Atatürkçü ÖZETİ| Düşünce Derneği Genel Başkanı Hüsnü Bozkurt, Cumhuriyetin 99. yılını kutlarken Türkiye’nin çok sayıda sorunla boğuştuğunu vurgulayarak 100. yıl için çağrıda bulundu. Bozkurt, Cumhuriyetin 99. yılında Cumhuriyet’e konuştu.
Birinci Dünya Savaşı’nın sonunda Osmanlı’nın fiilen ömrünü tamamladığını, İstanbul dahil olmak üzere işgal yaşandığını belirten Bozkurt, “Görünürde padişah ve hükümet varsa da hükümleri yoktu. Tam anlamıyla İtilaf Devletleri’nin denetimine girmiş bir ülke söz konusuydu” dedi. Bozkurt, şu ifadeleri kullandı:
KUTSAL SIR
“Bunun karşısında ise ‘Geldikleri gibi giderler’ diyen Mustafa Kemal, altı ay İstanbul’da görüşmeler yaptı. Aklında da Anadolu’ya geçip ulusal direniş başlatmak ve milli güç oluşturup Türk ulusuna dayalı devlet kurmak vardı. Bunu tabii kutsal bir sır olarak sakladı. Samsun’a gitti, görevden alındı, askerlikten istifa etti ve mücadeleye fert olarak devam etti.”
“Milletin bağımsızlığını yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır” ifadesinin iradenin padişahtan alınıp millete verildiğinin en somut ifadesi, 23 Nisan’da Meclis’in açılmasının da Cumhuriyetin habercisi olduğunu söyleyen Bozkurt, “Cumhuriyetimiz, dünyada antiemperyalist ulusal bağımsızlık savaşı üzerine bina edilmiş tek devlet. Cumhuriyet, doğrudan doğruya ve topyekûn kadınıyla, erkeğiyle, çocuğuyla bir halkın emperyalist güçlere karşı direnmesi, o güçleri birer birer bertaraf etmesi ve yurdundan kovması, ardından bağımsız bir devlet olarak ortaya çıkmasıdır” açıklaması yaptı.
Cumhuriyetin, din-tarım imparatorluğu olan Osmanlı’yı Anadolu’nun ortasına sıkıştıran Sevr’i yırttığını; Lozan, Montrö ve Hatay’ın anavatana katılmasını başardığını kaydeden Bozkurt, “Türkiye bunu Cumhuriyetin kuruluş felsefesinin sağlamlığıyla başardı. Bu felsefe namus, akıl, bilim ve liyakat. Bu temel felsefeyle kurulan Cumhuriyet, kalkınma hızı yakaladı, sanayi üretimine geçti, demiryollarını, limanlarını, madenlerini yabancıların ellerinden aldı, yeraltı ve yerüstü kaynaklarına sahip oldu, uygar bir ulus ve devlet yarattı” değerlendirmesinde bulundu. Artık Cumhuriyetin 100. yılına girildiğini söyleyen ve “100. yılında Cumhuriyet insanları mutlu ediyor mu” diye soran Bozkurt, şunları kaydetti:
‘ANLAYIŞ DEĞİŞMELİ’
“Ediyorsa sorun yok. Ancak gençler geleceklerini yurtdışında arıyor. Genç işsizlik oranı yüzde 30’ları buldu. Geniş halk yığınları pazaryerinde sebze, meyve toplayarak rızkını temin etmeye çalışıyor. Asgari ücret açlık sınırının, en düşük emekli maaşı asgari ücretin altında. Hemen hemen bütün sanayi dallarında çağın üretim teknolojisinin, bilişim devriminin gerisinde kaldık. Kendi aşısını üretirken artık aşı üretemeyen bir Türkiye’den bahsediyoruz. Hitler zulmünden kaçan bilim insanları Türkiye’ye geliyordu. Artık hocaları kaçırıyoruz. Gençlerimizin yurtdışına gidişini izliyoruz, hatta ‘Giderlerse gitsinler’ diyoruz. Her gün kadın cinayetleriyle karşı karşıyayız. Sansür yasasıyla basını susturmaya çalışıyoruz. Halkın gelecekle ilgili umutlarını besleyecek bir iklimin olmadığı çok açık. Bu Cumhuriyetin kuruluş felsefesinden kopmamızın bir sonucu. Bu anlayışın değişmesi gerek” dedi.
(ADD Genel Başkanı Hüsnü Bozkurt)PARLAYAN YILDIZ
Bozkurt, “Türkiye Cumhuriyeti, kurulduğunda tüm mazlum dünyasında umut ışığı oldu, arkasından çok sayıda devlet bağımsızlığını kazandı. Türkiye bugün bile yıldız gibi parlıyorsa nedeni Cumhuriyeti kuran Atatürk ve devrimci kadroların ortaya koyduğu temel felsefe ve devlet anlayışıdır. Cumhuriyetimizin 100. yılına girerken, Cumhuriyetin kuruluş felsefesini güncelleyip devleti yeniden namusla, bilimle, akılla ve liyakatle yöneteceğimiz devlet durumuna getirmeliyiz. Önümüzde başarısı sınanarak kanıtlanmış bir reçete var; reçetenin adı Atatürkçü düşünce sistemi/Kemalizm” ifadelerini kullandı.
‘GENETİK KODLARINDA VAR’
AKP Grup Başkanvekili Mahir Ünal’ın Cumhuriyeti hedef alan sözlerine “Bu, AKP’nin genetik kodlarına işlemiş Cumhuriyet karşıtlığının sözcüklerle ifade ediliş şekli. Bütün Cumhuriyet düşmanları aynı argümanı kullandı” tepkisini gösteren Bozkurt, “Sıkça ‘Dedelerimizin mezar taşlarını okuyamadık’ diyorlar. Halbuki Osmanlı’da kadınların binde 4’ü, erkeklerin yüzde 7’si okuryazar. Dedelerinin mezar taşını nüfusun yüzde 3’ü okuyabiliyordu” diye konuştu.
MUHTEŞEM BİR SÜREÇ
Bozkurt, Cumhuriyetin ilanının bir son değil başlangıç olduğunu, 29 Ekim’in hemen ardından devrimler sürecinin başladığını vurgulayarak, “Aydınlanma devrimleri dediğimiz seri devrimlerle yeni toplum, dil, kültür, tarih bilinci, ulus bilinci yaratıldı. Bir halkın devletleşirken uluslaştığı, uluslaşırken devletleştiği muhteşem bir süreç. 1923’te kurulduğunda ekmeklik buğdayı, çocuğunun altına saracak bezi, aşısı, ilacı, silahı, sanayi ürünleri olmayan Türkiye, 1930’ların sonuna gelindiğinde dünya milletler ailesinin şerefli üyesi olarak tarih sahnesinde yerini aldı. Cumhuriyeti böyle algılamalıyız” dedi.
“Cumhuriyet, kadınıyla, erkeğiyle, çocuğuyla bir halkın emperyalist güçlere karşı direnmesidir.”
Editor : Şerif SENCER