Alzheimer ÖZETİ| hastalığını geciktirmek üzerine yapılan araştırmalar, iki dil bilmenin bu hastalığın başlangıcını beş yıla kadar erteleyebileceğini gösteriyor. İki dil bilen bireylerin, tek dilli olanlara kıyasla beyin dirençlerinin daha yüksek olduğu ve hipokampüs hacimlerinin daha iyi korunduğu tespit edilmiştir. Hipokampüs, öğrenme ve hafıza için kritik bir bölge olduğundan, Alzheimer'ı geciktirmek açısından büyük önem taşır.
İKİ DİL BİLMEK ALZHEIMER'I GEÇİKTİRİR Mİ?
Concordia Üniversitesi tarafından yapılan bir çalışmada, iki dil bilen bireylerin hipokampüs hacminin, Alzheimer’ı geciktirmek amacıyla yapılan karşılaştırmalarda tek dil bilenlerden daha büyük olduğu bulunmuştur. Araştırmanın baş yazarı Kristina Coulter, "Beyindeki öğrenme ve hafıza için ana bölge olan hipokampüste daha fazla beyin maddesi vardı" demektedir. Bu bulgular, iki dilli olmanın beyin sağlığını koruyucu etkisi olabileceğini göstermektedir.
Alzheimer'ı Geciktirmek İçin İtalya'da Yapılan Araştırma
İtalya'nın Alto Adige bölgesinde gerçekleştirilen bir başka araştırma, çift dil bilen bireylerin Alzheimer belirtileri gösteren kişiler arasında daha iyi beyin sağlığına sahip olduğunu ortaya koymuştur. Bu çalışma, iki dilin sürekli ve aktif olarak kullanılmasının Alzheimer’ı geciktirmek için önemli olduğunu vurgulamaktadır.
Profesör Daniela Perani, "Her iki dil de ne kadar uzun süre kullanılırsa, beyin üzerindeki etkisi o kadar artar" demektedir. Bu, dil kullanımının Alzheimer’ı geciktirmedeki önemini gösterir.
Demans, nöronlar arasındaki bağlantıların kaybıyla karakterize edilen bir durumdur. İki dil bilmenin bazı avantajları olsa da, demans gelişimini tamamen engelleyemez. Örneğin, Hindistan’da en az üç farklı dil konuşan bireylerde demans oranı %7,4 iken, ABD’de bu oran %10’a yaklaşmaktadır. Bu durum, dil sayısının yanı sıra çevresel ve genetik faktörlerin de Alzheimer’ı geciktirmede rol oynadığını göstermektedir.
İki dil bilmenin Alzheimer’ı geciktirme alanındaki bulgular, dil becerilerinin beyin yapısını olumlu yönde etkileyebileceğini ve bilişsel rezervi artırabileceğini göstermektedir. Bu bulgular, bireylerin yaşamları boyunca dil öğrenmeye ve aktif dil kullanımına teşvik edilmesinin önemini vurgulamaktadır.
Alzheimer’a karşı mücadelede, dil eğitiminin ve çok dilliliğin teşvik edilmesi, toplumsal sağlık programları açısından dikkate alınması gereken stratejiler arasında yer almalıdır.
İlginizi çekebilir;
Bağırsak mikrobiyomundaki bakterilerin aşırı yeme ve obezite riski üzerindeki etkisi
Kan yapan besiler nelerdir? Kansızlıkla mücadelede en etkili besinler!
Öksürük için ayva kürü nasıl yapılır? Tereyağı ve pekmezle birlikte şifa saçıyor!
Editor : Şerif SENCER