Cam ÖZETİ| kurbağaların alyuvarlarının çoğunu karaciğerinde saklayarak kendilerini saydamlaştırdığı keşfedildi. ABD'deki Duke Üniversitesi'nden araştırmacılar bu stratejinin, kurbağaların savunma mekanizması olduğunu söyledi.
Hayvanlarda saydamlık, organizma boyunca ışık saçılımını ve emilimini azaltan mekanizmaların devreye girdiği karmaşık bir kamuflaj biçimi.
KURBAĞALAR UYUDUĞUNDA DEVREYE GİRİYOR
Omurgalılarda saydamlığa ulaşmaksa zor. Çünkü bu canlılarda dolaşım sistemi, ışığı zayıflatan alyuvarla dolu.
Independent Türkçe'nin aktardığı gibi 150'den fazla türü olan cam kurbağaları bu zorluğu atlatıp saydamlığa ulaşabiliyor. Araştırma ekibi, kuzey cam kurbağası diye bilinen ve boyları 19 ve 32 milimetre arasında değişen türü inceledi.
Bu hayvanlar ortamdaki yapraklara uyum sağladığı gece vakitlerinde aktif oluyor. Kurbağalar gündüzse uyuyor ve bu esnada kamuflaj devreye giriyor.
Amfibiler uyurken kasları ve derileri saydam hale geliyor. Sadece kemik, göz ve içorganlar görünüyor.
Kurbağalar uyanık, stresli veya anestezi altındaysa dolaşım sistemleri alyuvarla doluyor. Bu yüzden bilim insanlarının, hayvanlar mutlu ve huzurlu bir şekilde uyurken onları incelemesi gerekiyor.
Biyolog ve biyomedikal mühendislerinden kurulu ekip, hayvanları fotoakustik mikroskopla inceledi. Fotoakustik mikroskopi tekniğinde güvenli bir lazer ışık demeti dokuya gönderiliyor.
Kurbağalar uyurken alyuvarların yüzde 89'unun dolaşımdan çıkarıldığı ve karaciğerde saklandığı görüldü. Böylece saydamlık sağlandı.
Cam kurbağaların çok sayıda türü olmasına dikkat çeken araştırma ekibinden Jesse Delia, "Buna rağmen hayvanların çevreleriyle olan inanılmaz etkileşim kurma yollarından bazılarını yeni öğrenmeye başlıyoruz" dedi.
Araştırmacılar, kurbağaların pıhtılaşma meydana gelmeden ya da dokulara zarar vermeden neredeyse bütün alyuvarlarını karaciğerlerinde nasıl depoladıklarına dair soru işaretlerinin oluştuğunu belirtti. Uzmanlar ayrıca bu mekanizmanın insanlarda damar sorularında nasıl çözümler getirebileceğine dair araştırma yapmak istediklerini söyledi.
Editor : Şerif SENCER