Bakan Yanık'tan Kılıçdaroğlu'na: Alkış tuttuğunuz o karanlık günler son buldu

Daha ÖZETİ| önce ''Türban bir metrekarelik bez barçasıdır" diyerek İslam'ın emrini aşağılayan CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu dün yaptığı video paylaşımında başörtüsü hakkında TBMM'ye kanun teklifi sunacaklarını açıklayarak "Kadınlara giyim kuşamını siyasetin tekelinden çıkartıyoruz. Bu hakkı yasal güvenceye alacağız. Bunu bir tartışma konusu olmaktan tümüyle çıkartacağız." dedi.

BAKAN YANIK: ALKIŞ TUTTUĞUNUZ O KARANLIK GÜNLER SON BULDU

Bakan Yanık Kılıçdaroğlu'nun ikiyüzlü yaklaşımını eleştirerek "Sayın Kemal Kılıçdaroğlu yine ülke gündemini geriden takip etmeye devam ediyorsunuz. Kadınların kılık ve kıyafetlerinden ötürü ayrımcılığa maruz kaldığı ve sizlerin de o dönem alkış tuttuğunuz o karanlık günler hamdolsun ki AK Parti iktidarları döneminde son buldu." ifadelerini kullandı.

CHP BAŞÖRTÜSÜ YASAĞI İÇİN AYM'YE BAŞVURMUŞTU

Kadınların giyim kuşamını siyasetin tekelinden çıkarmayı amaçladıklarını belirten Kılıçdaroğlu'nun bu sözleri, kendisinin de dahil olduğu, başörtüsünün kamuda yasaklanması için partisinin kurmaylarıyla Anayasa Mahkemesi'ne yaptıkları başvuruyu hatırlattı.

İLKOKULDA BAŞÖRTÜSÜ SERBESTLİĞİNE DE KARŞI ÇIKMIŞTI

Nitekim Kılıçdaroğlu, 2010'da AK Parti'nin, başörtüsünün ilkokullarda da serbest olması için başlattığı çalışmayı eleştirerek, sosyal medya hesabında şu ifadelere yer vermişti:

"Sonunda ilkokulda başörtüsü de olacak. Döndük yine ilk noktaya çağdaşlık ödülü alındı, kafa yine aynı kafa :)"

KILIÇDAROĞLU BAŞÖRTÜLÜLERE SORUŞTURMA AÇMIŞTI

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun 1998 senesinde SSK Genel Müdürlüğü görevindeyken başörtülü çalışanlar hakkında soruşturma başlatMIŞTI. Kılıçdaroğlu'nun o dönem yaptığı açıklama şöyle:

Başbakanlık genelgeleri doğrultusunda personelimizden kılık kıyafet yönetmeliğine uymasını istiyoruz. Personelin birçoğu türbanını çıkarırken, bir kısmı türban üzerine peruk takmaya başladı. Mahkeme kuralları var. SSK avukatları da bu kurallara uymak zorunda. Türbanla duruşmalara girme konusunda ısrar etmeleri ve mahkemeye girememeleri üzerine, görevlendirildikleri davalar tehlikeye giriyor.