Aslında ÖZETİ| bu durumu hepimiz yaşamışızdır ancak bunun arkasında sadece irademizin zayıflığı değil, bilimsel birçok neden de yatıyor.
İşte bu nedenler ve alışveriş davranışlarımızı yönlendiren bazı şaşırtıcı faktörler!
1. Dopamin etkisi: Mutluluk hormonu
Alışveriş yaparken beynimiz dopamin adı verilen mutluluk hormonunu salgılıyor. Özellikle beğendiğimiz ya da yeni gördüğümüz ürünleri sepetimize eklediğimizde bu hormon devreye giriyor ve kendimizi daha iyi hissetmemizi sağlıyor.
Bu da aslında ihtiyacımız olmayan şeyleri bile satın almaya yönelmemize neden olabiliyor. Birçok insan, alışverişin kendisini stresli bir günün ardından rahatlatıcı bir aktivite olarak görüyor. Bu yüzden de sadece alışveriş yapma süreci bile bir nevi "ödüllendirme" sistemine dönüşüyor.
2. Pazarlama taktikleri: Biz fark etmeden bizi yönlendiren güç
Mağazalar ve markalar, tüketicileri daha fazla alışveriş yapmaya teşvik eden sayısız taktik geliştiriyor. "İki al, bir bedava", "Sadece bugün indirimde!" gibi kampanyalar, biz farkında olmadan beynimizin mantıklı düşünme yetisini devre dışı bırakabiliyor.
Kısıtlı süreli fırsatlar, aceleyle karar vermemize ve ihtiyacımız olmayan ürünleri bile cazip hâle getirmemize neden oluyor.
3. Sosyal etkiler: Çevremizden gelen baskı
Alışveriş yaparken çevremizin etkisi de büyük rol oynuyor. Arkadaşlarımızla alışverişe çıktığımızda, onların tercihlerine göre hareket edebiliyoruz.
Örneğin, arkadaşınızın beğendiği bir ürün size de cazip gelebilir ve aslında hiç ihtiyacınız olmayan bir ürünü sepetinize ekleyebilirsiniz. Eve geldik mi pişmanlık!
Üstelik, sosyal medya etkisi de bu durumu daha da tetikliyor. Influencer’ların önerdiği ürünleri görüp "Benim de buna ihtiyacım var." diye düşünebiliyoruz.
4. Gelecek kaygısı: “Ya ileride lazım olursa?”
Bir diğer önemli neden ise geleceğe dair duyduğumuz kaygılar. Özellikle indirim dönemlerinde "İleride lazım olabilir." düşüncesiyle stok yapma eğiliminde olabiliyoruz.
Bu düşünce tarzı da özellikle uzun vadede ihtiyacımız olacağını düşündüğümüz ancak o an için gereksiz olan ürünleri almamıza neden olabiliyor.
5. Güven duygusu: Aslında hepsi yok olacak.
Diyelim bir kıyafet aldık ya da araba. Bunlar bize genelde güven veren eşya olur. E bundan daha fazla alırsam daha da güvende olabilirim!
Temel ihtiyaçların yanı sıra fiziksel eşyadan alınan gerçek güvenlik duygusu pek de istikrarlı olmuyor aslında. Kimi bozuluyor, kimi bozuluyor ve kullanılmaz kenarda duran hâle geliyor.
Tüm bunların farkında olarak alışveriş alışkanlıklarımızı gözden geçirmek, daha bilinçli ve planlı alışveriş yapmamıza yardımcı olabilir. Ancak arada bir kendimizi şımartmak da çok kötü bir şey değil, değil mi?
Kaynaklar: Forbes, Henshe, Psychology TodayBu içerikleri de inceleyebilirsiniz:
Editor : Şerif SENCER