Banka iflasları kriptonun kabulünü hızlandırıyor

ÖZETİ| BORSAGUNDEM.COM - DIŞ HABERLER SERVİSİ

Araştırmalar, ABD ekonomisinde enflasyon ve resesyon endişelerinin bir yan etkisi olarak kabul edilen bankacılık krizinin Bitcoin ve diğer kripto para birimlerinin benimsenmesi açısından olumlu etkileri olduğunu ortaya koyuyor.

Borsagundem.com’un derlediği bilgilere göre, 2022 yılını oldukça kasvetli geçiren kripto para birimlerinin 2023 performansı tüm yatırımcıları şaşırtıyor. Bunda, ABD’de patlak veren bankacılık krizinin olumlu etkisi olduğu düşünülüyor.

Bankacılık krizi

U.S. Global Investors’tan Frank Holmes’un analizine göre, ABD banka başarısızlıkları kripto kabulünü artırıyor. Şaşırtıcı olmayan bir şekilde, Bitcoin, Nisan ayında en çok tutulan dijital varlık oldu ve yeni yapılan bir ankette, katılımcıların yüzde 16'sı Bitcoin'e yatırım yaptıklarını ifade etti.

Yapılan yeni ankete göre, ABD'de kripto para biriminin benimsenmesi, derin bir bankacılık krizi korkusuyla artıyor. Morning Consult'a göre Amerikalıların yüzde 22'si, yani beşte birinden fazlası Nisan ayında en az bir kripto para birimine sahip olduğunu söylüyor. Bu, Ocak ayına göre yüzde 4 puanlık bir artışı temsil ediyor.

Bitcoin, Nisan ayında en çok yatırım yapılan kripto para oldu ve anket katılımcılarının yüzde 16'sı Bitcoin’de yatırımları olduğunu söyledi. Bu, bir yıl öncesine göre yüzde 13’lük bir artışa karşılık geliyor. Nisan 2023'te yüzde 12'lik sahiplik oranıyla Ethereum ikinci sırada yer alırken, onu her biri yüzde 8'lik payla Binance Coin ve Tether izliyor.

Bununla birlikte, birçok kişinin Bitcoin'in ‘kripto’ olarak etiketlenmesine itiraz edeceğini belirtmek gerekiyor. Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu (SEC) Başkanı Gary Gensler ve Emtia Vadeli İşlemler Komisyonu (CFTC) Şefi Rostin Behnam bile dünyanın en büyük dijital varlığını bir meta olarak tanımlıyor.

Geleneksel finans baskı altında

Yine, kripto sahipliğindeki artış, muhtemelen bankacılık endüstrisini içeren ve devam eden piyasa gerilimlerine, özellikle Silicon Valley Bank (SVB), Signature Bank ve daha yakın zamanda First Republic Bank'ın iflaslarına bağlı olarak gerçekleşiyor.

San Francisco merkezli First Republic, bu yıl iflas eden üçüncü ABD bankası oldu ve ABD tarihindeki en büyük ikinci banka iflası olarak kayıtlara geçti. 2,6 trilyon dolardan fazla varlığa sahip ülkenin en büyük bankası olan JPMorgan, geçtiğimiz hafta sonu Federal Deposit Insurance Corporation'dan (FDIC) açık artırmada First Republic'i satın alarak daha da büyüdü.

Birçok yatırımcının bir gün geleneksel finansal ürün ve hizmetlerin yerini alabileceğine inandığı dijital varlıklar ise geçen hafta yükselişteydi. Bloomberg Galaxy Kripto Endeksi yüzde 4,69 yükselirken, Bitcoin’de yükseliş yüzde 7,64’ü buldu.

Bitcoin ve altın yatırımcıları artıyor

Morning Consult anketine göre, Amerikalıların yüzde 27 ile dörtte birinden fazlası gelecek ay Bitcoin varlıklarını artırmayı planladıklarını söylüyor. Bu oran Ethereum’da yüzde 21’i buluyor.

Ancak bankalar giderek daha istikrarsız göründüğü için yatırımcılar tarafından aranan tek varlık kripto paralar değil. Bankacılık krizinden altın üreticilerinin de yararlandığı görülüyor.

Üç varlık sınıfının yılbaşından bu yana milyarlarca dolarlık piyasa değeri değişimini karşılaştırması ise anket sonuçlarını doğruluyor. Bu süreçte, SVB, Signature, Credit Suisse ve First Republic’in toplam 50 milyar dolar kaybettiği görülüyor. Bu arada, NYSE Arca Altın Madencileri Endeksi tarafından ölçülen altın üreticilerinin, piyasa değeri bakımından 41 milyar doların üzerinde kazanç elde ettiği görülüyor. Bitcoin ise 2023'ün başındaki 318 milyar dolarlık Piyasa değerinden bugün yaklaşık 255 milyar dolar artışla 566 milyar dolara yükselmiş durumda.

Dedolarizasyon endişeleri sürüyor ve altına yatırım hala düşük seviyede

Ayrıca altın ve Bitcoin'i desteklemek, ABD dolarının sürekli olarak düşen değeriyle paralel ilerliyor. Doların Cuma günü marjinal bir şekilde yükselse de haftayı yüzde 0.16 kayıpla kapattığı görülüyor.

Yatırımcılar ve analistler, dedolarizasyon eğilimi konusunda alarm vermeye devam ediyor. Varlık yönetimi şirketi Eurizon SLJ'nin CEO'su ve Morgan Stanley'in eski genel müdürü Stephen Jen, doların rezerv para birimi statüsünü ‘çarpıcı' bir hızla kaybettiğini söylüyor. Jen’e göre dolar, 2016'dan bu yana pazar payının yaklaşık yüzde 11'ini ve 2008'den bu yana ise bu oranın iki katını kaybetmiş durumda.

Jen, çöküşten ABD'nin Rusya'ya uyguladığı yaptırımları sorumlu tutuyor gibi görünüyor. Geçen hafta paylaştığı bir notta, “ABD ve müttefiklerinin Rusya'ya karşı aldığı olağanüstü önlemler, büyük rezerv sahibi ülkeleri şaşırttı” diye yazıyor.

Elon Musk tweet atarak bu hissiyatı paylaşıyor: “Para birimini yeterince silah haline getirirseniz, diğer ülkeler onu kullanmayı bırakacaktır.”

Küresel piyasalar hiç bu kadar belirsiz olmamıştı

Bu arada, milyarder yatırımcı Stanley Druckenmiller, ABD dolarını kısa devre yapmanın şu anda tek yüksek ikna edici ticaret olduğunu söylüyor ve 45 yıllık yatırım hayatında küresel piyasalarda hiç bu kadar belirsizlik görmediğini ekliyor. 1990'ların başında, o zamanlar George Soros ile birlikte çalışan Druckenmiller, İngiliz sterlinine karşı bahis oynamış ve 1 milyar dolardan fazla kazanmıştı.

Jen, Musk ve Druckenmiller'ın söyledikleri kulağa mantıklı geliyorsa, bireysel yatırımcılar için altın ve Bitcoin yatırımı gerçekten de mantıklı olabilir.

Bunun ışığında, altının hala 266 trilyon dolar ile yatırım yapılabilir varlık piyasasının nispeten küçük bir kısmını temsil ettiği görülüyor. Dünya Altın Konseyi'ne (World Gold Council - WGC) göre, yatırımcıların elinde tuttuğu küresel külçe altın stoğu (külçeler, madeni paralar ve altın ETF'leri dahil) şu anda yaklaşık 3 trilyon ABD doları civarında seyrediyor. Bu, hisse senedi ve tahvillerden alternatif varlıklara kadar tüm finansal varlıklara yatırılan toplam tutarın sadece yaklaşık yüzde 1'ini temsil ediyor.

İyi çeşitlendirilmiş bir portföye sahip olmak ne kadar önemliyse, portföyünüzün içinde altına yer vermek de son zamanlarda bir o kadar önemli gözüküyor. Altın ve altın madenciliği hisselerinde her zaman yüzde 10'luk bir ağırlık, doların potansiyel olarak dengesiz bir zeminde olduğu böylesi bir dönemde, oldukça makul bir yatırım şekli olarak öne çıkıyor.

---

Editor : Şerif SENCER