Şu ÖZETİ| anda gözümüzün önüne gelen çocuk görüntülerini aslında farkında olmadan çoktan kanıksamış ve sorgulamayı bırakmış vaziyetteyiz. Ancak bu durumda sizce de bir terslik yok mu?
Gıdalara arzu ettikleri miktarlarda erişemeyen çocukların karınları, neden bir davulu anımsatırcasına şiştir?
Yetersiz beslenmenin işaretleri arasında cılız kol ve bacaklar, rahatlıkla fark edilebilen kaburga kemikleri ve oldukça gergin ve şişkin bir karın vardır.
Burada bahsi geçen ve görsellerde gördüğünüz çocukların muzdarip olduğu rahatsızlık, yeme bozukluğu sebebiyle ortaya çıkan anoreksiya değil; yetersiz beslenmeden kaynaklanan Protein-Enerji Malnütrisyonu (PEM)’dur ve yaşamımız için oldukça hayati bir besin türü olan protein eksikliğinden kaynaklanır.
Vücutlarının ihtiyacı doğrultusunda beslenemeyen çocuklarda ise iki tip Protein-Enerji Malnütrisyonu'yla karşılaşılır.
Bu rahatsızlıklardan ilki, marasmus diğeri ise kwashiorkor olarak adlandırılır. Şişkin karın görüntüsüne sebebiyet veren ise ikincisidir. Kwashiorkor, özellikle açlık ve yoksullukla mücadele eden toplumlardaki çocuklarda sıklıkla görülür ve bu durum, çocukların karın boşluklarında sıvı birikmesine ve karaciğerlerinin yağlanmasına sebep olur.
Kwashiorkor ismi ilk kez Jamaikalı çocuk doktoru Cicely Williams tarafından kullanılmıştır ve bu terimin, Gana dilinde “bebeğin annesinin, yeni bir bebek daha dünyaya getirmesi sebebiyle hastalanması” anlamına gelen cümleden türetildiği öne sürülür.
Çünkü henüz bir bebeği sütten kesilmemiş anne yeni bir tane daha dünyaya getirirse, ikisini aynı anda beslemekte zorlanır ve bu da bebeklerin yetersiz beslenmelerine neden olur.
Anne sütü bebek için oldukça hayati bir öneme sahiptir ve bu süt, bebeğin ihtiyacı olan temel protein ve amino asitleri içerir. Bunların yoksunluğu ise çeşitli zihinsel ve fizyolojik gelişimlerin sağlanamaması noktasında ciddi bir tehdit oluşturur.
Çocuklar, protein ve amino asit alımlarının oldukça az olduğu ve bunun yanında karbonhidrat tüketiminin arttığı durumlarda ise bu hastalığa daha hızlı yakalanabilir.
Açlığın ve yoksulluğun ağırlıklı olarak görüldüğü bölgelerde tüketiminin oldukça yaygın olduğu pirinç, tatlı patates ve bir tür tropik ağacın nişastalı köklerinden oluşan cassavalar ile büyük oranda beslenmek de yine çocukların bu hastalığa yakalanmasına sebebiyet verir ve lenfatik sistemlerine zarar verir.
Lenfatik sistemin ise vücudumuzda 3 temel işlevi bulunur.
Bunlardan ilki, sıvıların geri kazanımı; bir diğeri, bağışıklık sisteminin kontrolü ve sonuncusu yağların emilimidir. Yetersiz beslenmeden muzdarip olan kwashiorkor hastalarında, bu üç işlevde de aksamalar görülür ve sıvıların geri kazanımı için dokulardaki sıvıların, dolaşım sistemine gönderilmesi gerekir ancak bunun meydana gelebilmesi için de protein alımı şarttır.
Bu noktada protein basıncının suyun basıncından üstün olması ve sindirim sistemindeki suyun, vücuda geçişinin sağlanabilmesi şarttır. Fakat protein miktarı yetersiz olursa bu geçiş gerçekleşmez ve böylelikle su, dokularda ve sindirim sisteminde birikir.
Bir diğer ifadeyle protein yoksunluğundan muzdarip olan vücut, temel metabolik fonksiyonlarını yerine getirmek için yeterli enerjiyi elde edemez.
Bu durum da dokularda ve dolaşım sisteminde sıvı birikmesine, daha bilindik bir tabirle ödeme neden olur. Ancak kwashiorkor hastalarında tek sorun karın şişliği değildir. Bu kişilerde ayrıca dişlerin oldukça erken yaşlarda dökülmesi, derinin gözle görülür bir biçimde incelmesi ve saçların azalması gibi problemlerle karşılaşılır.
Bu hastalığın teşhisi ve ardından yapılacak tedaviler, çoğunlukla gelişim bozukluklarını ve vücutta görülecek değişimleri önleyemese de ölümün önüne geçebilir. Ayrıca tedavi esnasında vücudun kendini toparlayabilmesi ve eski işlevine geri dönebilmesi için proteinin yanı sıra çeşitli mineral ve vitaminlerin alımı da oldukça önemlidir.
Fakat bu besinlere ulaşım, bu hastalıktan muzdarip kişilerin coğrafyaları ve hayat şartları göz önüne alındığında ne yazık ki oldukça zordur.
Kaynaklar: Borgen Project, Indiana Public Media
Editor : Şerif SENCER