Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneğinin (MÜSİAD) "2024 Yılı Değerlendirmesi 2025 Yılı Beklentileri" programındaki konuşmasında, bütçe disiplinini tesis ederek faiz yükünü aşağı çektiklerini ve buradan oluşan alanlarla vatandaşa daha fazla hizmet verdiklerini söyledi.
Geçen yıl bütçe açığına karşı tedbir almak zorunda kaldıklarını dile getiren Şimşek, "Bu tedbirleri aldık ve geçen sene bütçe açığını yüzde 5,2 ile sınırladık. Onun 3,2'si de deprem. Tedbir almasaydık çok daha farklı olurdu." diye konuştu.
Bütçe açığının düşürülmesine ilişkin alınan tedbirlerden bahseden Şimşek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu programın yükünü kim taşıyor? 'Programın yükünü vatandaşa yansıttınız' diyorlar. Aslında vergide adaleti sağlamak için çok tedbir aldık ama herhalde iyi iletişim kuramıyoruz. Bakın geçen sene kurumlar vergisini artırdık. Çok uluslu şirketlere asgari yüzde 15 kurumlar vergisi getirdik. Yurt içinde asgari kurumlar vergisini yüzde 10'a getirdik. Çünkü teşvik alarak yıllarca ne kadar kar elde ederse etsin hiç vergi vermeyen müesseseler vardı. 'Bundan sonra her halükarda karından yüzde 10 vergi vereceksin' dedik. Yap-işlet-devret modeli gibi veya kamu özel işbirliği projelerinde kurumlar vergisini yüzde 30'a çıkarttık. Yani imalat sanayisinde, ihracatta yüzde 20 civarında tutarken, bize 'farklılaştırın' diyorsunuz ya. Bu çok çarpıcı bir farklılaştırma. Finans sektörünün kurumlar vergisini yüzde 30'a çıkarttık. Yeter ki üretim, ihracat yapın, size yüzde 50 daha fazla avantaj."
Şimşek, mevduat faizi ve fonlardan elde edilen gelirlerde vergileri artırdıklarını ve bunun benzeri birçok adım attıklarını söyledi.
 "Mükellef incelemelerini ve sektörel saha denetimlerini önceliklendireceğiz"
Bakan Şimşek, kayıt dışılıkla mücadelede yaptıkları çalışmalardan bahsederek, hasılat tespiti ve izaha davet gibi müesseseleri güçlendirdiklerini, özel usulsüzlük cezalarında artışa gittiklerini, uzlaşmada vergi asıllarını kapsam dışına çıkarttıklarını, kayıt dışı istihdamda cezaları artırdıklarını anlattı.
Büyük mükelleflerin incelenmesini önceliklendirdiklerinin altını çizen Şimşek, "Özellikle yıllardır zarar beyan eden firmaların incelenmesini önceliklendirdik. Fahiş fiyat artışlarının olduğu sektörlerde mutlaka daha çok kar vardır diye denetimleri artırdık. 2025'te önceliklerimiz yine büyük mükellef incelemeleri, sektörel saha denetimleri, sektörel karlılık oranlarından hareketle beyanı düşük kalan mükellefler. Bu konuları önceliklendireceğiz." şeklinde konuştu.
 "Kamuda kiralık taşıt sayısını yüzde 16 azalttık"
Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek, hayata geçirdikleri kamuda tasarruf paketine değinerek, kamuda kiralık taşıt sayısını yüzde 16 düşürdüklerini, kamuda personel genişlemesini durduklarını söyledi.
Tasarruf paketinin çıktılarına işaret eden Şimşek, şu değerlendirmelerde bulundu:
"2014-2023 dönemindeki 10 yılda, TBMM tarafından onaylanan yıllık bütçe ortalama 100 lira ise 10 yıl boyunca 109 lira harcanmış. Yani yüzde 9 yukarı yönlü sapma var. Tasarruf paketi sayesinde 2024'te harcama TBMM'nin bize verdiği yetkinin yüzde 3 altında. Bakın bu son 10 yılın harcama ortalamasına göre 2024'te 1,2 trilyon lira tasarrufa karşılık geliyor. Bu kadar harcama disiplini sağlamışız kamuda. Az bir miktar değil. 2024 gayrisafi yurt içi hasılasının yüzde 2,7'sine tekabül ediyor. Bu disiplini devam ettirip size daha çok alan açmak istiyoruz."
Şimşek, reformların finansmanı için bütçe disiplinini sağlamaya devam edeceklerine vurgu yaparak, faiz ödemelerinin milli gelire oranını tekrar kalıcı bir şekilde yüzde 3'ün altına düşüreceklerini, böylece millete yatırım için daha fazla kaynak ayıracaklarını bildirdi.
Dezenflasyonun başladığını dile getiren Şimşek, "Diyorlar ki 'Enflasyonu yüzde 40 civarında aldılar. Yukarı götürdüler, ondan sonra başarıdan bahsediyorlar.' Bu program uygulanmasaydı, kurda istikrar sağlanmasaydı KKM üzerinden ne kadar parasal genişleme olurdu? Bütçe dengeleri sağlanmasaydı, bütçe artığının parasallaşması üzerinden ne kadar bir enflasyon olurdu? Bu gibi soruları sormak zor geliyor." diye konuştu.
Vatandaşın ve reel sektörün enflasyon beklentilerinin anketlere göre yüksek olduğuna değinen Şimşek, şu açıklamalarda bulundu:
"Şimdi bizi şöyle eleştiriyorlar. 'Yeniden değerleme oranı şu, yani devlet fiyatları bu kadar artırıyor, ondan sonra da enflasyonun düşmesini bekliyor. Yeniden değerleme oranına tabi üç ürün hariç ki onu da yeniden değerleme oranına göre değil, Yi-ÜFE'ye göre artırıyoruz, üç alan hariç enflasyon sepetindeki bahsedilen pasaport ve benzeri şeylerin sepetteki payı yüzde 0,36. Bakın yüzde 1 bile değil. Onların çoğu sürekli ihtiyaç olmadığı için sepetteki payı çok düşük.
Halbuki sepette önemli etkisi olan tütün ürünleri, sigara, akaryakıt, alkollü içkiler, bunun sepetteki payı yüzde 7,9. Onlardaki artış, maktu ÖTV'deki artış yüzde 6 ile yüzde 7,5 arası. Dolayısıyla 2025 enflasyonu ile tutarlı. Onun için manşetler üzerinden yorum ve değerlendirmeler, beklentilerin şekillendirilmesi çabası var ama biz bütçe yönetiyoruz. Tabii ki getirisine, götürüsüne bakıyoruz ve ona göre karar veriyoruz. Enflasyon sepetinde karşılığı olmayan ürünleri yeniden değerlendirme oranında artırdık, enflasyon sepetinde ağırlığı, karşılığı olan ürünleri ise enflasyon hedefiyle tutarlı bir şekilde hatta onun altında artırdık."
Şimşek, konut arzındaki artışa yönelik, deprem kapsamında teslim edilen konut sayısının yakın zamanda 200 bini aşacağını, bu sene içerisinde ilave 250 bin konut inşasının devam ettiğini, deprem bölgesindeki konut arzı sorununu çözdüklerini, kentsel dönüşümün hızlanması ve hızlı devam etmesi için Yarısı Bizden Kampanyası'na verdikleri destekleri artırarak sürdüreceklerini söyledi.
 "Ekonominin geneline ilişkin kötümser olmak için sebep yok"
Hizmet sektöründe büyümenin güçlü olduğuna işaret eden Şimşek, tarım ve deprem üzerinden inşaat sektörünün de güçlü olduğunu dile getirdi.
İmalat sanayisinde geçici, sınırlı daralma bulunduğunu hatırlatan Şimşek, onun da son aylarda toparlanmaya başladığını aktardı.
Şimşek, Satınalma Yöneticileri Endeksi'ne (PMI) bakıldığında orada da bir toparlanma olduğunun altını çizerek, şunları kaydetti:
"Genel olarak şu an, reel kesim güven endeksi, kapasite kullanım oranları, PMI, nereye bakarsanız bakın son birkaç aydır iyileşme başladı. İstihdam en önemli, en kritik gösterge bizim için. 2005'ten bu yana yıllık ortalama 680 bin civarında kişiye her sene ortalama istihdam sağlamışız. Bu programın (OVP) uygulandığı son 1 yılda 1 milyon kişiye ilave istihdam sağlamışız. Dolayısıyla evet, imalat sanayinin belli alanlarında sıkıntıların olduğunun farkındayız ama ekonominin geneline ilişkin kötümser olmak için sebep yok, orada iç talep üzerinden ekonomik aktivite nispeten yavaşlasa da güçlü kalmaya devam etti.
İşsizlik oranları yüzde 8,8 gibi, 2010'lu yıllardan bu yana en düşük düzeydeyiz. 'Rekabet gücünü kaybettik.' korkuları var. Bakın AB'nin milli geliri artarken, ithalatı azalmış. Bu dönemde Türkiye'nin AB'ye ihracatında bir azalma olmuş mu? Hayır, tam tersine... Avrupalıların bizden aldığı malın toplam ithalatlarına oranı yüzde 3,3'ten, önce yüzde 3,8'e, şimdi de yüzde 4 civarına çıkmış. Dolayısıyla yaşadığımız bazı sıkıntıları, rekabet gücüne bağlamaktan çok, küresel gelişmeleri dikkate almamızda fayda var."
 "İhracat en büyük önceliğimiz olmaya devam edecek"
İhracatın en büyük öncelik olmaya devam edeceğini dile getiren Şimşek, "İhracat satış bedel yükümlülüğünü yüzde 70'ten yüzde 30'a indirdik, imkan olursa indireceğiz." dedi.
Reeskont Kredisi, Eximbank sermayesi gibi alanlarda yaptıkları iyileştirmeler hakkında katılımcılara bilgi veren Şimşek, söyledikleri ile uyumlu hareket ettiklerini söyledi.
Şimşek, "Önceliğimiz üretim ve üretilenden de bir kısmının ihraç edilmesi. Geçen sene 573 milyar lira reeskont kredisi kullanıldı. 2025 bütçesinde asgari ücretin vergi dışı bırakılmasının bize maliyeti 853 milyar lira ama istihdamı destekliyoruz ve istihdam bizim için önemli." değerlendirmesinde bulundu.
 "Çiftçilerimizi güçlü bir şekilde desteklemeye devam edeceğiz"
Bakan Şimşek, KOSGEB üzerinden belli sektörlerin desteklenmesi için çözüm ürettiklerini anlatarak, çiftçileri güçlü şekilde desteklemeye devam edeceklerini bildirdi.
Çiftçiye verilen krediler, devletin çiftçilerin kredilerine olan faiz desteği gibi konularda bilgi veren Şimşek, "Tarımda faiz destekleri kapsamında, 2025 yılında bütçeden 160 milyar lira ödeneğimiz var çünkü tarımsal üretim bizim için önemli. Tarım sektörü, çiftçimiz bizim için çok değerli." dedi.
Şimşek, esnafın da aynı şekilde kendileri için değerli olduğunun altını çizerek, bu alanda yapılan çalışmalar ve destekler hakkında da bilgi verdi. Yapısal dönüşüm konusundaki çalışmalara değinen Şimşek, yeşil dönüşüm, dijital dönüşüm, üretken altyapı, beşeri sermaye, yatırım ortamının iyileştirilmesi, sermaye piyasaları gibi ana başlıklarda yapılan çalışmaları anlattı.
Şimşek, enflasyonu düşürerek, sermaye piyasalarını derinleştirerek, iş dünyasına gerçek anlamda daha çok ortak alıp ama stratejik kararları kendilerinin verip, süreçleri kendilerinin yönettiği bir yapıyı kazandırmak istediklerini belirterek, şunları söyledi:
"Enflasyonun yüksek olduğu ortamda para kısa vadeye gidiyor. Amacımız vadelerin uzaması. Vergi politikamızı ona göre şekillendiriyoruz, şekillendirmeye devam edeceğiz. Bizim için en önemli konu; faktör verimliliği. Verimliliği artırarak Türkiye refah yaratabilir. Amacımız 2000'li yılların başında olduğu gibi daha fazla yatırım, teknoloji üzerinden tekrar verimliliği artırmak. En önemli önceliğimiz bu. Bu sene makrofinansal istikrar anlamında biraz rahatladık, enflasyonu indirip, bu türden yatırımları önceliklendireceğiz. Sanayide çok iyi bir yerimiz var, kişi başı gelirimize göre sanayideki konumumuz çok iyi, bunu korumamız lazım. HIT-30 Programımız var. Nispeten yüksek teknoloji alanlarında 7 milyar dolardan fazla yatırım başvurusu aldık."
 "Türkiye iyi gidiyor, kötümser olmanız için hiçbir sebep yok"
Türkiye'nin savunma sanayisinde aldığı yol ve yaptığı çalışmalar, küresel ölçekteki başarısı hakkında bilgi veren Şimşek, diğer odak sektörler, bu sektörlerde yürütülen çalışmalara değindi.
Şimşek, "Bizim çevremizde maalesef arzulamadığımız savaşlar ve yıkımlar var, bunlar durduğu gün Türkiye en avantajlı ülke. Çevremizde istikrar ve refah artışı olsa en çok nemalanacak ülke biziz. Bütün bu olumsuzluklara rağmen Türkiye iyi gidiyor, bu olumsuzluklar biterse ilave fırsatlar var. Kötümser olmanız için hiçbir sebep yok." ifadelerini kullandı.
Kısa vadeli bakmamak gerektiğinin altını çizen Şimşek, uzun vadeli perspektifle bakıldığında Türkiye'nin muazzam bir avantajı bulunduğunu dile getirdi.
Bakan Şimşek, "Finansmana erişim 2025'te iyileşecek, daha iyi olacak. KOBİ'lerin aylık kredi büyümesini yukarı çektik, yüzde 2,5'e çıkardık çünkü KOBİ'ler ekonominin omurgasını oluşturuyor. (İş dünyasına) Vergi mevzuatının basitleştirilmesi, hayatınızın kolaylaştırılması konusunda sizinle birlikte çalışmak için hazırız ama kayıt dışılıkla mücadele konusunda amansız bir döneme giriyoruz çünkü yeni vergilerden çok, kazandığı halde vergi vermeyenlerin üzerine gideceğiz. Kazanıyorsa bir kısmını elbette vergi olarak versin." diye konuştu.
Editor : Åžerif SENCER