Dilde ÖZETİ| özleşme gereğince gerçekleşen değişim, Atatürk’ü de etkilemişti. Kemal ismini Kamâl olarak değiştirdiği, birçok gazete haberine yansımıştı. Bazı haberlerde ise bu değişimin nedeninin bir zamanlar ortaya çıkan "masonluk" gibi altı boş ifadelerle ilişkili olabileceği söyleniyordu.
İşin özü elbette ki bu değil. Hatta kelime anlamına bakıldığında bir harfte bir şapkanın ne kadar önemli olduğunu anlıyoruz. Kamal yerine Kamâl olarak okumak, neyin ne olduğunu anlamaya belki bir nebze yardımcı olabilir.
“Kamal”, Atatürk döneminde kullanılan bir isimdi.
Bildiğimiz üzere Atatürk’ün resmî kayıtlara geçen ilk ismi Mustafa’dır. Mustafa ismi, "seçilmiş, seçkin" anlamına geliyor. Atatürk'ün kız kardeşi Makbule Hanım, Enver Behnan Şapolyo ile gerçekleştirdiği bir röportajda; babalarının isim seçerken, Atatürk'ün ölen kardeşi Mustafa'nın anısını yaşatmak için bu ismi seçtiklerini belirtmiş. Öyle görünüyor ki aile içindeki bu duygusal bağ, Atatürk'ün isminin seçilmesinde etkili olmuş.
Kemal ismini de öğretmeninin kendisine bahşettiğini bilmeyenimiz yoktur. Bu isim, Selanik Askeri Rüştiyesi'nde matematik öğretmeni tarafından verilmişti. Hatta bu olay, Atatürk'ün anıları arasında önemli bir yere sahip. İlk kez, "Gazi Mustafa Kemal Paşa" adıyla 10 Ocak 1922 tarihli Vakit gazetesine verdiği uzun röportajda, Atatürk, çocukluğuna ve özel hayatına dair detaylara değinmiş.
Atatürk, Ahmet Emin Bey'e verdiği söyleşide şu anıyı paylaşmıştır:
"Rüştiyede en çok riyazi ilime (matematik) merak sardırdım. Az zamanda bize bu dersi veren hoca kadar, belki de daha ziyade malumat sahibi oldum. Dersler fevkinde meselelerle iştigal ediyordum. Tahriri sualler yazıyordum. Riyaziye muallimi de tahriren cevap veriyordu. Hocamın ismi Mustafa idi. Bir gün bana dedi ki:
'Oğlum, senin de ismin Mustafa benim de... Bu böyle olmayacak. Arada bir fark bulunmalı. Bundan sonra adın (Mustafa Kemal) olsun...'
O zamandan beri ismim; filhakika Mustafa Kemal kaldı."
Peki Kemal, neden tüm resmî kayıtlara Kamâl olarak geçmiş?
1 Kasım 1937'de TBMM’nin beşinci dönem üçüncü yasama yılının açılış konuşmasına ait tutanak. .via-text { background-color: rgb(0,0,0); /* Fallback color */ background-color: rgba(0,0,0, 0.4); /* Black w/opacity/see-through */ color: white; font-weight: 300; font-size: 0.75em; position: absolute; bottom: 0%; right: 0; z-index: 2; padding: 5px !important; text-align: left; }
Nüfus cüzdanında bile yazan Kamâl, herhalde yanlış yazılmış bir isim değildi. Bir sebebi olmalıydı, nitekim vardı da. Gelelim bunun nasıl gerçekleştiği kısmına.
1935 seçimleri iki aşamalıydı. İlk aşamada seçmenler, ikinci aşamada ise ikinci dereceden seçmenler milletvekillerini seçti. Adayların belirlenmesi için Dolmabahçe Sarayı'nda Atatürk'ün başkanlığında "Cumhuriyet Halk Fırkası Umumi Reislik Divanı" toplandı.
Daha sonra fırka ve hükûmet ile yapılan istişareler sonucunda 2-3 Şubat tarihlerinde bir toplantıda, "ulusa sunulacak beyanname" üzerinde duruldu.
Bu süreçte gazetelerde "Önder Atatürk" olarak yansıtılan isim, bir sonraki gün herkesi şaşırtacak şekilde değişti. Seçimlere dair üçüncü tebliğ 3 Şubat'ta yayımlandı.
Tebliğ ise şu şekildeydi:
“Kamâl Atatürk 3 Şubat’ta dahi yeni seçim müzakerelerine devam etmiştir. Cumhuriyet Halk Fırkasının saylav namzetleri tespit olunmuştur. Namzetlerin adları ve Kamâl Atatürk'ün seçim için ulusa beyannamesi 4 Şubat’ta ajansa ve yerlerine bildirilecek ve 5 Şubat’ta bütün yurda ilan edilmiş bulunacaktır..."
Aynı tarihte de Cumhuriyet Halk Fırkası ve seçmenlere yönelik yayımlanan bildiride Atatürk’ün Kamâl imzası yer alıyordu. 5 Şubat'ta, gazetelerin manşetlerini süsleyen büyük bir başlık vardı: "Önderimiz Kamâl Atatürk'ün Ulus'a Seçim Beyannamesi."
Bu konu aynı zamanda Anadolu Ajansı tarafından da detaylı bir şekilde incelenmişti. Ajans’ın açıklaması şöyleydi:
Akşam, 5 Şubat 1935 .via-text { background-color: rgb(0,0,0); /* Fallback color */ background-color: rgba(0,0,0, 0.4); /* Black w/opacity/see-through */ color: white; font-weight: 300; font-size: 0.75em; position: absolute; bottom: 0%; right: 0; z-index: 2; padding: 5px !important; text-align: left; }
"Bugünün tebliğinde, Önder Atatürk'ün öz adının Kamâl olarak yazıldığını gözlemledik. Yaptığımız araştırmalardan, bu yazımın sebebini ve temelini anlamış bulunmaktayız. Aldığımız istihbaratlara göre, Atatürk'ün taşıdığı Kamâl adı ne Arapça bir kelime ne de Arapça "Kemal" kelimesinin anlamına denk gelmektedir.
Atatürk'ün öz adı, Türkçede "ordu ve kale" anlamına gelen "Kamâl"dır. Üstteki son (â), yumuşatıldığı için telaffuzu neredeyse Arapça "Kemal"e yaklaşır. Benzerlik, aslında bundan ibaretti. Kemal ismi Arapça kökenli bir isimdir. Kemal, "olgunluk, yetkinlik, tamlık, eksiksizlik" anlamlarına gelir."
Seçim sürecinde Atatürk'ün adının Kamâl olarak geçmesi, Türkçe kökenli bir ismin ve anlamın vurgulanması olarak öne çıkmış oldu.
Editor : Şerif SENCER