Beslenme ÖZETİ| ve Diyet Uzmanı Gizem Akgül, Ramazan ayında doğru şekilde beslenildiğinde aslında bireylerde gerçekten sağlığın korunduğu ve geliştiğiyle ilgili pek çok çalışma yapıldığını kaydederek bilgi verdi.
Önemli olan hususlardan birinin sahuru atlamamak olduğuna dikkat çeken Akgül, "Çünkü sahur öğününü bir kahvaltı gibi düşünmek lazım. Sahur yapıldığında bireylerin aslında daha uzun süre tok kaldığı iftarda daha kontrollü şekilde gıda tüketimi olduğu, gün içinde kendini daha iyi hissettiğini biliyoruz" diye konuştu.
PROBİYOTİK ÜRETİMİNE DİKKAT
Yumurta, zeytin tüketmenin, fındık, ceviz, badem gibi yağlı tohumlardan özellikle kavrulmamış olanlarından tercih etmenin, meyve ve sebze gibi posa içeriği yüksek, özellikle hem vitamin mineral ihtiyacını sağlayacak hem de Ramazan döneminde aslında sindirim problemlerini önleyecek gıdalardan faydalanmanın çok kıymetli olduğuna vurgu yapan Diyetisyen Akgül, şu sözleri kullandı:
"Tabii ki tahıl ürünleri özellikle sahurda tüketilen tam tahıllı ürünler, tam tahıllı ekmekler ya da tam tahıllı makarnalar, bulgur gibi ürünler birazcık daha hem tokluğu uzattığı gibi hem de o lif vitamin mineral açısından kişilerin aslında gün içinde iyilik halinde devam etmesine çok yardımcı oluyor. Diğer bir süreçte de aslında sahurda biraz daha böyle probiyotik içeriği yüksek, probiyotik yoğurtlar tercih etmek bireylerin hem sindirim sistemini rahatlattığı gibi hem de daha uzun süre tokluk sağlayan gıdalar aslında. O yüzden bunları mutlaka yer vermelerini önemle rica ediyoruz."
Diyetisyen Akgül, sahurda kaçınılması gereken gıdaları da “aşırı tuzlu, aşırı yağlı gıdalar, kızartma, kavurma gibi gıdalar” olarak sıraladı.
Bir iftar masası gibi sahur öğünü ayarlandığında, bunun kişilerde gün içerisinde ciddi anlamda ağırlık yaptığını ve özellikle çok fazla susattığını aktaran Akgül, ağır yemenin sindirim ve mide rahatsızlıklarına neden olduğunu, o yüzden de bunlardan kaçırmak gerektiğini söyledi.
"YİYİP YATMAK SİNDİRİM SORUNLARINA YOL AÇIYOR"
Beslenme ve Diyet Uzmanı Gizem Akgül, sahurda sağlıklı beslenmenin önemine dikkat çekerek, “Sahuru da yemeden, yani yatmadan önce yeme gibi düşünülmesini istemiyoruz. Sahur yatmadan önce yemek değildir. ‘Ben uyumadan önce sahurumu yapayım, yatayım sabaha kadar rahat uyuyayım’ demek aslında bireylerin tamamen sahur yapmış olduğu anlamına gelmiyor. Çünkü yiyip yatmak kişilerde ciddi anlamda sindirim problemlerini, hele ki kardiyovasküler hastalık riskleri varsa, bir kronik hastalık riskleri varsa kişilerde ciddi riskler oluşturabiliyor. O yüzden bu konularda da dikkatli davranmaları gerekir” ifadelerini kullandı.
“İFTAR MENÜSÜNE ÖNCE SU, ÇORBA, ZEYTİN VE HURMAYLA BAŞLANMALI”
Özellikle iftar masalarının kültürel olarak da keyifli, renkli ve zengin iftar masaları anlamına geldiğine ama buradaki en büyük tehlikenin aşırı yağlı, tuzlu gıdalar olduğuna değinen Akgül, “O yüzden bu dönemlerde en iyi iftar masamız aslında önce biraz sıvı alarak suyla belki çorbayla biraz zeytin, hurmayla iftara açıp bir 10-15 dakika ara vermek, birazcık hareket etmek ondan sonrasında yavaş yavaş çok iyi çiğneyerek gıdaları tüketmeye başlamak daha iyi olacaktır. Tabii ki bizim iftar masamızda en çok istediğimiz şeylerden biri kızartma ve kavurma gıdalardan çok birazcık daha kendi yağıyla pişirilmiş ızgara ya da fırınla hazırlanmış gıdalar, yemekler tercih edebilmek. Özellikle kişilerin bu dönemi daha rahat geçirebilmeleri adına mutlaka posa ve lif alımını desteklemek için biraz daha zeytinyağlılar, salatalarla mutlaka desteklenmesini istiyoruz” diyerek sözlerini tamamladı.
Editor : Şerif SENCER