Anadolu ÖZETİ| Yayıncılar Derneği tarafından hazırlanan ve Türkiye’nin nabzını tutan “Anadolu Soruyor” programının konuğu Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer oldu.
Bakan Özer; Anadolu Yayıncılar Derneği Başkanı Sinan Burhan, Çay TV Ankara Temsilcisi İbrahim Eksilmez, Kardelen TV Genel Yayın Yönetmeni Soner İstanbullu’nun sorularını yanıtladı.
“EĞİTİM ÖĞRETİM HAZIRLIKLARINA ERKEN BAŞLADIK”
Milli eğitim Bakanı Mahmut Özer, “Eğitim öğretim hazırlıklarına erken başladık. Okulların temizlik malzemesine tüm eksikleri karşılamak için tüm arkadaşlarımla beraber sahadayız. Yıllardan beri eğitim sürecinde kronik sıkıntılarımız var. Her yıl bütçeden en büyük payı alan Milli Eğitim Bakanlığı değilmiş gibi bir algı var. Bir de bağışlarla birleşince okulları terk etmiş gibi oluyor. Bu kadar bütçe ayrılmazken karşılanmaması mümkün değil. Biz bağışla ilgili algıyı okuldan kaldırmak için erken başladık hazırlıklara. 12 Eylül itibariyle aşlayacak okulların tüm hazırlıkları tamamlanmış, okulların küçük onarımları tamamlanmış olarak 57 bin 108 okulumuz öğrencilerini bekleyecek” ifadelerini kullandı.
“VELİLERİMİZE DE ŞUNU SÖYLÜYORUZ; KAYIT YAPARKEN OKULLARA BAĞIŞ YAPMAYIN”
Bakan Mahmut Özer, “Artık tüm okullara bütçeyi gönderiyoruz. Artık okular ihtiyaç duyduğu bütçeyi ilçe ve milli eğitim müdürlüklerini beklemeden bakanlıktan alıyorlar. Biz okullarımızın ihtiyaçlarını karşılıyoruz. Velilerimize de şunu söylüyoruz; kayıt yaparken okullara bağış yapmayın. Kayıt yaparken okula bağış olmaz. O okulun imkânlarını daha iyi yapmak için bağış olabilir. Ama kesinlikle bağışa ihtiyacımız yok. O konuda istismarın önüne geçmek için toplantılar yapıyoruz” şeklinde konuştu.
“4 FARKLI YAZ OKULU AÇTIK”
Bakan Özer, “4 farklı yaz okulu var. Bilim sanat yaz okulu açtık. Burada birinci sınıftan on ikinci sınıfa kadar olan öğrencilerimize açtık, yaklaşık 100 binin üzerinde öğrencimiz başvurdu. Matematikle ilgili algıyı değiştirmeye çalışıyoruz. Matematiği sadece sayısalcıların ihtiyacı var algısını kaldırmak istiyoruz. Matematiğe herkesin ihtiyacı olduğunu göstermeye çalışıyoruz. Matematik yaz okullarını açtık. Yabancı dil ile ilgili sıkıntılarımız var. Burada da bu yeni yaklaşımı ilk defa yaz okullarına uygulayalım dedik. Dördüncü sınıftan on ikinci sınıflarımıza kadar yabancı dil yaz okulu açtık. Ayrıca destekleme yaz okulları açtık. Erzurum’daki bir öğrenci illa Erzurum’da katılmak zorunda değil. Türkiye’nin her tarafında yaz okuluna öğrencilerimiz katılabilir. Öğrenci nereye gidiyorsa o ilden yaz okula katılabilir. Büyük teveccüh gördü, 1 milyona yakın öğrencimiz faydalanıyor” dedi.
“İLLERDE YAPILAN LGS BAŞARI SIRALAMALARINA BEN İNANMIYORUM”
Mahmut Özer, “İllerde yapılan LGS başarı sıralamalarına ben inanmıyorum. Çünkü böyle bir veri paylaşmıyoruz biz. Biz bir kere kurumlarımıza veri aktardık. Kendilerine süreçle ilgili ilk sene paylaştık sonra vazgeçtik. Çünkü iller sıralama yapmaya kalktı. İller işi gücü bıraktılar, sıralamayı arttırmak için eğitimin tüm performansını sınav performansıyla ölçmeye başladılar. Bu çok yanlış bir ifade. Çünkü sadece sıralama puanla olmaz. Kültürle, adapla, ahlakla olması gereken bir mekanizma. Biz bunu sadece bir sınav mekanizmasına indirgersek yanlış olur” diye konuştu.
“ÇOK CİDDİ BİR SIÇRAMA GERÇEKLEŞTİ”
Milli Eğitim Bakanı Özer, “Türkiye’de liselere yerleştirme ile ilgili yanlış algı var. 1 milyon 200 bine yakın sekizinci sınıf öğrencimiz liselere yerleşecekler. Bu öğrencelerimizin yüzde 10’u-15’i sadece puanla yerleşiyor. Geriye kalan 85-90’lık öğrencilerimiz sınava girmek gerek kalmaksızın okul puanı ve ikametgahına göre bir liseye yerleşebiliyor. Tercih yapıp liseye yerleşenlerin oranı yüzde 95’e yükseldi. Geçen sene yüzde 92’ydi. Bu süreç çok iyi gelişti. Yerleşemeyen öğrenciler için işlemler devam ediyor. Sınavlı okula yerleşen öğrencilerin oranı ilk defa yüzde 99’a çıktı. Buradaki en büyük gelişme meslek liselerinde oldu. Geçen sene yüzde 77 idi bu sene yüzde 95. Çok ciddi bir sıçrama gerçekleşti” ifadelerine yer verdi.
“MAHALLESİNDE ÖĞRENCİNİN İSTEDİĞİ OKULA GİDEBİLECEĞİ BİR EĞİTİM SİSTEMİ İÇİN ÇALIŞIYORUZ”
Bakan Mahmut Özer, “Biz Milli Eğitim Bakanlığı olarak Cumhurbaşkanımızın sıklıkla dile getirdiği gibi mahallesinde öğrencinin istediği okula gidebileceği bir eğitim sistemi için çalışıyoruz. Veriler konuşuyor. Bu milletin imam hatip lisesi ile ilgili problemi yok, meslek lisesi ile ilgili bir problemi yok. Birilerinin sorunu var o da onların problemi” dedi.
“20 BİN ÖĞRETMEN 1 EYLÜL’DE OKULLARINA GÖREVLERİNE BAŞLAYACAKLAR”
Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, “Son 20 yılda eğitimde nasıl kitleselleşme yapıldıysa öğretmen alımında da aynısı yapıldı. Şu anda sistemimizde 1.2 milyon öğretmenimiz var. Öğretmenlerimizin yüzde 75’i 19 yılda atanmış. Hükümetimiz öğretmen başına düşen öğrenci sayısını azaltmak içn her zaman öğretmen alımları yapmıştır. 2022 yılında mutlaka öğretmen ataması yapılacak dedik. Sayın Cumhurbaşkanımız açıkladı; bu alacağımız 20 bin öğretmen 1 Eylül’de okullarına görevlerine başlayacaklar. Hiçbir sıkıntı yok. 7 bin 503 öğretmeni okul öncesi öğretmen olarak alacağız. Bu öğretmenlerimizin yüzde 50’sini İstanbul’a vereceğiz. Süreçle ilgili bir sıkıntımız yok” şeklinde ifade etti.
“UZMAN ÖĞRETMEN VE BAŞ ÖĞRETMEN BAŞVURU SAYISINDA SINIRLAMA YOK”
Bakan Özer, “14 Şubat 2022 tarihinde 7354 sayılı öğretmenlik meslek kanunu yürürlüğe girdi. Biz öğretmene baktığımız zaman öğretenler olarak görüyoruz ama öğretmen aslında hayat boyu öğrenendir. Öğretmen artık bitti demeyen, yeni gelişmelerin farkına varıp onlarla yetiştiren kişidir. Bu öğretmenlik sistem kanunuyla yeni bir sistem ortaya konuldu. Burada kritik şey; uzman öğretmenlik ve baş öğretmenlik. 10 yıllık öğretmen olan bir öğretmenimiz uzman öğretmene başvuruyor. 180 sat eğitim alıyorlar. Mülakat yok, yazılı bir sınava giriyorlar. Eğer yüksek lisans yapmışsa öğretmenimiz sınavdan muaf oluyor. Alanda kısıtlama da yapmadık. Baş öğretmenlik daha kritik bir süreç. 240 saat eğitim alıyorlar. Ondan sonra bir sınava giriyorlar. Uzman öğretmenliğe göre hakları 3 kat daha artıyor. Başvuruda hiçbir kota yok. 500 bin öğretmen eğer başarılı olursa hepsi olacak ve özlük haklarında iyileşme olacak. Bu yeni başlayan bir uygulama. O yüzden kimse tam anlayamadı. Süreç işlemeye başladıktan sonra daha net anlaşılmaya başlanacak. Eğitimler 18 Temmuz’da başladı, eğitimlerine devam ediyorlar. Uzaktan eğitimle bu süreci yönetiyoruz. Covid sürecinin bize getirmiş olduğu en güzel uygulamalardan birisi uzaktan eğitim süreci oldu” ifadelerini kullandı.
“ÇOK DAHA GÜÇLÜ BİR ŞEKİLDE ÖĞRENCİLEİRİMİZİN UZUN VADEDE BAŞARILI OLACAĞI BİR EĞİTİM SÜRECİNİ İNŞA ETMİŞ OLACAĞIZ”
Bakan Mahmut Özer, “Okul öncesi eğitim niye önemli? Akademik becerileri geliştirme anlamında çok büyük önemi var. Eğer bir kesim bu eğitimi alır bir kesim almazsa arada fark açılır. Birinci sınıfa başladığında arada farklılıklar oluyor. Eğer eğitimin birinci kademesinde bu ortadan kalkarsa eğitim daha güzel oluyor. Bu da aradaki makası açıyor. Okul öncesi eğitim yatırımına Cumhurbaşkanımız çok önem veriyoruz. İnanıyoruz ki okul yapma hedeflerimizi 2022’nin sonunda tutturacağız. 758 anaokulu ve 10 bin ana sınıfını yapmakla yüzde 78 olan öğrenci oranını yüzde 98’e çıkarttık. Erzurum’da yüzde 65’miş yüzde 95’e çıkmış. İstanbul çok çarpıcı; yüzde 45’den yüzde 75’e çıktı. Köy okullarına yaptık aynı şeyi. Köy okullarında ana sınıfı açılması için 10 öğrenci gerekiyordu. Bunu 5’e düşürdük bin 800 çocuğumuz ana okuluyla buluştu. Biz öğrenci eşitliliğini sağlıyoruz burada. Okul öncesinde eğitime erişim sadece akademik veya bilişsel becerileri güçlendirmiyor, bilinçsel olmayan becerileri de güçlendiriyor. En önemlisi çok daha güçlü bir şekilde öğrencilerimizin uzun vadede başarılı olacağı bir eğitim sürecini inşa etmiş olacağız” diye ifade etti.
“ÖĞRENCİLERİMİZ KÜLTÜREL OLARAK DA BAŞARILI OLSUN İSTİYORUZ”
Milli Eğitim Bakanı Özer, “Bu ülkedeki çocuklarımız sadece akademik olarak başarılı olmasınlar. Kültürün yaşam formlarını kültüre yansımalarının ne olduğunu görsünler. Buradaki kültürel dokunun ne olduğunu bilerek büyüsünler. İyiliği yayma, kötülüğü engellerime bir sürü farklı bağlamda kültürümüzle beslenerek yetişsinler. İstediğimiz şey bu. Bunun ilk adımını; öğrencilerimizden, çocuklarımızdan önce yöneticilerimizle attık. Sonrasında da kültürel okur yazarlık ile ilgili okullara inmeye başlayacağız. Okullarda değerlerin yaşadığı bir iklimi tescillendirmek istiyoruz. Hep müfredatla çözüleceği inancı vardır ama tersine farkındalık sahibi olunması gerekiyor” şeklinde konuştu.
“TÜRKİYE’DE KÜTÜPHANESİ OLMAYAN OKUL YOK”
Bakan Özer, “2 ayda 16 bin kütüphane yaptık. Türkiye’de kütüphanesi olmayan okul yok. 26 Ekim’de başlatmış olduğumuz süreçte okullarımızdaki kitap sayısı 28 milyondu şu anda 70 milyon kitap var. 70 milyon kitabın olduğu bir eğitim ağı kurduk. Hedefimiz yıl sonuna kadar 100 milyon kitabı okullarımıza ulaştırmak. Çocuklarımız gençlerimiz gerçekten kitap okuyor. Okumuyorlar diye yanlış bir algı var. Ama gençlerimiz gerçekten okuyorlar” dedi.
“KANUN DEĞİŞİKLİĞİNDEN ÖNCE TÜRKİYE’DEKİ ÇIRAK-KALFA SAYISI 159 BİNDİ BUGÜN 570 BİN”
Mahmut Özer, “Mesleki eğitim merkezleri bizdeki ahilik kültürünün olduğu, eğitimin verildiği kurum. Almanya’daki doğal mesleki eğitimin Türkiye’deki karşılığı. Mesleki eğitim merkezlerinde öğrenciler haftada 1 gün okulda eğitim alıyorlar, kalan 4 gün mesleki eğitimi işletmelerde alıyorlar. 3308 sayılı mesleki eğitim kanunu çok iyi bir kanun. Mesleki eğitimi güçlendirmek için iki adım attık. Lise diploması alamıyorlardı, lise diploması hakkı verdik 3308 sayılı mesleki kanununda çok kritik bir düzenleme yapıldı. Bu düzenleme ile hem işveren için hem öğrenci için çok güzel bir şey oldu. Bu kanun değişikliğinden önce Türkiye’deki çırak-kalfa sayısı 159 bindi bugün 570 bin. Yani 420 bine yakın son 10 yıl içerisinde mesleki eğitim içerisine öğrenci girdi. Bu kanuna göre mesleki eğitime devam eden öğrenci 4 yıl boyunca asgari ücretin 4’te biri kadar maaş alıyor. Bu düzenleme ile 3’te 1’ini devlet üzerine aldı. Bu işverene caziplik oluşturdu. Kalfa olanlar 3 yıldan sonra usta olunca 3’te 1 ücret alıyordu bu arttırıldı. Ayrı zamanda iş ve meslek hastalıklarına karşı sigorta yapılıyor. Bu ücret 12754 TL’den 1700 TL oldu. Mesleki eğitim merkezine kayıt yaptırmak için yaş sınırlaması yok. Artık bu ülkenin çırak, kalfa ve usta ile ilgili hiçbir problemi kalmadı” ifadelerine yer verdi.