14 Mayıs seçimlerinin kuşkusuz en çok eleştirilen isimler arasında Ali Babacan, Ahmet Davutoğlu ve Muharrem İnce geliyor.
AK Parti ve CHP'den ayrılarak ayrı parti kuran bu isimler nankörlük ve vefasızlıkla suçlanıyor.Â
Sabah yazarı Salih Tuna, üç ismi karşılaÅŸtırdı ve deÄŸerlendirmelerini "DavutoÄŸlu kaç Ä°nce eder?" baÅŸlıklı yazısında aktardı:  Â
"Muharrem İnce en azından Cumhur İttifakı'na girmedi"
Benim bildiğim, CHP İnce'yi bir kez o da kerhen ("Gel bakalım Muharrem" diyerek) aday gösterdi. Seçim kampanyasında da yalnız bıraktı.
Hâlbuki, AK Parti Davutoğlu'nu başbakan ve AK Parti Genel Başkanı yaptı. Babacan'ı da defalarca bakan yaptı.
Malumunuz, ikisi de ayrılıp kendi partilerini kurdular. Ama hiçbir zaman İnce gibi ağza alınmayacak küfürlere maruz kalmadılar.
Kaldı ki, Davutoğlu ve Babacan sadece AK Parti ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'a muhalefet etmek için parti kurdular.
İnce hem Cumhur İttifakı'na hem de Millet İttifakı'na muhalefet yapıyor. Hatta, CHP'nin içinde bulunduğu ittifaka bir diyorsa, Cumhur İttifakı'na bin diyor.
Davutoğlu ve Babacan'ın ise Erdoğan'dan başkasına tek lafı yok. Zaten partilerinin varlık sebebi Erdoğan karşıtlığından ibaret.
İnce kendi partisini kursa da en azından Cumhur İttifakı'na girmedi. Bunlar CHP İttifakı'na sığındılar.
Şayet İnce'nin CHP'den ayrı parti kurması vefasızlık addedilecekse, Davutoğlu ve Babacan bin tane İnce yapar.
Akşener içine sindiremeyip masadan kalktığında onu ikna etmek için en çok çırpınan Davutoğlu olmuştu.
Peki hangi ortak değer adına ikna etti Akşener'i? Sahi Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı devirmekten başka hangi değerleri kaldı ki?
Davutoğlu bu değer uğruna, "Hayatım CHP zihniyetiyle mücadele etmekle geçti" dediği CHP'den milletvekili olacak.
Yazık ki ne yazık... PKK ve FETÖ ile de bu değer uğruna aynı mevzide buluştular.
Editor : Åžerif SENCER