Nilüfer'deki ÖZETİ| Organize Sanayi Bölgesi'nde faaliyet gösteren tekstil fabrikasında 1 Kasım'da çıkan yangın, 42 saat sonra söndürüldü. Özellikle polyester, boya, yağ gibi kimyasalların yanması, çevreyi olumsuz etkiledi. Dumanlar kentin dört bir noktasından görünürken, oluşan tabaka da uzun süre havada asılı kaldı.
Bursa'daki hava kirliliğine ilişkin 20 yıldır çalışma yapan Prof. Dr. Sıddık Cindoruk, "Hava kirliliğinde özellikle meteorolojik koşullar çok önemli. Bacadan herhangi bir emisyonun havaya atılması ile seyrelme olayları işin içine giriyor. Bu da meteorolojik faktörlerle gerçekleşiyor. Nem, sıcaklık, rüzgar gibi etkiler çok önemli. İşin kötü yanı bu yangın olmadan kentte durgun hava koşulları hakimdi. Rüzgar hızı oldukça düşüktü. Böyle olunca yangın sırasında ortaya çıkan emisyonların havada dağılma oranı, çok alt düzeyde oldu. Dumanı uzun süre gözlemleyebildik. Tabi ki duman çok genel bir tabir. Bunun içindeki kirleticiler çok önemli" diye konuştu.
'ATMOSFERDE UZUN SÜRE BEKLEDİ, İYİ OLMADI'
Polyester gibi kimyasalların çok fazla kirletici özelliğe sahip olduğunu belirten Prof. Dr. Cindoruk, "Bunlar yanma sırasında ortama önemli miktarda kirletici aktarıyor. Bunların yanması, hem partikül hem de 'kalıcı kirleticiler' dediğimiz daha toksik maddelerin atmosfere çıkmasına neden oldu. Çok uzun süre atmosferde beklemesi, bizim açımızdan iyi olmadı çünkü bir kirletici atmosfere çıktığı zaman hem boyutuna hem yoğunluğuna göre atmosferde çökelmeler yaşanıyor. Kaba partiküller çok kısa sürede, ince partiküller ise daha uzun sürede çöküyor" dedi.
'CAMLARI KAPALI TUTUN, HAVAYI SOLUMAYIN'
Havanın temizlenmesi için yağışa ihtiyaç duyulduğunu kaydeden Prof. Dr. Cindoruk, "Havayı kendi kendine temizleme prensibi olarak gördüğümüz yağışlar ile seyrelme gibi etkiler olmadıkça bunlar atmosferde uzun süre kalabiliyor. Bizim de ümidimiz; bir an önce yağışların ve dispersiyon etkisinin aktif hale geçmesi ve kirliliğin azalması yönünde" diye konuştu.
Çocuklar, yaşlılar, hamileler ve kronik hastalığı olanlar için uyarılarda bulunan Prof. Dr. Cindoruk, "Yangın emisyonlarının çıktığı sırada yaşlıların, kronik hastalığı olanların, çocukların ve hamilelerin camlarını kapalı tutmaları ve bu havayı çok solumamaları gerektiğini belirttik. Bugün kirleticilerin biraz dağıldığını gördük" dedi.
Prof. Dr. Cindoruk, hava kirliliği ölçümü yapılamadığını da aktararak, "Bursa'da hava kalitesini izlemek için istasyon sayımız yetersiz. Bölgedeki havayı izleyemediğimiz için ne düzeyde kirlendiğini tam olarak ölçemedik. Hava izleme ağını genişletmemiz gerekiyor. İzleyemediğiniz şey hakkında önlem de alamazsınız, öneri de geliştiremezsiniz" diye konuştu.
TABİP ODASI BAŞKANI: BİZİ ENDİŞELENDİREN KISA VADELİ ETKİLER
Bursa Tabip Odası Başkanı Dr. Levent Tufan Kumaş da "Sağlık açısında riskli olan kesimler var; kalp, akciğer, solunum yolu hastalığı olanlar, çocuklar, gebeler yüksek risk grubunu oluşturuyor" dedi.
Kumaş, şöyle konuştu:
"Yangının olumsuz etkilerine karşı bir gözlememiz var. Yangından kaynaklanan duman ile partiküllerin yükseldiğini görüyoruz. Kirletici gazların da yükselmiş olduğunu görüyoruz. Bölge başta olmak üzere doğu-batı ekseninde hava kirliliğine ilişkin verilerin arttığını görüyoruz. Bunlar da somut rakamlar. Öncelikle yangına yakın bölgelerde yaşayanların bu konuya dikkat etmesi gerekiyor, önlem alması gerekiyor. Genel olarak hava kirliliğin uzun vadeli etkileri oluyor. Bizi burada endişelendiren kısa vadeli etkileri. Kronik rahatsızlığı olan kişilerde hastalığın şiddetlenmesine yol açabilir. Mümkün olduğunca kirli bölgelerden kaçınmaları, açık havaya çıkmamaları, zorunlu durumları kaliteli maske kullanmaları riskli gruplar açısında yaralı olacaktır."
Editor : Şerif SENCER