Son ÖZETİ| günlerde ortaya atılan iddialar hakkında merak edilenleri yanıtlayan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, TRT Haber'de açıklamalarda bulunuyor.
İşte Bakan Yanık'ın açıklamalarının satır başları şöyle:
"MAÄžDURU BÄ°Z 2020'DE MERKEZÄ°MÄ°ZE ALDIK"
Davadan kasıt bir ceza davası açılmasıysa söz konusu dava yeni açıldı. Aralık 2022’de. 30 Kasım 2020’de mağdur suç duyurusunda bulunuyor. Cumhuriyet Savcılığı, mağdurun şikayetini aldıktan sonra kendisine iddianın niteliği uyarınca ‘Kalacak yerin var mı’ diyor ve mağdur şiddet önleme Merkezi’ne yönlendiriliyor. Mağduru biz 8 Aralık 2020’de merkezimize alıyoruz. Biz mağdurun ve çocuğunun gizliliğini sağlayacak önlemleri alarak süreci takip ettik.
"SORUÅžTURMA DEVAM EDERKEN BÄ°Z DÃœZENLÄ° OLARAK SORMUÅžUZ"
İşleyen bir süreç vardı ve dava açıldıktan sonra bir habere dönüştü. Soruşturma devam ederken yetkililer gereğini yaparlar. Bizim Bakanlık olarak işimiz, mağdura barınma ve bakım hizmeti vermektir. Biz bu olayda da yapmamız gerekeni yaptık. Bizim Bakanlık olarak soruşturma evresinde bir davaya dahil olma durumumuz yok. Bizim, dava açılıncaya kadar, yasal olarak bu soruşturmaya dahil olma şansımız yok. Biz Aralık 2022’de dava açılınca davaya dahil olduk. Soruşturma devam ederken de biz düzenli olarak sormuşuz.
"BURADA MEKANÄ°ZMA TERSÄ° ÅžEKÄ°LDE"
Diğer taraftan burada şöyle bir izlek var. Normal şartlarda bu tür olaylarda mesele şu şekilde yürür. Mağdur kolluk kuvvetlerine gider ve kolluk kuvvetleri bize haber verir. Fakat burada mekanizma tersi şekilde. Mağdur Cumhuriyet Savcılığına gidiyor. Burada kendisinin oluşturduğu bir hukuki mekanizma var. Dava açıldıktan sonra biz Bakanlık olarak biz müdahil olma hakkımızı kullandık. Bu olayda Bakanlık ve diğer kuruluşların süreci takibi söz konusu.
"MAÄžDURUN TARAFINDAYIZ"
Meselenin asıl konuşulması gereken taraflarını bir kenara bırakıp siyasi amaçları gözetirsek bu mağdurun bir defa daha mağdur olmasına yol açar.
Biz Bakanlık olarak şu anda bu davanın bir tarafıyız. Biz mağdurun tarafını savunmak ve yargılamanın yasaya uygun şekilde yürütülebilmesi için davanın bir tarafıyız.
"SANIKLARIN TUTUKLANMALARINI VE DAVANIN ÖNE ALINMASINI TALEP ETTİK"
Bir ceza dosyasında tutuklu sanık varsa duruşma tarihleri erken verilir. Eğer tutuklu sanık yoksa duruşma tarihleri uzun olabiliyor. Bu dava da ilk açıldığında tutukluluk hali yoktu. Biz davaya müdahil olduktan sonra sanıkların tutuklanmalarını ve duruşma tarihinin öne alınmasını talep ettik. Sonrasında bu taleplerimiz gerçekleşti.
Sanıkların ifadeleriyle ilgili söyleyeceğim her cümle bir yorumdan ibaret olacak şu anda. Bir suçla yargılanan insanlar bunu tabii ki kabul etmeyecek. Dışarıdan müdahaleden kastı nedir sanıkların onu bilemem. Ama biz tarafız ve taleplerimizi sunarız. Çocuğun istismarı katalog suçlardandır. Bu suçlarda tutuklama çoğunlukla zaten verilir. Sanıkların kendilerini savunmak için tabii itirazları olur.
"CİNSEL İSTİSMAR SUÇU ERTELENMEYEN SUÇLARDANDIR"
Ceza yargılaması başladı. Bundan sonra sanıkların kendilerini savunma hakları vardır. Delillerin tamamı toplandıktan sonra ve bunlar incelendikten sonra hüküm aşamasına geçilir. Yargılamanın sonucuyla ilgili bir yorumda bulunmamız mümkün değil. Ancak çocuğun cinsel istismarı suçu, ağır suçlardan biridir. Ertelenmeyen suçlardandır. Bizde bu süreçte yasanın bize verdiği tüm yetkiyi kullanacağız.
"CHP SAMİMİ DEĞİL"
CHP’nin bu konudaki tutumunu samimi bulmuyorum. Niye samimi bulmuyorum: CHP içinde de yıllardır bu meselelerle ilgili uğraşan arkadaşlarımız var. Bu süreçleri gayet iyi bilen arkadaşlar var. Ben 25 yıl avukatlık yaptım dolayısıyla bu sürecin ne kadar zorlu olduğunu çok iyi bilenlerden birisiyim. O arkadaşlarımız da biliyorlar. Fakat siyaseten ‘iktidarı zorlayacak önemli bir başlık bulduk’ sevinciyle ortaya çıktılar. Ama biz Bakanlık olarak mağduru 2 yıldır gözetiyoruz dediğimizde bizim görev alanımızla ilgili olmayan soruşturmalara başladılar.
Biz hep şunu söyledik: ‘İnsanın olduğu yerde her türlü çirkin olaylar da olabiliyor.’ Bu suçların faili de mağduru da olabilirsiniz. Bu yüzden herkesin bunun ucundan tutması gerekiyor. Hepimizin el birliğiyle çözüm bulmamız gerekiyor. Medyanın dilinden, kamuoyunun bilgilenmesine kadar bunun pek çok tarafı var. Bu yüzden ‘mağdurların bir kez daha mağdur olmasının önüne geçelim’ diyoruz. Bu şartları göz önünde bulundurduğumuzda CHP’nin tutumunu nasıl samimi bulalım? Hepimizin üzerinde hassasiyetle duracağımız ve her türlü farklılığımıza rağmen asgari müşterek bulabileceğimiz bir konudan bahsediyoruz. Ama maalesef bulamıyoruz.
"MAÄžDURLAR KOLLUK KUVVETLERÄ°NE GÄ°DERLERSE DURUMDAN HABERDAR OLUYORUZ"
Bakanlık olarak yargıya intikal eden tüm davalardan maalesef haberdar olamıyoruz. Mağdurlar, kolluk kuvvetlerine giderlerse ya da Şiddet Önleme Merkezleri’mize başvurursa durumdan haberdar oluyoruz. Daha önce şöyle bir uygulama vardı: Mahkemeler, dava açıldığında bize ihbar ediyorlardı. Ancak 2019’da ihbar yükümlülüğü kalktı. Bu olayda da Cumhuriyet Savcılığı bize bildirmeseydi haberimiz olmayacaktı. Bununla ilgili olarak önümüzdeki süreçte gereken çalışmaları yapacağız. İhbar yükümlülüğünün kalkmış olması bizi Bakanlık olarak müdahil olamayacağımız bir noktada bırakabiliyor.
"AK PARTÄ°'NÄ°N POLÄ°TÄ°KALARI SONUCUNDA ERKEN YAÅžTA EVLÄ°LÄ°K YÃœZDE 71 ORANINDA AZALDI"
AK Parti iktidar olduğundan itibaren aralıksız biçimde kız çocuklarının eğitimi ve erken yaşta evliliği konusunda kampanyalar yaptı. Özellikle 2017’den itibaren başlattığımız süreçte erken yaşta evliliklerin yoğun olduğu illerde İl Acil Eylem Plan’ları ortaya koyduk. 23 ilde bu planlarımızı işletiyoruz. Bu politikalar sonucunda erken yaşta evlilik yüzde 71 oranında azaldı. Erken yaştan kastımız 16-17 yaş. Nitekim 15 yaşın altı çocuğun cinsel istismarıdır bunun da altını çizelim.
Bizim erken yaşta evliliğe set çekmemizin sebebi; kadınların şiddetle karşı karşıya kalmasının önüne geçmek. Sağlıklı bir aile kurmasını sağlamak. Hayatını yönetme becerisini edinememiş birinin evlenmesi halinde maalesef şiddet döngüsüne dahil olması maalesef daha kolay hale gelmiş olacak."
Editor : Åžerif SENCER