USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BÄ°ST 0.000
Gündem

Bakan Yılmaz Tunç'tan son dakika DEM Parti-İmralı açıklaması! İmamoğlu'na çok sert tepki

Son dakika haberi... Adalet Bakanı Yılmaz Tunç canlı yayında önemli açıklamalarda bulundu. Bakan Tunç, CHP'li İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'na çok sert tepki gösterdi.

Bakan Yılmaz Tunç'tan son dakika DEM Parti-İmralı açıklaması! İmamoğlu'na çok sert tepki
07-02-2025 22:13
Google News

Adalet ÖZETİ| Bakanı Yılmaz Tunç, Habertürk canlı yayınında gündeme ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Bakan Tunç, CHP'li İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'na tepki gösterdi.

Bakan Tunç'un açıklamalarından öne çıkanlar şu şekilde:

'MİLLETÇE BÜYÜK BİR SEFERBERLİK İLAN ETTİK'

'Asrın felaketi' diyoruz ama dünya tarihinde bu biraz hafif kalır. 53 bin 537 canımız gitti. Milletçe büyük bir seferberlik ilan ettik. Devletimizin tüm kurumları bölgeye seferber oldu.

11 şehrimizin yeniden ayağa kaldırılması mücadelesinde belli noktaya geldik. Dün Gaziantep'teydim. Nurdağı ve İslahiye ilçeleri depremin en fazla hasar verdiği şehirlerdi. Oralarda teslim edilen konutlarda vatandaşlarımızı ziyaret ettik. Acı taze; yani gidecek gibi değil tabii ki. Deprem sonrasında, depremin ilk anından itibaren, 6 Şubat 2023 yılında deprem olmuştu. O zaman grup başkan vekili ve milletvekiliydim. Sabah milletvekillerimiz hemen yola çıktılar. Yollar deprem nedeniyle hasar görmüştü, kar, kış kıyamet. Grup başkanvekilimiz Mustafa Elitaş, sayın Cumhurbaşkanımızla görüşmesinde OHAL ilan edilmesiyle görüşmüştü.

Sayın Cumhurbaşkanımızın ifadesi şu şekilde oldu 'Kar, bora, fırtına vatandaşlarımızın yanında olacağız, ilk müdahaleyi yapacağız, sonrasında olağanüstü hal ilan edilecek'. O kararname çerçevesinde yargısal süreçlerin nasıl yapılacağına ilişkin kararname çıkmıştı. O kararname çerçevesinde yargı olarak birtakım çalışmalar yaptık. İdari yargı usulünde geçici madde düzenlemesi yapmıştık. Adalet Bakanlığı olarak bütün illerden tecrübeli hakim ve savcıları bölgeye intikal ettirdik. Adli tıp, DNA, kimlik tespitleri. 984 bilirkişi de delilleri tespit etmesi gerekiyordu. Yıkılan binalarla ilgili enkazlar kaldırılmadan delillerin toplanması gerekiyordu. Bina bina eksiksiz şekilde 11 vilayetimizde bu çalışmalar yapıldı. Açılacak soruşturmalar bu delillere dayandırıldı.

697 ilave mahkeme kurduk bölgede. Oradaki yargısal süreçlerin tıkanmaması için. Ceza süreçleri ve davalar bakımından vatandaşlarımızın yargısal konularda mağdur olmaması için tedbirler alındı.

Toplamda 3 bin 522 dosyada işlem yapıldı. Bu dosyaların 1491'inin iddianamesi düzenlendi ve davaları açıldı. 2031 soruşturma devam ediyor. 2578 dosyada bilirkişi incelemeleri tamamlandı, raporlar hazırlandı. Bu raporlar teknik üniversitelere gidiyor. Üniversitelerdeki bilirkişi heyetlerine teslim edildi. Şu anda hala 248 kişi tutuklu durumunda. 1036 kişi hakkında adli kontrol söz konusu. Tutukluların bir kısmı müteahhit, bir kısmı yapı denetim sorumlusu, bir kısmı fenni mesul.

Binada sonradan değişiklik yapan, kolon kesenlerle ilgili de var. Kamu görevlileriyle alakalı bilirkişi raporları geldikten sonra o dosyada kamu görevlisi, belediye yetkilisinde sorumluluk varsa o durumda İçişleri Bakanlığı'ndan soruşturma izni istendi. Peyderpey o davaların açılması devam ediyor.

'ŞU ANDA 105 BİN 933 DAVA AÇILDI'

İzinlerin gelmesinde gecikme, dosyanın bilirkişiden dönüşüyle ilgili. Onlarla ilgili de davalar açılıyor. Burada yargılanan belediye başkanları da var. Nurdağı Belediye Başkanı hala tutuklu. Oradaki yapılarla ilgili kusuru olanlar noktasında yargısal süreçler aksatılmadan sürüyor. Burada önemli olan bilirkişi raporları. Üniversitelerimizin verdiği rapor. Delillerin başlangıçta iyi toplanması çok önemliydi. Karat örnekleri ve bina bina yapıldı. Bir de bunun idari yargı boyutu vardı. Şu anda 105 bin 933 dava açıldı. 65 bin 826 dosyada karar verildi. Vatandaş yıkım kararına, ağır hasara itiraz ediyor ve dava açıyor. Bu senenin sonunda 400 binden fazla konut teslim edilecek. 2025'in sonuna kadar herkes sıcak yuvalarına kavuşacak.

DEM PARTİ-İMRALI GÖRÜŞME TRAFİĞİ

Sayın Bahçeli'ye geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz. Geçmiş olsun, Allah şifalar versin. Sayın Bahçeli'nin grupta yaptığı konuşmadan sonra tartışma başladı. İmralı ile DEM Partililerin görüşmeleri oldu. Heyet iki kere gitti. Bütçe görüşmeleri biter bitmez o görüşmeler gerçekleşti. Terörle mücadele eden bir ülkeyiz. Sadece PKK terör örgütü değil FETÖ, DEAŞ, sol terör örgütleriyle mücadele eden ülkeyiz.

40 bin insanımız maalesef teröre kurban gitti, şehitler verdik. Doktor, öğretmen, hemşirelerimiz şehit edildi. Trilyonlarca gelirden bu nedenle mahrum kaldık. Türkiye 40 yıldan bu yana terörle mücadele eden ülke olmasaydı bu ülkenin ekonomik kalkınmışlık düzeyi farklı olurdu. Terörle mücadeledeki kararlılığımız devam ediyor. Hedefimiz terörsüz Türkiye. Sayın Bahçeli'nin grup konuşmasında, kararlılığı ifade etmesi, terörün bittiğinin açıklanmasını istenmesi noktasındaki açıklamalarından sonra İmralı ile DEM Partililerin gelişmesi oldu.

'BU AÇIKLAMA DEVLETE YÖNELİK AÇIKLAMA DEĞİL, BURADAKİ MUHATAP TERÖR ÖRGÜTÜ'

Bu açıklama devlete yönelik açıklama değil. Buradaki muhatap terör örgütü. Açıklamayla ilgili muhatap tamamen terörist elebaşının kurmuş olduğu terör örgütüne yöneliktir. Bu açıklamanın ne zaman yapılacağı, açıklanıp açıklanmayacağı, içeriğinin ne olacağı tamamen muhatabı değerlendirir.

Muhatap burada devlet değil. Terörle mücadelede kararlılığımızı sayın Cumhurbaşkanımız ve sayın Bahçeli ifade ediyor. Terörle mücadelede bugüne kadar başarı sağladık. Ülke içinde terörün bitirilmesi noktasındaki çalışmaları, çabaları görüyoruz.

'ÅžEHÄ°T AÄ°LELEÄ°RMÄ°ZÄ° Ä°NCÄ°TECEK, ONLARI ÃœZECE KBÄ°R ADIM KESÄ°NLÄ°KLE ATMAYIZ, ATAMAYIZ'

Sınırımızın dışında PKK/YPG ile mücadelemiz, orada terör devleti kurulmasına yönelik mücadelemiz devam edecek. Oradaki açıklamaların muhatabı devlet değildir, burada pazarlık söz konusu değil. Şehit ailelerimizi incitecek, onları üzecek bir adım kesinlikle atmayız, atamayız. Biz şehitlerimizin sayesinde burada sizinle program yapabiliyoruz. Şehit ailelerimiz, milletimiz, müsterih olsun. Bu bir pazarlık süreci, alver süreci diğil. Burada terörsüz Türkiye'ye adım atılması. Tekrar görüşmeyle ilgili şu anda bir talep yok. Talep olursa elbette ki değerlendirilir.

KARTALKAYA'DAKÄ° OTEL YANGINI FACÄ°ASI

Kartalkaya'da hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet diliyoruz. Gerçekten büyük bir acı, büyük felaket. Böyle bir şeyin olmaması lazım. Bu acı tarif edilmez. Sayın Cumhurbaşkanımız da cenaze törenlerinde o ailelerin acılarını paylaşırken gerçekten duygulanmamak mümkün değil.

Yangının akabinde, kurtarma çalışmaları devam ederken Bolu Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturmayı başlattı. Hızlı bir şekilde delillerin kaybolmaması açısından bilirkişi heyeti oluşturuldu. İlk tespitlerine ilişkin rapor hazırlama süreci devam ederken özellikle yangın ve binaların yangından korunmasına ilişkin uzmanlıkları olan kişilerden bilgileri alması gerekiyordu savcılığın. Sorunların belirlenmesi noktasında bilirkişiye başvuruldu. Soruşturmayı yürüten savcılık makamı. Oradaki deliller ışığında sorunların belirlenmesine yönelik çaba söz konusu.

'ÖZEL'İN BAHSETTİĞİ HENÜZ DOSYAYA VERİLMEMİŞ'

Savcılık makamının özellikle bazı tespitleri oldu. Hemen yangından 1 ay önce bina ile ilgili Bolu Belediye Başkanlığı ve itfaiye teşkilatının orada 9 eksikliğin bulunduğu ve ruhsat veren makam olan Bolu Özel İdaresi'ne bildirilmediğine yönelik savcılığın tespiti. Sonra dilekçenin geri çekilmesi. Bununla ilgili dilekçenin geri çekilmesi, yanındaki müştemilatı ile ilgili uygunluk verilmesi. Savcılık makamı bu konunun kendi uzmanlık sahaları olmadığı düşüncesiyle, sayın Özel'in bahsettiği henüz dosyaya verilmemiş, bilirkişilerin imza atmadığı bir belge.

Savcılığın sorduğu kısımla ilgili yorum olmadığı görülünce daha tarafsız, teknik, ihtisas sahibi olan yeni bir bilirkişi heyetinin oluşturulmasına savcılık karar vermiştir.

'22 TUTUKLU VAR, YENİ GÖZALTILAR GERÇEKLEŞTİ'

Rapor olması için imzalanıp savcılık dosyasına ve UYAP'a kaydedilmesi lazım. Bu bir taslak olabilir. Bu taslakla ilgili bilirkişiden yeni sorular sorulduğunda mahalli bilirkişiler 'biz buna cevap veremeyiz' dediğinde o zaman bizim uzmanlık gerektiren yeni teknik heyete ihtiyacımız var kanaatine varıyor savcılık. İTÜ'den yeni bir heyet oluşturuluyor. Afet Yönetimi Bölümü'nden oluşan 8 kişilik bilirkişi heyeti görevlendiriliyor. Önceden toplanan deliller hızlı bir şekilde keşif yapılıyor. Rapor hazırlama süreci devam ediyor.

'22 TUTUKLU VAR, YENİ GÖZALTILAR OLABİLİR'

Biz şunu diyoruz; bunun üzerinden bunları konuşmak bile acı verici, maalesef. Bunun üzerinden politika yapılmaz. Burada gerçek ne ise ortaya çıksın, ucu nereye dokunursa dokunsun. Ama onlar şunu diyor 'Bunun ucu bizim arkadaşlarımıza dokunmasın' aradaki fark bu. Belediye burada sorumlu değildir diyorlar. Bilirkişi raporu hazırlanmamış, savcılık soruşturmayı devam ettirirken 'şu kusurludur, bu kusursuzdur' diyebilir misiniz? Şu anda 22 tutuklu var. Sayın bakanımız mülkiye müfettişlerinin soruşturmasıyla ilgili konuştu. Yeni gelen rapor ışığında gözaltı ve tutuklamalar gerçekleşti. Şu anda asıl raporu hazırlayacak olan İTÜ'nün bilirkişileri. Türkiye'nin en yetkin kurumundan bu rapor alınacak. Soruşturma devam ediyor. Biz burada gelecek olan bilirkişi raporuna göre, savcılık makamı elbette ki yeni gözaltılar yapabilir, tutuklama kararları verebilir. Hukuk davası bakımından şirket yetkililerin malvarlığına ilişkin tedbirler konuldu.

'VATANDAŞLARIMIZ MÜSTERİH OLSUN KİM OLURSA OLSUN YARGININ BİRİSİNİ KORUMASI SÖZ KONUSU OLAMAZ'

Vatandaşlarımız müsterih olsun. Kim olursa olsun, ister otel sahibi, şirket yetkilileri, isterse ihmali olan kamu görevlileri, bakanlıkta, özel idarede olsun, bu konuda yargının birisini koruması söz konusu olamaz. Kimin ihmali varsa. Yangından 1 ay önce verilen dilekçenin geri çekilmesi. 9 eksiklik. Yangın söndürme, uyarı sistemleri yok. Çıkış, yangın merdivenleri yok. Bunu ilgili makamlara kim bildirmemiş? Neden geri çekilmiş dilekçe? Arada ne dönmüş? Tüm bunlar ortaya çıkacak. Milletimize ve vefat edenlerin ailelerine büyük acıyı yaşatanlara yargı hesap soracak. Ucu nereye dokunursa dokunsun. Sayın Özel 'bizim belediyeye dokunmasın' diyor. Bunu sen demeyeceksin, yargı söyleyecek.

İMAMOĞLU SORUŞTURMASI: AHMAKTIR DEMEK HAKARET Mİ DEĞİL Mİ?

Adalet Bakanı olarak benim devam eden soruşturma ve davalarla ilgili olarak, siyasi davadır ya da değildir şeklinde yorum yapmam doğru olmaz. Her şey kamuoyunun gözü önünde cereyan ediyor. 'Ahmaktır' demek hakaret mi, değil mi? Bunu yargı takdir edecek. İlk derece kararını verdi şimdi istinaf sürecinde. Siz 'bu dava gecikti, erken verildi' diye 'yargı tacizi' derseniz bu olmaz. Yargı bağımsız ve tarafsız şekilde kararını verecek.

Ordu'daki dava ile ilgili aynı şey söylenmişti. O davada Yargıtay'da. Sonraki ifadeleri, İstanbul Başsavcımızla ilgili ifadeleri var. Yargı hakaret mi değil mi, değerlendirecek. Cumhuriyet başsavcısına 'çürük zihinli' dediğinizde bunun hakaret olup, olmadığını, suç teşkil edip etmeyeceğini herhalde yargı takdir edecektir.

Ä°MAMOÄžLU'NA SERT TEPKÄ°: YARGIYA KÄ°MSE HAKARET EDEMEZ

Sürekli yargıya yönelik buradan ifade edemeyeceğimiz hakaret içeren sözlerle sürekli gündemde kalmak gibi durum söz konusu. Burada 16 milyon İstanbullunun sorumluluğunu taşımak gerekir. Bir cumhuriyet başsavcısına 'çürük zihinli' dediğimizde yargı susacak mı? Soruşturmayla karşı karşıya kalınca 'yargı tacizi'. YSK üyelerine söylediği söz yargı gündeminde. Sayın Özel'in ifadeleri. Bir gençlik kolu başkanının o sözler üzerine video yapması ve soruşturma açılması. Yargıya kimse hakaret edemez. Ben Adalet Bakanıyım ve HSK Başkanıyım. 'Bu suç işlemiştir' demiyorum. Suç olup, olmadığını, hakaret olup, olmadığını değerlendirecek olan yargıdır.

'SÖZLER KABUL EDİLEBİLİR DEĞİL, KİMSE YARGIYA PARMAK SALLAYAMAZ'

Bunu şova dönüştürürseniz, herkes hukuka saygı duyacak. Yargı mensuplarına söylediği sözler kabul edilebilir değildir. Bizim maalesef hakaret siyaseti, sürekli karşı tarafı rencide edecek sözler, hakarete varan sözlerle yargının konusu olabilecek sözler sarfedildiğinde 'yargı niye üzerime geliyor' dendiğinde doğru olmaz. Kimse yargıya parmak sallayamaz. Burası hukuk devleti. Kanunlarımız var. Herkes kendi görev alanında işini tam yapsa, özellikle icraatlarla görevde olsa. İcraatlarla görevde olmayınca işi böyle kapatmak söz konusu oluyor.

ÜMİT ÖZDAĞ'UN TUTUKLANMASI

Antalya'da yapmış olduğu konuşma. Başka suçlamalar var halkı kin ve düşmanlığa yönelik sözler ve yabancı düşmanlığı. Antalya'da yapmış olduğu konuşma var. Bir siyasetçi olarak konuşuyorum. Neticede bu sözler suç mu değil mi yargı karar verecek.

Cumhurbaşkanımıza devletimize ve hükümetin izlediği politikalara yönelik 'haçlı seferi' benzetmesiyle ilgili savcılığın başlatmış olduğu soruşturma. Antalya da başlatabilirdi. Ankara da başlatabilirdi. Mağdurun ikametgahı olarak İstanbul da başlatabilirdi. Üç yer yetkilidir.

Yetkiyle ilgili problem söz konusu değil. Yetkili olan makam başlattığına göre aynı soruşturmanın oralarda başlatılması söz konusu değildir. Mağdurun ikametgahı bu tür davalarda yetkili mahkemedir. Size karşı birisi Ankara'dan hakaret etse siz davayı İstanbul'da açabilirsiniz. Aynı şekilde burada mağdurun ikametgahının İstanbul olması nedeniyle yetki konusunda problem söz konusu değildir.

CEMAL ENGİNYURT'A AÇILAN SORUŞTURMA

Basın yoluyla işlenen suçlar, neticede haber kanalları, gazete merkezleri nerede yayımlandıysa bu konuda yetkiyle ilgili konu geniş. Bahsi geçen kişiler yargıda konuştukları bu ifadeler, yaptıkları konuşmalarla ilgili olarak binlerce vatandaşımıza dava açan kişiler bunlar. Bunların gerek TV ekranında gerek sosyal medyalarında yaptıkları yorum ve açıklamalara karşı vatandaşlarımız tepki gösteriyor, yorumlar yapıyor.

Bu kişilerin vatandaşlarla ilgili binlerce kişiye dava açmışlar. Açabilirler hakları. Bir yandan 'haksız yere bize dava açılıyor' diyenler vatandaşlarımızın küçük yorumuna dava açabiliyor. Açabilirler, bir şey diyemeyiz.

GAZETECİLERE BİLİRKİŞİ SORUŞTURMASI

Burada basın özgürlüğü ile ilgili tartışmalar yapılıyor. Basın özgürdür. Düşünce ve ifade hürriyeti Anayasal haktır. Anayasamızın 26. maddesi. BM, AİHM'in maddeleri fikir ve ifade hürriyetinden bahseder, sınırlarını belirler. Basın özgürlüğünün alanının genişletilmesiyle ilgili son 22 yılda Anayasamızda ve mevzuatında önemli değişiklikler yaptık. TCK'da eleştiri amacıyla sarf edilen sözlerin suç teşkil etmeyeceğini, haber sınırını aşmayan düşünce açıklamaların suç teşkil etmeyeceğine yönelik. Bu konuyla ilgili değişiklikleri yaptık. Bilirkişi ile yapılan telefon görüşmesi söz konusu. Telefon görüşmesinin ifşası ve televizyonda yayınlanması söz konusu oldu. Bilirkişi ya da herhangi şahısla yaptığınız telefon görüşmesinin ondan izinsiz ifşa edilmesi TCK'nın 131. maddesinde açıktır. Basın yayın yoluyla olursa daha da ağırlaştırıcı sebep haline getirmiştir. Bilirkişiyi etkileme suçu düzenlenmiş. Savcılığın yayın yapıldıktan sonra başlattığı soruşturma söz konusu oldu. Hem görüşmeyi yapan gazeteci ile yapıldı. Bir kısmı serbest bırakıldı bir kısmı tutuklandı.

'GAZETECÄ°LÄ°K NEDENÄ°YLE TUTUKLANAN BÄ°RÄ°SÄ° YOK'

Neden serbest kalamazdı dediğinizde yargının vereceği karar. Hangi halde tutuklama yapılacağı belli. Suç işlediğine dair delil bulunan kişi tutuklama olur deniyor. Burada telefon görüşmesinin ifşası ve yayınlanması söz konusu. Burada elbette tutuklama bir tedbir. Verilen karar kesin değil. Suçun işlendiğine dair somut delil var. Savcılık sorguya gönderiyor. Sulh ceza hakimliği tutuklama sınırı içerisinde gördüğünde yetki mahkemede. Burada özellikle bir gazetecilik faaliyeti söz konusu değil. Gazeteciliğin kuralları var, meslek ilkeleri var. Bunlar neyin yayınlanıp, yayınlanmayacağı, neyin kişilik haklarına saldırı olup olmayacağı hem gazetecilik kurallarında hem de kanunda var. Bunun suç teşkil edip etmeyeceğine yargı karar verecek. Sulh ceza hakimliği burada böyle bir karar vermiştir. Tutuklama bir tedbirdir. Tutuklama sebepleri kanunumuzda tek tek yazılıdır. Karar tamamen mahkemenin takdirinde. Burada mahkemeye arayıp 'gazeteci, neticede kaçmayacak, tutuklamayın' diye bir talimatımız söz konusu değil. Bir gazeteci arkadaşımız gazetecilik faaliyeti nedeniyle gözaltına alındı, diye sorulduğunda ben de dedim ki 'gazetecilik nedeniyle tutuklanan birisi yok'. Dolayısıyla yapılan budur.

'GEZİ PARKI OLAYLARININ HÜKÜMET KARŞI DARBE KALKIŞMASINA YÖNELİK BİR KARAR SÖZ KONUSU'

2013 yılının mayıs ayında Gezi olayları. O günleri hatırlayacak olursak. Arap Baharı'nın Türkiye'ye geliyor gibi izlenim sözkonusu idi. Gezi Parkı'nda 2 ağacın yer değiştirimesiyle başlayan protesto eylemi maalese yakma,yıkma olarak başka bir şeye dönüştürüldü. İnsanlar öldü. Terörist paçavraları AKM'ye asıldı. Yargılama süreci başladı. Eylemleri koordine edenler, organize edelerle ilgili kamu davası açıldı. İlk derece mahkeme karar verdi Yargıtay kararı onadı. Kesinleşmiş karar söz konusu.

Gezi parkı olaylarının hükümete karşı darbe kalkışmasına yönelik bir karar söz konusu. 12 yıl sonra ne oldu da tekrar soruşturma başlatıldı? Cumhuriyet Başsavcılığı burada zaman aşımı süresi söz konusu değil. Anayasal düzene karşı işlenen suçlar bakımından zaman aşımı işlemez. Nasıl 28 Şubat sanıkları, 12 Eylül darbecileri yıllar sonra yargı önüne çıkarıldı. Suç bakımından 312. madde. Zaman aşımı söz konusu değil. 12 yıl geçti.

Bu süre içerisinde elbette bir delil ortaya çıkmışsa. Soruşturma kapsamında hangi deliller ortaya çıktı da böyle bir soruşturma başlatıldı, bunu ilerleyen zamanlarda göreceğiz. Şüpheliler savunmalarını yapabilirler. Eğer etkisi olduğuna ilişkin delil ortaya çıkarsa elbette yargılama mümkün olabilir. 12 yıl geçti aradan bundan sonra soruşturma mı olur diyemeyiz. O olayların çıkarılmasında, yönlendirilmesinde etkisi varsa, deliller varsa elbette yargı burada soruşturma başlatır.

Burada yargının başlatmış olduğu, elde ettiği somut deliller olduğu kanaatinde ki böyle bir süreci başlatmış. İlerleyen süreçte kim kimlerle beraberdi? Hükümete karşı kalkışmada etkileri var mıydı? Burada olayları organize edenler. Sonradan çıkan deliller karşısında elbette savcılığın elinde deliller varsa elbette soruşturma konusu olur. Soruşturma etkin bir şekilde yürütülür. Davaya dönüştürülüp, dönüştürülmeyeceği önümüzdeki süreçte görürüz.

'ÜÇ DERECELİ YARGIMIZ VAR, AK PARTİLİ YA DA CHP'Lİ BELEDİYELER DİYE AYRILMAZ'

AK Partili ya da CHP'li belediyeler diye ayrılmaz. Bir suç varsa kanun ihmali varsa elbette yargı soruşturur. Bir gözaltı ve tutuklama kararı verilmişse somut delil elde edilmiştir. Burada parti ayrımı söz konusu olmaz. Hangi belediyede hangi usulsüzlük yapılmışsa. Fiillere ilişkin deliller elde edilmişse yargı harekete geçer. Orada savunmasını yapar. Kamuoyun iddianameyi görecek, kişinin hangi suçları işlediğini kamuoyu görecek. Bizim üç dereceli sistemimiz var. İlk derece var, istinaf var, sonra Yargıtay'ı var. Bu süreçleri kendimize, partimize yönelik bir kasıt var şeklinde yorumlamak doğru değil. Kendinizi savunursunuz. Kamuoyuna 'ben şu gerekçeyle suçlanıyorum buna ilişkin dosyada bir şey yok' dersiniz. Afaki suçlamalar değil de somut delili ortaya koyarsanız. Onunla ilgili soruşturmalar yapılır.

HAKÄ°M-SAVCI ATAMALARI

Kesinlikle yargıda kaliteyi yakalayabilmemiz için en yetenekli, en bilgili ve bu işe layık olanların seçilmesi lazım. 1000 hakim savcı alınacaksa 3 bin kişi mülakata çağrıldı. En son yazılı sınavda başarılı olmuş 2 bin kişiyi mülakata çağırdık. Duruşu, muhakeme yeteneği tarafından komisyon tarafından görülüyor. Komisyon 1. sınıf hakimlerden, Yargıtay'dan, Danıştay'dan oluşan bir komisyon. Sorulan sorular kaydediliyor. Referansına bakılmıyor. Şimdi yazılıda başarılı olanlar mülakata çağrılıyor. Mülakatta onlara hukuki sorular, genel kültürle ilgili sorular soruluyor. Bu hep böyle olmuştur. Eskiden yazılı olurdu şimdi test usulü. Bu da tam bilgiyi ölçemeyebiliyor. Mülakatın katkısı ile belirleme yapılmaya çalışılıyor. Kişinin kabiliyeti, hukuki bilgisi, muhakeme yeteneği ölçülüyor, güvenlik soruşturması yapılıyor.

Özellikle yazılı sınavlarda ön sıralarda olan 'mesela ben yazılıda ilk 100'e girdim niye kazanamadım' diyenlerle ilgili bizim kamuoyuna güvenlik bilgisini açıklayamadığımız oluyor. Bu güvenlik soruşturması neticesinde birtakım kararlar verilmek zorunda kalınabiliyor. Kamuoyuyla paylaşamayacağımız hususlar söz konusu olabiliyor. Güvenlik ile sıkıntısı olmasa mutlaka girecektir. Hakim ve savcı kuralarımızı sayın Cumhurbaşkanımız HSK üyelerimizle ve yüksek yargı mensuplarıyla beraber çekiyoruz. Özlem hanımın yeğeni de kuraya gireceği için. 2 yıllık dönemi bitirdi ve törene davet etti. O törende yeğenini Cumhurbaşkanımızla tanıştırmak istemesinden ibaret bir durum. Orada tabii ki milletvekillerimize yönelik davetiye çıkarmadık. Özlem hanım kendi yeğeninin o gününde yanında olmak istedi, görmek istedi, orada spontane gelişen bir durum söz konusu.

ERDOĞAN'A YÖNELİK HAKARET DAVALARI

Cumhurbaşkanımız hükümetin ve devletin başı. Aynı zamanda devleti temsil eder. Bütün demokratik hukuk devletlerinde devlet başkanlarına, cumhurbaşkanlarına yönelik hakaret suçları düzenlenmiştir. Bu sorunun çözümü Cumhurbaşkanımıza hakaret etmemek. Hakaret suçunun unsurları var. Ağır eleştiri suç değil zaten. Açılan soruşturmalar Adalet Bakanlığı'nın iznine tabi. Okuduğumuzda hakaret içeriği yoksa soruşturma açılmaması kararı veriliyor. Hakaret içerenlerle ilgili soruşturma izni veriliyor. Sonuçta yargı karar veriyor. Dünyanın bütün demokratik devletlerinde cumhnurbaşkanlarına ve devlet başkanlarına hakaret suç olarak düzenlenmiştir.

'AÄ°HM KARARLARINA UYMA ORANIMIZ AB ÃœLKELERÄ°NÄ°N ÃœZERÄ°NDE'

Bizim AİHM kararlarına uyum oranımız yüzde 89. Avrupa ülkelerinin ortalaması ise yüzde 79. Biz genel ortalamanın üstündeyiz. Bunu milletvekillerimiz bütçe görüşmelerinde de dile getirdiler. Dosya sayısına bakıyorlar, diyorlar ki 'Türkiye çok yüksek'. Darbe girişiminden sonra yüzde 80'i FETÖ ile ilgili dosyalar. AİHM Şaban Yasak kararında Türkiye'nin lehinde karar verdi. Nüfusa baktığınızda başvuru sayısına baktığınızda biraz daha gerilerdeyiz. Darbe sürecini çıkarırsak oransal olarak makul bir çizgiye geliriz. AİHMi'in sitesine girilip o oranlar rahatlıkla görülebilir.


Editor : Åžerif SENCER
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
TEKNOLOJİ TÜMÜ
Google Pixel 9a’nın Detayları Sızdırıldı: Üstelik Bir Sürprizi Var!
Google Pixel 9a’nın Detayları Sızdırıldı: Üstelik Bir Sürprizi Var!

Pixel 9a ile ilgili yeni bilgiler ortaya çıktı. 26 Mart 2025’te satışa çıkması beklenen yeni model, ücretsiz abonelikler ile gelecek.

ARŞİV ARAMA
PUAN DURUMU TÜMÜ
Asgari Ücret En Az Ne Kadar Olmalı?
NAMAZ VAKÄ°TLERÄ°
Gazete ManÅŸetleri
Yol Durumu