
1 ÖZETİ| değil 2 değil, tam 1300 dev daire. Ortalarında anlam verilmesi güç şeyler var ve nasıl ve ne zaman oluştukları büyük bir gizem.
Neyse ki bilim insanları bu gizemi çözüyor!
Christine Pergent Martini, bu dairelere rastlar rastlamaz araÅŸtırmacı ekibini oluÅŸturup Akdeniz bölgesine keÅŸfe gidiyor.Â
Görüyor ki bu dairelerin hepsi aynı boyutta ve ortalama 20.000 metre. Ayrıca neredeyse her halkanın tam ortasında koyu bir nokta var. Ä°ncelendikçe keÅŸfediliyor ki bu dairelerin sayısı 1.300.Â
Ekip ilk etapta bu halkaların, daha önce bilinmeyen bir şekilde büyüyen mercan yosunları olduğunu düşünüyor. Halkaları daha yakından incelemek için ise tüplü dalış kıyafetlerini giyerek denizin dibine iniyor ve burada yaklaşık 30 dakika kalıyor.
Araştırmacı Martini bir halkaya yaklaştığında, burada kırmızı kalkerli alglerden oluşan büyük çıkıntılara rastlıyor. Çıkıntı ise soluk renkli, çakıl taşı benzeri döküntülerden oluşan geniş bir çorak arazi ile çevrili.
Martini ve meslektaşları, aslında şimdiye dek bozulmamış ve sıra dışı bir ekosistemi keşfediyor.
Fakat bu kusursuz daireler, tehlikeli bir konumda. Çünkü bu bölgede nakliye rotaları var ve demir atan ticari gemiler tüm bu düzeni altüst edebilir. Yani ekibin gerekli incelemeleri yapabilmek için elini çabuk tutması gerekiyor.
Öyle de oluyor ve kısa bir zaman içerisinde dairelere 6 dalış daha gerçekleşiyor. Sonuçlar ise şok etkisi yaratıyor. Dairelerin tepeciklerinin tam ortasındaki en eski malzemenin, yaklaşık 21.000 yaşında olduğu anlaşılıyor.
Ä°klim tarihi uzmanlarına göre bu, o dönem derin bir gezegensel deÄŸiÅŸim anına iÅŸaret ediyor.Â
Esasen binlerce yıl önce Akdeniz, daha soğuktu ve daha sığdı. Halkaların bulunduğu yer, bugün yüzeyden 20 metreden daha az bir yükseklikte ve Güneş ışığı altındaydı.
Ayrıca halkaların içindeki çıkıntılar, kalsiyum karbonattan yapılmış fotosentetik organizmaları oluşturan tortulardı. Muhtemelen son buzul çağında bu alg kolonilerinden binlercesi, Güneşli deniz tabanına kök salmıştı.
Yani yaklaşık 3.000 yıl önce bu algler gelişmiş, birkaç metrelik kubbeler gibi dışarıya doğru büyümüştü. Devamında da çıkıntılardan aşağı doğru yuvarlanarak konilerin tabanına kusursuz daireler hâlinde yerleşmişlerdi. En azından şimdiye kadarki tahminler bu yönde!
Kaynak: National Geographicİlginizi çekebilecek diğer içeriklerimiz:
Editor : Åžerif SENCER