Geçen ÖZETİ| hafta ilk aksiyon-gerilimini çeken Avustralyalı kadın yönetmen Sophia Banks’ın Black Site’ının (Çıkış Yok/ 2022) ardından bu hafta ilk uzun metrajını aksiyon-gerilim türünde yapmaya karar veren Yeni Zelandalı Roseanne Liang’ın Shadow in the Cloud (Buluttaki Gölge/ 2020) filmi gösterime girdi.Banks ile Liang, Alien, Terminator, Blade Runner gibi aynı filmlerden etkilenmişler. Liang, '2. Dünya Savaşı’na ait bir film çekmek önceliğim değildi' diyor:"Senaryoyu okuyunca çok sevdim. 1940’larda geçmesine karşın günümüzü anlatıyordu. Erkeğin kadına bakışı, cinsiyetçi ideoloji, erkek egemenliği, kadını değersizleştirme ve aşağılama, kadın düşmanlığı."İşin ilginç yanı senaryo ünlü yönetmen John Landis’in oğlu, sekiz kadına duygusal ve fiziksel tacizle suçlanan Max Landis’e ait. Liang, senaryonun iyi olduğunu ama bazı değişiklikler ve eklemeler yaptığını belirtiyor. Aksyon-gerilim- fantastik türündeki filmin açılış sekansı gremlinler, yaratıklarla ilgili bir animasyonla başlıyor. Göklerimizi güvende tutalım, gremlinler uçakları çiğnerler, navigasyonu bozarlar, kazalara neden olurlar. Aklınızı kendinize saklayın. Göklerimizi güvende tutalım ki bu savaşı kazanalım tavsiyeleriyle dolu bu animasyon. 1940’larda uçaklara saldıran bu yaratıklarla çok söylem varmış. Ardından 8 Ağustos 1943 tarihi belirir, askeri üniformalı genç kadın elinde telsiz çantasıyla Auckland hava üssüne gelip savaş uçağı Fool’s Errand’a biner. Erkek personel onu görünce çok şaşırır, genç kadın gizli bir görevi olduğunu ve gizli paketi Samoa üssüne teslim etmek zorunda olduğunu açıklar.Yedi erkek personel Maude Garrett’a (Chloe Grace Moritz) ellerinden ne gelirse yaparlar. Küfür ederler, onu aşağılarlar, uçuşta bir kadının olmasını uğursuzluk sayarlar, baskıyla onu alt tarete sokarlar. Alt taretin camı kırıktır, soğuk hava içeri girer, boğucu bir yerdir. . Maude, erkek personel dahil fırtına, Japon uçakları, yarasayı andıran yaratık, kırılan parmağı, göğsündeki yara gibi çok sayıda unsurla mücadele eder. Ne olursa olsun onun önceliği telsiz çantasıdır. Maude’un karakteri değişkendir, göreviyle ilgili gerçeği mi söylüyordur, erkekleri güdümlüyor mudur, yoksa onlara meydan mı okuyordur?Patronluk taslayan, onu taciz eden adamlara karşı durur, güçlüdür, acıya dayanıklıdır, dirençlidir. Filmin uzun bir bölümünde alt tarete hapsedilen Maude’un maço ekiple nasıl başa çıktığını izleriz. Roseanne Biang, kadın düşmanlığını, toksik erkekliği metaforlarla betimler. Dijital efektler başarılı bir şekilde gerçekleştirilmiştir, özellikle gremlin, yarasa yaratık. Biang, başroldeki Chloe Grace Moritz’in performansından çok memnun: “Chloe 6 yaşından beri Hollywood’dun içinde. Eminim ki erkekler tarafından aşağılandı, nesnelleştirildi, saygısızlık edildi. Zamanla güçlendi, uyum sağladı. Yüzünde hüzün, acı var. Maude rolünü ondan başka kimse oynayamazdı. Moritz, tehlikeli sahneleri dublör kullanmadan oynadı” diyor.Shadow in the Cloud, Amazing Stories (1985) serisinin Steven Spielberg’in yönettiği The Mission bölümünden ve The Twilight Zone’un Nightmare at 20.000 Feet (1963) esintiler taşıyor. “Hepimiz George Floyd cinayetiyle ilgili adaletsiz sistemle uğraşıyoruz. Black Lives Matter hareketindeki umudumuzu yitirdik. İnsanlara olan inancımı kaybettim. ABD’inde ne olursa Yeni Zelanda’yı da etkiliyor” diyen Roseanne Liang ayrımcılığın siyahilere de yapıldığını belirtiyor.Roseanne Liang’ın yazıp yönettiği, Chloe Grace Moritz, Taylor John Smith, Beulah Koale, Callan Mulvey, Benedict Wall, Byron Coll, Nick Robinson, Joe Witkowski’nin oynadığı kadın düşmanlığı, toksik erkeklik, ikinci şanslar, güç, cesaret, direnç konularını işleyen Shadow in the Cloud (Buluttaki Gölge) bugün gösterime girdi.www.idrak34.com
Editor : Şerif SENCER
Editor : Şerif SENCER