Böbrek kanseri, böbrek hücrelerinin kötü huylu (kanserli) hale geldiği ve kontrolden çıkarak bir tümör oluşturduğu bir hastalıktır. Yani böbrek kanseri böbreklerdeki hücrelerin anormal büyümesinden kaynaklanır. Hemen hemen tüm böbrek kanserleri ilk önce böbrekteki küçük tüplerin (tübüllerin) astarında ortaya çıkar. Bu tür böbrek kanseri, renal hücreli karsinom olarak adlandırılır.
Renal hücreli karsinomlar (RCC'ler), böbrek kanseri vakalarının yaklaşık yüzde 90’ını oluşturur. Diğer böbrek kanseri türleri ise şunlardır:
· Geçiş hücreli karsinom veya böbrek pelvisinin iç yüzeyinde başlayan böbrek pelvis kanseri
· Wilms tümörü (nefroblastoma), 14 yaş ve altı çocuklarda en sık görülen kanser
· Nadir görülen renal sarkom, böbreğin yumuşak dokusunda gelişir.
İyi huylu (Böbrekteki kanser dışı lezyonlar) Böbrek tümörleri nelerdir?
İyi huylu böbrek tümörleri, ameliyat veya radyofrekans ablasyon gibi böbrek kanserleri için de kullanılan aynı tedavilerin birçoğu kullanılarak, yok edilerek tedavi edilebilir. Tedavi seçimi, tümörün boyutu ve herhangi bir semptoma neden olup olmadığı, tümör sayısı, tümörlerin her iki böbrekte olup olmadığı ve kişinin genel sağlığı gibi birçok faktöre bağlıdır.
Anjiyomiyolipom
Anjiyomiyolipomlar en sık görülen iyi huylu böbrek tümörüdür. Kadınlarda daha sık görülürler. Genetik bir durum olan tuberosklerozlu kişilerde gelişebilirler.
Bu tümörler, farklı tipte bağ dokularından (kan damarları, düz kaslar ve yağ) oluşur. Herhangi bir belirtiye neden olmuyorlarsa genellikle yakından izlenebilir. Sorun yaratmaya başladığı takdirde (ağrı veya kanama gibi…) tedavi edilmeleri gerekebilir.
Onkositom
Onkositomlar, yaygın olmayan, bazen oldukça büyüyebilen iyi huylu böbrek tümörleridir. Erkeklerde daha sık görülür ve diğer organlara yayılmaz.
Böbrek kanseri nedenleri nelerdir?
Böbrek kanserleri tüm kanserlerin yaklaşık yüzde 2,5 kadarını oluşturur. Böbrek kanseri erkeklerde kadınlardan iki kat daha yaygın şekilde görülür. Böbrek kanseri riski yaşın ilermesiyle birlikte artar. Nitekim çoğu böbrek kanseri vakası 50 yaşın üzerindeki kişilerde görülür. Böbrek kanserinin nedeni tam olarak bilinmese de aşağıda sıralanan faktörler, böbrek kanserine yakalanma riskini artırabilir.
Sigara içmek: Sigara içen kişilerin, sigara içmeyenlere göre böbrek kanserine yakalanma riski neredeyse iki katıdır. Tüm böbrek kanserleri türlerinin yaklaşık 3’te 1’inin sigarayla ilişkili olduğu düşünülmektedir
Obezite: Obezite böbrek kanserine yol açabilecek bazı hormonlarda değişikliklere neden olabilir.
Yüksek tansiyon: Yüksek tansiyon böbrek kanseri riskini artırabilir.
Böbrek yetmezliği: Böbrek yetmezliği olan kişilerde böbrek kanseri gelişme riski daha yüksektir.
Ailede kanser öyküsü: Ebeveyni, erkek kardeşi veya kız kardeşi (birinci derece akraba) böbrek kanseri olan kişiler yüksek risk altındadır.
Kalıtsal durumlar: Böbrek kanserlerinin yaklaşık yüzde 2-3'ü, von Hippel-Lindau hastalığı, kalıtsal papiller RCC, Birt-Hogg-Dubé sendromu ve Lynch sendromu dahil olmak üzere belirli kalıtsal sendromları olan kişilerde gelişir.
Radyasyona maruz kalma: Daha önce tedavi amacıyla radyasyon tedavisi uygulanmış ya da diğer sebeplerle uzun süreli radyasyona maruz kalmış kişilerde böbrek kanseri gelişme riski artış gösterebilir.
İşyerinde toksik maddelere maruz kalma: Madencilik, çiftçilik, kaynak ve boyamada kullanılan bazı metal yağ gidericiler, arsenik veya kadmiyum gibi kimyasallara düzenli olarak maruz kaldıktan sonra böbrek kanserine yakalanma riski daha yüksek olabilir.
Böbrek Kanseri belirtileri nelerdir?
Böbrek kanseri erken evrelerinde genellikle hiçbir belirgin veya rahatsız edici belirtiye neden olmaz. Erken evredeki küçük boyutlu tümörler genelde başka bir hastalık nedeniyle yapılan, özellikle karın ultrasonografisi veya tomografisinde şans eseri saptanabilmektedir.
Böbrek tümörü büyüdükçe aşağıda listelenen semptomlar ortaya çıkabilir:
· Bazı durumlarda idrarda kan görülebilir. Diğer durumlarda, genellikle düzenli tıbbi muayenenin bir parçası olarak gerçekleştirilen bir laboratuvar testi olan idrar tahlilinde kan izleri tespit edilir
· Böbrek bölgesinde bir yumru veya kitle
· Özellikle bel bölgesinde çok şiddetli olmayan, geçmeyen ağrılar
Böbrek kanserinde daha az yaygın görülen semptomlar ise şunları içerebilir:
· Yorgunluk
· İştah kaybı
· Kilo kaybı
· Yüksek ateş
Yüksek tansiyon veya kandaki normalden düşük kırmızı hücre sayısı (RBC düşüklüğü) (anemi) de bir böbrek tümörüne işaret edebilir. Bu semptomlar daha seyrek görülür.
Öte yandan tümör kemik, akciğer gibi organlara sıçrama göstermiş ise bu yayılıma bağlı olarak öksürük, kanlı balgam, kemik ağrılarına bağlı semptomlar da görülebilir.
Böbrek Kanserinin Tedavisi Nasıldır?
Böbrek kanseri tedavisi, kanserin evresine, büyüklüğüne, yayılım düzeyine ve hastanın genel sağlık durumuna göre değişebilir. En yaygın böbrek kanseri tedavi yöntemleri şunlardır:
Cerrahi tedavi: Böbrek tümörlerinin tedavisinde temel yöntem cerrahidir. Tümörün boyutu ve yerleşimine göre sadece tümörlü kısmın çıkarılması (parsiyel nefrektomi) ya da tümörlü böbreğin tamamen çıkarılması (radikal nefrektomi) ameliyatları uygulanmaktadır. Günümüzde bu ameliyatlar açık, laparoskopik veya robotik cerrahi ile gerçekleştirilebilmektedir.
Ablatif tedaviler: Küçük tümörü olan uygun hastalar için ablatif tedaviler (mikrodalga termal ablasyon, radyofrekans ablasyon, kriyoterapi) dediğimiz böbreğin korunarak sadece tümörlü kısmın yakıldığı işlemler uygulanabilmektedir. Bu sayede böbreğe zarar vermeden tümörlü kısım yok edilebilmektedir.
İmmünoterapi: Bu tedavi yöntemi kanser hücreleri ile savaşmak için vücudun bağışıklık sisteminin uyarılması esasına dayanır. Bu amaçla kullanılan ilaçlar genellikle kanserin ilerlemiş evrelerinde kullanılır ve cerrahiye ek olarak, tek başına veya kemoterapi ile birlikte uygulanır.
Hedefe yönelik (Targeted terapi) tedaviler: Eğer hastalık diğer organlara sıçramış ise son yıllarda kullanıma giren ve oldukça iyi yanıtlar alınan hedefe yönelik tedavilerle etkili sonuçlar alınabilmektedir. Bu ajanlar çeşitli mekanizmalarla tümör hücrelerinin çoğalma döngülerini engellemektedir.
Böbrek kanseri hastaları için tavsiyem ise hastalıkları hangi aşamada olursa olsun her zaman iyimser olmalarıdır çünkü erken evrede saptanmış böbrek içine sınırlı kitlelerde cerrahi tedaviyle zaten büyük oranda kür sağlanmaktadır. İleri evre hastalıkta ise cerrahiye ek olarak uygulanan hedefe yönelik tedaviler ve immünoterapi sayesinde son yıllarda bu hastalığın tedavisinde önemli gelişmeler sağlanmış ve etkili yanıtlar elde edilmeye başlanmıştır.
Editor : Åžerif SENCER