1- ÖZETİ| BAKAN BİLGİN’İN BORÇLANMA VE YIPRANMALARIN SİGORTALILIK BAŞLANGIÇ TARİHİNİ ÖNE ÇEKMEYECEĞİNE, SADECE PRİM ÖDEME GÜN SAYILARINI TAMAMLAYACAĞINA YÖNELİK AÇIKLAMASI NE ANLAMA GELİYOR?
Mevcut yasal düzenlemelere göre askerlik borçlanmasının aylığa hak kazanma koşullarını etkilemesi için tek koşul, askerlik hizmetinin sigortalının ilk defa çalışmaya başladığı tarihten önce yapılmış olması. Bu durumda, sigortalılık başlangıç tarihi, borçlanılan süre kadar geriye götürülerek yeniden tespit ediliyor. Bu durum aylığa hak kazanma koşullarını değiştirebiliyor. Buna göre SSK ve Bağ-Kur sigortalılarının askerlik borçlanmaları sigortalılık başlangıcını değiştiriyor. Devlet memurlarında ise sigortalılık başlangıcını değiştirmiyor. Doğum borçlanmaları kadın sigortalıların çalışmaya başladıkları tarihten sonraki doğumları kapsıyor. Dolayısıyla sigortalılık başlangıcını geriye çekmiyor. Sadece bir istisnası bulunuyor. Çalışma hayatına stajyer olarak başlayan kadın sigortalının, stajyerlik başlangıç tarihi ile ilk defa emeklilik primi kesilen tarih arasında doğum yapması ve doğum süresini borçlanması halinde, sigortalılık başlangıç tarihi doğum borçlanma süresi kadar geriye çekiliyor.
Yıpranma sürelerinin sigortalılık süresini etkilemesi sadece SSK sigortalıları için geçerli. 506/ek 5. madde kapsamında itibari hizmet süreleri ile 5434/mülga 32. madde kapsamındaki fiili hizmet süresi zamları sigortalılık sürelerini etkiliyor. Sigortalılık başlangıç tarihini değiştirmiyor.
Bakan Bilgin’in açıklamalarında bilgi hatası olabileceği gibi, şöyle bir durumda akıllara gelebilir. EYT düzenlemesinde, kapsamı daraltmak amacıyla, borçlanma ve yıpranma sürelerinin sigortalılık başlangıçlarını geriye çekmesine yasal engel getirilebilir. Yoksa bu açıklama kesinlikle mevcut yasal düzenlemelere göre yanlış. Böyle bir düzenleme olursa dava konusu edilebilir mi? Evet edilebilir ama sonucu ne olur kestirmek zor.
2- 1999 ÖNCESİ ÇALIŞMAYA BAŞLAYAN SSK’LİLER HİZMET BİLGİLERİNİ NASIL KONTROL ETMELİ?
1- E-Devlet’ten SGK hizmet bilgilerine ulaşarak, sigortalılık başlangıç ve prim ödeme gün sayılarını inceleyerek, hizmet bilgilerinde aşağıda belirtilen durumların olup olmadığını öncelikle kontrol etmeliler:
İlk defa sigortalı oldukları tarih ile prim yatırılan tarih farklı mı?Hizmetlerinin içerisinde başka sigortalılara ilişkin hizmetler var mı?Hizmet sürelerinde çakışmalar veya gün sayılarında fazlalılık örneğin yıl gün sayıları 360 günden fazla mı?Birden fazla statüde (SSK, Bağ-Kur, Emekli Sandığı, banka sandıkları) hizmetleri ve bu sürelerinde eksiklik veya hata var mı?Hizmet kayıtlarında “Kontrollü” (K) ve “Sahte” (S) kodları var mı?
Yukarıda belirtilen durumların hizmet dökümünde görünmesi halinde, çalışan SSK’lilerin işyerlerinin bağlı olduğu sosyal güvenlik merkezine, primleri kendileri tarafından ödenenlerin ise ikametgâhlarına en yakın sosyal güvenlik merkezine mutlaka yazılı olarak müracaat etmeleri gerekiyor. Doğru prim ödeme gün sayılarının tespiti için kurum tarafından hizmet kütüğündeki hatalı kayıtların düzeltilmesi gerekiyor.
2-E-Devlet’ten alınan hizmet dökümünde herhangi bir sıkıntılı durum yok ise, yani işe giriş ve prim ödeme gün sayısında herhangi bir sorun yok ise, mevcut işe giriş tarihlerine göre prim ödeme gün sayılarında eksiklik bulunuyorsa, EYT’ye ilişkin çalışma aralık ayında kamuoyunun bilgisine sunulacağından, sigortalıların bu çalışmayı beklemeleri uygun olur. Çünkü emeklilikte aranacak prim ödeme gün sayısında da net olmayan bir durum var. Eksik günler 5000 güne mi tamamlanacak yoksa 5000 ila 5975 güne kademelendirilen günlere mi? 3600 günden eksik günü olan ve 3600 günle emekli olacaklar için emeklilik yaşı nasıl uygulanacak, 8 Eylül 1999 öncesi olduğu gibi kadında 50, erkekte 55 olarak mı uygulanacak? Tabii bu konular açıklanmaya muhtaç konular olduğu için sigortalılar, eksik prim ödeme gün sayılarını tamamlamak için EYT çalışmasını beklemeli. Çalışma Meclis’e geldikten sonra belki üzerinde önergelerle değişiklikler yapılabilir. Borçlanma müracaatı için acele edilmemeli ancak aralık ayının son günlerine de bırakılmamalı.
3- EKSİK PRİM ÖDEME GÜN SAYILARI NASIL TAMAMLANABİLİR?
EYT kapsamındaki sigortalıların eksik prim ödeme gün sayılarını, yurtdışında çalışma veya ev hanımlığında geçen sürelerinin bulunması halinde 3201 sayılı kanun kapsamında, bunun dışında 5510 sayılı kanunun 41. maddesinde belirtilen borçlanmalardan uygun olanlarıyla tamamlama imkânı bulunuyor.
SSK, Bağ-Kur ve devlet memurları için 5510 sayılı kanunda yer alan hizmet borçlanmaları ve kuralları Tablo 1’de gösterilmiştir.
Tablo 1’de belirtilen borçlanmalar dışında, prim borcu bulunan Bağ-Kur sigortalılarına 5510 sayılı kanuna çeşitli yasalarla eklenen geçici 17, 63, 76, 83 ve 84. maddelerle, yasalarda belirtilen sürelerde primlerini ödememeleri halinde sigortalılıklarının durdurulmasına, talep halinde durdurulan sigortalılık sürelerine ait primlerin ihya edilerek yeniden kazanılmasına imkân verilmiş. Ancak kısmi ihya işlemi yapılmadığından, Bağ-Kur, sigortalılarının durdurulan hizmetlerinin tamamının ihya etmesi gerekiyor.
4- EYT’LİLER BORÇLANIRKEN NELERE DİKKAT ETMELİ?
Borçlanma işlemlerinde EYT’liler açısından beklenti, daha az borçlanma bedeli ödeyerek borçlanmanın aylıklarına yansımasının daha fazla olmasını sağlamak. Dolayısıyla borçlanma miktarını belirlerken borçlanma sürelerinin aylık hesaplama işlemlerinde ne şekilde dikkate alınacağı konusunda bilinçli olmaları gerekiyor.
Yapılacak borçlanmaların sigortalılık başlangıç tarihinden önce olması ve sigortalılık başlangıç tarihini geriye çekmesi halinde, borçlanılan süreler geriye çekilen tarihlere hizmet olarak mal edilir. Sigortalılık başlangıç tarihinden sonraki sürelerin borçlanılması halinde ise borçlanma süreleri, borçlanmaya esas hizmetin geçtiği yıllara mal edilerek aylık bağlama işlemlerinde dikkate alınır. Dolayısıyla sigortalılar borçlanma tutarını (asgari ücret veya katları) belirlerken, aylık hesaplamalarında borçlanma sürelerinin hangi yıllarda gün ve kazanç olarak dikkate alınacağı hususunu göz önüne alarak hizmet oluşturulacak yıllardaki asgari/azami kazanç arasındaki orandan daha fazla oranda borçlanma talebinde bulunmamalı.
Örneğin ilk defa 1998 yılında sigortalı olan ancak askerlik hizmetini daha önce yapmış olan sigortalının askerlik hizmetini borçlanması halinde, borçlandığı süreler,1998 yılından geriye doğru borçlandığı süre kadar (örneğin 600 gün) 1996 ve 1997 yıllarına götürülür ve bu sürede hizmet kaydı oluşturulur. Borçlanılan hizmetler 1996 ve 1997 yıllarına hizmet olarak mal edileceğinden, öncelikle bu yıllardaki asgari/azami kazanç oranına bakılır. 1996 yılında bu oran 2,019, 1997 yılında 1,717’dir. Bu sigortalının tarafına yüksek aylık bağlanması için bugün asgari ücretin 5 katı, 6 katı üzerinden borçlanma yapmasına gerek yok. Çünkü yüksek miktarda borçlanma bedeli ödemesine rağmen, bunun aylığına yansıması aynı oranda olmaz. Dolayısıyla, bu sigortalının borçlanmasını asgari ücretin en fazla 2 katından yapması yeterlidir.
31/12/2022 yılına kadar yapılacak borçlanma işlemlerinde 1 günlük borçlanma tutarı 69,02 TL, 1 aylık borçlanma tutarı 2.070,60 TL, 1 yıllık borçlanma tutarı 24.847,20 TL dir. (Tablo 2)
Bağ-Kur sigortalılarına 2008/Ekim öncesi
5- KAPSAMA ALINMAYAN HİZMETLERİNİ BORÇLANMA HAKKI VERİLEBİLİR Mİ?
5510 sayılı kanun geçici 8. maddesinde, Bağ-Kur kapsamında sigortalılık niteliği taşıdıkları halde 01/10/2008 tarihine kadar kayıt ve tescillerini yaptırmayanların sigortalılıklarının bu tarihten başlatılması, sigortalılıkları bu şekilde başlatılanların, 4/10/2000-01/10/2008 tarihleri arasında geçen vergi mükellefiyet süreleri bulunmak kaydıyla 01/10/2008 tarihinden itibaren altı ay içinde talepte bulunması ve prim borcunu altı ay içinde ödemesi halinde bu sürelerinin hizmet olarak verilmesi öngörülmüş.
Buna göre, 1/10/2008 tarihinden önce Bağ-Kur kapsamında olmaları gereken bir iş yaptıkları halde bu kapsamda tescili yapılmayanlar için EYT yasasında bir düzenleme yapılması beklentisi var. Bağ-Kur sigortalıları eksik hizmet sürelerini, bu şekilde borçlanma hakkı verilmesi durumunda tamamlayabilirler.
6- EYT İÇİN BAŞVURU SÜRESİ VAR MI?
EYT’ye ilişkin çalışma aralık ayında Meclis’e gelecek ve büyük bir ihtimalle de 2023/Ocak ayı itibarıyla da yürürlüğe girecek. Yasal düzenleme 8 Eylül 1999 öncesi sigortalı olanların yaşlılık aylığına hak kazanma koşullarını belirleyecek. Dolayısıyla bu yasa sürekli yürürlükte bulunacağından, müracaat için belirli bir süre öngörülmez. Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte koşulları yerine getirenler istekleri halinde çalıştıkları işyerlerinden ayrılmak koşuluyla aylık talebinde bulunacak. Kanunda öngörülen koşulları daha sonra yerine getirenler ise yine istekleri halinde emeklilik başvurusunda bulunabilecek.
7- EYT’LİLERİN AYLIKLARI NASIL HESAPLANACAK?
EYT çalışmasında aylıkların hesaplanmasıyla ilgili özel bir düzenleme yapılması beklenmiyor. Genel aylık hesabı EYT’liler için de geçerli olacak. EYT’liler 8 Eylül 1999 öncesi çalışmaya başlayanlar olup, aylık talep tarihleri 2023 ve sonrası olacağından, bunlara üçlü karma sisteme göre (2000 öncesi hizmetler için gösterge+2000-2008/Eylül arası hizmetleri için 4447 + 2008/Ekim sonrası hizmetler için 5510 sayılı kanun) yaşlılık aylığı hesabı yapılacak. Sonuçta hesaplanan aylık tutarı 3.500 TL’nin altında olamayacak. Alt sınır aylığı olan 3.500 TL’nin, asgari ücrete yapılacak zamma göre 2023 yılında artırılması bekleniyor.
BİTTİ
Editor : Şerif SENCER