Tanzimat ÖZETİ| döneminde ilk çevirilerin Batı’daki Çocuk Edebiyatı’nda da ilk ürünler olan Robinson Cruseau ve Gulliver’in Seyahatnameleri olması bu konuda Batı’yla bir koşutluk sağlama çabası olarak algılanabilir.Ayrıca okuma kültürünü artırmak için öykü kitaplarının yanı sıra bilimsel merakı canlandırmak ve çocukları bilime yöneltebilmek için Jules Verne’lerin çevrilmesi de önemli çaba olarak düşünülebilir.Bu çabanın boşa gitmediği ve önemli ölçüde başarıya ulaştığını söylemek mümkündür. Özellikle Jules Verne çevirileri çocukların hem bilimsel düş gücünü artırmış, hem de bilime yönelmelerini sağlamıştır.Modern Türk edebiyatı XIX. yüzyılın ikinci yarısında, Tanzimat döneminde, Avrupa ve özellikle Fransız kültürü etkisiyle doğmuş, o dönemde yapılan çeviriler başlıca etki aracı olarak çok önemli bir rol oynamışlardır.Bundan başka Tanzimat’tan beri süregelen çeviri etkinliğinin Cumhuriyet’ten sonraki çağdaş edebiyatımızı da canlandırmaya devam ettiğine dair pek çok gösterge vardır. Aynı şeyleri çeviri çocuk edebiyatı için de söylemek mümkündür.ÇEVİRİ SÜREÇLERİ VEÇEVİRMENLERİN ÖNCÜLÜĞÜÇevrilen kitaplara bakıldığında Batı’nın yaşadığı gelişim sürecinin biraz geç de olsa bizde de yaşandığını görmek mümkündür. Batı’da 1719’da yayınlanan, Daniel Defoe’nin Robinson Cruseou romanı bizde 1864’te Ahmet Lütfi çevirisiyle Hikaye-i Robinson adıyla yayımlanır. 1726’da Jonathan Swift’in Gulliver romanı da 1872’de Mahmud Nedim tarafından çevrilir ve Gulliver Nam Müellifin Seyahatnamesi adıyla yayımlanır.Çeviri çocuk edebiyatının bu iki kitapla başlaması Batı’daki aydınlanma sürecinin çeviri yoluyla bize yansıması olarak algılanabilir. Bu dönemde Jules Verne’nin kitapları da yayımlanır. Gizli Ada (1869), Seksen Günde Devrialem (1889), İki Sene Mektep Tatili (1891) Ahmet Ihsan Tokgöz çevirileridir. Merkezi Arza Seyahat (1885), Beş Hafta Balon ile Seyahat (1888) Mehmet Emin tarafından çevrilmiştir.Avrupa kültürüne ve sanayileşmesine ve aydınlanma sürecine artan ilginin somut belirtileri olan bu eserlerin yayımlanması, toplumda yeni bir kültürün oluşturulması ve bu kültürle yetişmiş kuşakların yaratılması çabasıdır.Tarihsel sürece baktığımızda Aydınlanma hareketinin başladığı Tanzimat döneminde çocuk ve çocuk eğitimi aydınlanma felsefesine uygun olarak ele alınmış ve bu alanda temel anlayışta büyük değişimler gerçekleşmiştir. Öncelikle o güne dek var olmayan ve aydınlanmanın bir ürünü olarak ortaya çıkan çocuk edebiyatı kurulmaya çalışılmış ve bu konuda çeviriler önemli bir işlevi yerine getirmişlerdir.VERNE’İN İŞLEVSELLİĞİNİGÖSTEREN BİR ÖRNEKBu konuda en somut örneklerden biri Prof. Dr. Celal Şengör’ün Cumhuriyet Bilim Teknik ekinde yazdığı bir yazıdır. Şengör bu yazısında kendisini bilime yönelten en önemli etkenin Jules Verne’in kitapları olduğunu söylemektedir.“Jeoloji bilimiyle Arzın Merkezine Seyahat adlı romanı sayesinde tanıştığım Jules Verne de benim doğumumdan tam elli yıl önce,24 Mart 1905’te ölmüş. Jules Verne’in burada benim tarafımdan etraflıca tanıtılmaya ihtiyacı yok. ‘Seni eserlerinde en çok ne etkiledi?’ diye sorarsanız, Verne’in insan zekasına, insan yeteneklerine, bilime ve bunlar sayesinde hiç duraksamadan sürecek bir ilerlemeye duyduğu inançtır diyebilirim.” (bkz.Şengör, Cumhuriyet Bilim Teknik sayı 679, s.5)Bilimkurgunun yönlendirici etkisinin varlığı reddedilmez bir gerçektir. Ancak burada öncelikle tartışılması gereken konu bilim dediğimizde salt fen bilimlerinin anlaşılması tehlikesidir ki bazı fen bilimciler sosyal bilimleri bilim alanı olarak kabul etmezler.Yaşamı salt fen bilimleri gözlüğüyle görmeye başladığınız zaman insanı ve onun anlamını salt sayısallık ya da canlı türlerinden biri olarak basitçe tanımlama zorunluluğu ortaya çıkar ki bu, o zaman nasıl bir etik anlayış içerecektir bunu tartışmak gerekir. Oysa sosyal bilimler insanı tanımlayarak fen bilimlerine de anlam katmaktadır. Bilimkurgu insanın keşfetme tutkusunu yansıtır ve elbette insanidir…JULES VERNE HER DÖNEMKLASİK OLMUŞTURSözünü ettiğimiz kitaplar, sonraki dönemde de en çok okunan ve okunması tavsiye edilen kitaplar olmuşlardır. ‘Klasikler’ olarak tanımlanan listede hangi dönemde olursa olsun hep baş sıralarda yer almışlardır.Geçmiş dönemde ihtilaller de bazı çocuk kitaplarını yasaklarken bu kitaplara dokunmamışlar, aksine okunması konusunda teşvik edici olmuşlardır. Yakın geçmişe baktığımızda yine bu kitaplar 100 Temel Eser listesinde yer almışlardır.Hiç kuşkusuz bu kitapların işlevi olarak belirlenen şey onların çocuğu bilime yöneltmesi olarak düşünülmesidir. Ergen ve genç hedef kitlesi düşünüldüğünde bu işlevin önemli bir şekilde yerine geldiğini düşünebiliriz. Ayrıca bu kitlenin daha sorgulayıcı olmalarını sağlayacak çağdaş bilim kurgu metinlerinden de uzak tutuluyor olması da önemli gibi görünüyor.Fotoğraf: Felix NadarGÜNÜMÜZ BİLİMKURGU YAZARLARIVE FARKIGünümüzde bilimkurgu alanı bilimdeki gelişmelerle birlikte çok ötelere gitmiş olsa da toplumsal bellekte ve piyasada bu kitapların hala varlığını sürdürmesi okur sadakati mi yoksa kolaycılık olarak mı tanımlanır bilemiyorum.Oysa Asimov’dan, Wells, Le Guin, Bradbury, Huxley’e uzanan yelpazede sayısız bilimkurgu ve onu içeren distopik romanlar yazılmasına ve üstelik bu romanların toplumsal sorunları yansıtan romanlar olmasına rağmen yoluna devam etmesi Verne romanlarının gücünü mü gösteriyor, yoksa eğitim sistemindeki yeniliklerden uzak durma geleneği mi baskın konumda bunu sorgulamak gerekir.
Editor : Şerif SENCER
Editor : Şerif SENCER