USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000
Yaşam

Altın Üçgen, Altın Şehir Edirne…

Fotoğraf Sanatçısı ve Araştırmacı Yazar Cemil Şahin, Osmanlı coğrafyasında 'Altın Üçgen' kavramıyla özdeşleşen Edirne'yi yazdı.

Altın Üçgen, Altın Şehir Edirne…
21-03-2025 12:47
Google News

Evet. ÖZETİ| Yanlış duymadınız. Altın üçgen… Bildiğimiz altın madeni değil. Her biri altın değerindeki medeniyet şahikalarımız olan binlerce tarihi eserimiz, başımızın tacı olan yaşadığımız coğrafya üzerinde günümüze kadar ulaşmıştır.  

“Altın Üçgen” kavramı, Osmanlı ve günümüz coğrafyasında sadece bir ilimize has bir özellik olarak hafızalarımızda yer almıştır.

Peki bu ilimiz neresidir?

Edirne… Bu coğrafya üzerinde “Sultanların Şehri” ve “Şehirlerin Sultanı” ünvanını hak eden tek ilimiz, Edirne’miz. Neden “Altın Üçgen” kavramına sahip? Gelin beraber bakalım.

Türkiye’nin batı kapısı ve Trakya’nın incisi olan Edirne; tarih boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yapmış, zengin kültürel mirası ve doğal güzellikleriyle dikkat çeken bir şehrimiz.

Edirne’nin tarihi, Antik Çağlara kadar uzanır. Eski adıyla Hadrianopolis olan Edirne, Roma İmparatoru Hadrianus tarafından kuruldu ve Bizans döneminde önemli bir şehir oldu. Ancak şehrin gerçek “Altın Çağı”, Osmanlı İmparatorluğu tarafından 1361 yılında fethedilip, başkent ilan etmesiyle başladı.

Osmanlı İmparatorluğu’na başkentlik yapmış olan bu şehir; tarihî dokusu, eşsiz mimarisi ve köklü gelenekleriyle adeta bir açık hava müzesini andırmaktadır. Avrupa’da bu alanda ikinci sırada bulunan nadide şehrimiz bu ünvanı fazlasıyla hak ediyor.

Maalesef şehrimiz uzun yıllar “Altın Çağı”nı yaşayamadı. Kültürel zenginliğimiz yavaş yavaş kaybolmaya yüz tuttu. Bunu bizzat ben çok iyi biliyorum.

Ve günümüze geldiğimizde Edirne’nin yıllardır hak ettiği “Altın Çağı”nın ilk ışıklarını görür olmaya başladık. 15 yıldır devamlı yollara revan olurum, çekimlere gider gelirim. Bugüne kadar hiç bu kadar önemli çalışmalar yapılmamıştı.

Osmanlı’dan sonra “Altın Çağı”nın ilk ışıklarını Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan ile görmeye başladık. İlk talimatı verdiğinde işte sırası geldi. Artık Edirne, “Altın Çağı”n kapılarını aralamıştı. O an kafamda şimşekler çaktı. Heyecan geldi. İlk olarak Selimiye Camii ile Eski Camii arasında olan alanda yüzyılın değişimi yapıldı. Milli Saraylar Başkanlığı’nın öncülüğünde yıkık halde bulunan tarihi yerler yeniden gün yüzüne çıkarılmaya başlandı. Edirne artık modern görünüme sahip olmaya başlamıştı. Bunlar daha ilk adımlar idi. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan ile artık Edirne’ye “Altın Üçgen” içinde “Altın Çağı”nı yaşatmaya başlayacak adımlar atılmıştı. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın gayretli çalışmaları ile ve Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı tarafından yeni yaptırılan modern çevre yolları ve yüksek hızlı hızlı tren ile kaybolmaya yüz tutmuş tarihi eserler gün yüzüne çıkarılmaya başlanmıştı. Bunlar Edirne’nin çehresini çok değiştirecekti. Yüksek hızlı tren yolları, Tunca Nehri boyunca virane olmuş yapıların kaldırılması ve modern alt yapı hizmetleri ile “Altın Çağı”na doğru adımlar atılıyor. Şehrin silüeti artık müthiş derecede güzelleşiyor. Bu kadim şehre “Altın Çağı”nı yeniden kazandırdığı için Cumhurbaşkanımıza, Milli Saraylar Başkanlığı’na, Edirne Kültür Turizm Müdürlüğüne,Vakıflar Genel Müdürlüğüne ve Altın Üçgen’in Altın Valisi Şehrin Emini Valimiz Sayın Yunus Sezer’e ve emeği geçen tüm devlet birimlerine yürekten teşekkürler ediyoruz.

Harîm-i dîni de geçtik, harîm-i nâmûsa 
Şu dört minareli cami ki yoktu hiçbir eşi 
Ki parlıyordu hilâlinde san'atın güneşi 
Salîbi sîneye çekmiş de bekliyor. Nevmid

Mehmet Akif Ersoy

Birgün bizim de yolumuz vatan şairimizin mısralarında yazdığı gibi dört ulu minaresinin hilalinde san’atın güneşinin parladığı Selimiye Camii’ne ev sahipliği yapan Edirne’nin Valisi Sayın Yunus Sezer Beyefendi ile kesişti. Bizleri makamına kabul etti ve Edirne için yapılanları anlattı. Yapılanları ve yapılacakları bize anlattıkça adeta gözlerinin içi parlıyordu. Bu bizi çok etkiledi. Sayın Valimiz makamında konuşurken aklımdan İbn-i Haldun’un şu güzel sözü geçti:

“Şehirlerin de bir ruhu vardır. Bir şehirde yaşayan insanlar zamanla yaşadığı şehrin ruhuyla karakteristik açıdan özdeşleşirler.”

İşte bu sözün, bu kadim şehrimize kattığı değer ile özdeşleşen isim kim derseniz… “Altın Üçgen”in “Altın Valisi Sayın Yunus Sezer Beyefendi” derim. Sözün ispatı bu şehre büyük katkıları ile Edirne sonunda altın değerde “Altın Valisi”ni buldu.

Sayın Valimiz büyük gayreti ve özverisi ile, enerjik yapısıyla gerçekten Edirne için biçilmiş kaftan.

Uzun yıllardır atıl durumda olan toprak altında kalmış Mihail Gazi Hamamı, Muradiye Mevlevihanesi’nin kaybolan kültürel tarihi, Sarayiçi, çarşıları, restore edilen tarihi konakların muhteşem görünümleri ve kazanımları ile yapılan güzel hizmetleri say say bitiremeyiz. Altın Valimiz ve muhteşem ekibi gayretli çalışmaları ile bu kadim şehre “Altın Üçgen”de “Altın Çağı”nı yaşatmaya başladılar. Ne kadar teşekkür etsek azdır. Devletimiz çok büyüktür. Bu çalışmalara tanıklık etmek hayli gururlandırıyor bizleri.

Çalışmak gayrete aşıktır.

Üstad Necip Fazıl, “Devler gibi eserler bırakmak için karıncalar gibi çalışmak gerekir” diyor.

Edirne’de devler gibi eserler mevcut. Azmin elinden hiçbir şey kurtulmaz. Valimiz ve ekibi Edirne’de Necip Fazıl’ın o muhteşem sözünü tasdik edercesine karıncalar gibi çalışarak ve üreterek hizmetlerine devam etmektedirler. Hassaten bu hizmetlerin yapıldığını görmek ve tanıklık etmek için karıncalar gibi çalışmak misalinin doğruluğunu görmekteyiz.

Edirne İl Kültür Turizm Müdürü Sayın Kemal Soytürk ve muhteşem ekibinin şehrin tanıtımı için büyük gayretle yaptıkları kültürel çalışmalar da Necip Fazıl’ın muhteşem sözünü tasdik etmekteler. Adeta Edirne’ye “Altın Üçgen”de “Altın Çağı”nı yaşatıyorlar.  

Osmanlı İmparatorluğu döneminde inşa edilen ve şehrin tarihi dokusunu simgeleyen üç önemli camiyi “Altın Üçgen”de kapsayan sembol mühürler ise

1. Eski Cami (1414) – Osmanlı’nın erken dönem mimarisine ait bu cami, kalın duvarları ve içindeki büyük hat yazılarıyla ünlüdür.

2. Üç Şerefeli Camii (1447) – Sultan II. Murad tarafından yaptırılan ve Osmanlı cami mimarisinde yenilikçi unsurlar barındıran bir yapıdır. Farklı desenlere sahip minareleri ile dikkat çeker.

3. Selimiye Camii (1575) – Mimar Sinan’ın ustalık eseri olarak kabul edilen ve Edirne’nin en önemli sembollerinden biri olan bu cami, Osmanlı klasik mimarisinin zirvesidir.Dünya mimarlık eserlerinin zirvesidir.

Osmanlı’nın farklı dönemlerinde yaptırılan bu üç cami, Edirne şehir merkezinde birbirine oldukça yakın bir konumda bulunurlar ve Osmanlı mimarisinin gelişimini gözler önüne sererler. “Altın Üçgen” olarak anılmalarının sebebi, hem konumları hem de Osmanlı kültürel mirasının en değerli eserlerinden olmalarındandır. Edirne sadece camileriyle değil; külliyeleri, medreseleri, çarşıları, köprüleri ve saraylarıyla da Osmanlı kültürünü yaşatmaktadır. Edirne Sarayı, Fatih Sultan Mehmet ve II. Bayezid dönemlerinde Osmanlı’nın en görkemli saraylarından biri olmuştur. Günümüzde ise kalıntıları üzerinde yeniden yapılması ile tarih meraklılarını büyülemeye devam etmektedir.

Biz ziyaretçileri olarak Osmanlı’nın mimari, sanat, bilim ve günlük yaşam kültürünü yansıtan Edirne’de bugün hala tarih kokan sokakları ve yapılarıyla Osmanlı’nın “Altın Çağı”nı yeniden görmekteyiz. Bu yönüyle Osmanlı’nın en zengin kültürel şehirlerinden biri olma özelliğini taşımaktadır.

Edirne aynı zamanda Osmanlı mutfağının ve geleneklerinin yaşadığı bir şehir olmuştur. Şehir aynı zamanda gastronomisiyle de ünlüdür. Edirne tava ciğeri, bölgenin en meşhur lezzetidir. Yanında acı biber ve taze soğanla servis edilen bu yemek, yerli ve yabancı turistlerin ilgisini çeker. Ayrıca badem ezmesi, deva-i misk tatlısı ve mis meyveli içecekleri de şehrin damak tadını yansıtır.

Kırkpınar Yağlı Güreşleri gibi yüzlerce yıllık spor etkinlikleri de Osmanlı’nın kültürel mirasını yaşatmaktadır.

Edirne el sanatları ile de dikkat çeker. Özellikle Edirnekâri olarak bilinen, ahşap üzerine yapılan geleneksel el işlemeleri dünyaca meşhurdur. Bu sanat, camilerdeki minber ve kapı süslemelerinde sıkça kullanılmıştır. Edirne, hem tarihin izlerini sürebileceğiniz hem de kültürel zenginlikleri keşfedebileceğiniz nadir şehirlerden biridir. Osmanlı’nın görkemini hissedebileceğiniz camileri, tarihin derinliklerinden günümüze ulaşan gelenekleri ve benzersiz mutfağıyla Edirne, ziyaretçilerine unutulmaz bir deneyim sunar. Her köşesi ayrı bir hikâye anlatan bu şehir, yerli ve yabancı turistleri kendine hayran bırakmaya devam ediyor

“Sultanların Şehri” ve “Şehirlerin Sultanı” kadim şehrimiz Edirne’ye “Altın Üçgen”de “Altın Çağı”nı yaşatmaya başlayan, Necip Fazıl’ın o muhteşem sözünü tasdik edercesine karınca gibi çalışan başta Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a, Milli Saraylar Başkanlığı’na, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’na ve hasseten Valimiz Sayın Yunus Sezer Beyefendi’ye şükranlarımızı arz ederiz.

Edirne! İşte o islamın ahenin suru
Edirne! İşte o şarkın cebin-i mağruru
İkinci aşr-ı tealisi Al-i Osman’ın
Birinci mevki-i feyyazı belki dünyanın
Edirne! İşte o şarkın demir kilidi

Mehmet Akif Ersoy….

Cemil Şahin - Fotoğraf Sanatçısı ve Araştırmacı Yazar


Editor : Şerif SENCER
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
TEKNOLOJİ TÜMÜ
Mercedes Fabrikasında İnsansı Robotları İşe Başlattı
Mercedes Fabrikasında İnsansı Robotları İşe Başlattı

Mercedes, Berlin’deki fabrikasında insansı robotları üretim hattında görevlendirdiğini açıkladı.

ARŞİV ARAMA
PUAN DURUMU TÜMÜ
ANKET TÜMÜ
Asgari Ücret En Az Ne Kadar Olmalı?
NAMAZ VAKİTLERİ
Gazete Manşetleri
Yol Durumu