkanı Şi Cinping’in Ukrayna Savaşı’nın başlamasından hemen önce Pekin Kış Olimpiyatları’nda Rus mevkidaşı Vladimir Putin ile görüşmesinde “iki ülke dostluğunun limiti olmadığını” açıklaması, Moskova’nın Ukrayna’da başlatacağı askeri operasyona örtülü bir destek olarak yorumlanmıştı.
Pekin, krizin başlangıcından itibaren Ukrayna’daki savaş ile ilgili “işgal”, “saldırı” sözcüklerini ve “kınama” anlamına gelecek ifadeleri kullanmaktan kaçınırken, Batı’nın mali yaptırımlarına karşı Çin ile Rusya arasındaki ticaret hacminde artış gözlenmişti.
Rusya ile Batı arasındaki stratejik rekabetin cephe hattında yer alan Baltık ülkeleri, Rusya ile Çin arasındaki yakınlaşmanın Batı-karşıtı bir stratejik ortaklığa dönüşmesi halinde, Sovyet Rusya’nın nüfuz alanı içinde kaldıkları Soğuk Savaş yıllarını hatırlatan bir gruplaşmada yer almaktan kaçınmayı tercih ediyor.