Journal ÖZETİ| of Human Evolution'ta yayımlanan yeni bir araştırma, 320 bin yıl önce yaşayan insanların hayatta kalmak için kullandığı bir araca daha ışık tuttu. İnsanlar, o dönemde hayatta kalmak için ayı derilerinden de yardım alıyordu.
Günümüzden 320 bin yıl önce, henüz modern insanlara ait iz bulunamayan zamanlarda ‘Homo eroctus’ olarak tanımlanan insanlar yaşıyordu. Yeni bir araştırma, bu zamanlarda insanlığın ‘modasını’ ortaya koydu.
Almanya’nın arkeologlar için cennet olan Schöningen bölgesinde bulunan mağara ayısına ait parmak kemikleri, insanlığın o yıllarda hayatta kalmak için ayılardan büyük oranda faydalanıldığını gösterdi. Kemiklerde bulunan çizgi şeklindeki izler, ayı derilerinin de hayatta kalmak için kullanıldığına işaret etti.
AYILARIN PENÇELERİNDEKİ ÇİZİKLERDEN TAHMİN EDİLDİ
İnsanlar, 320 bin yıl önce hayatta kalmak için ayı derilerini de kullanıyordu:
Webtekno'da yer alan çalışmaya göre söz konusu kemikler aslında yeni keşfedilmedi. Kemikler, 1990’lı yıllarda kemik ve taşlardan yapılan aletlerle birlikte bulunmuştu. Fakat ayıların parmak kemiklerinde bulunan çiziklere herhangi bir anlam yüklenememişti.
Diğer kemiklerdeki çizikler normalde insanların, hayvanların etlerini kestiklerine işaret ediyordu. Fakat ayıların parmaklarında yenilebilecek et miktarı fazlasıyla düşük olduğundan buradaki durum farklıydı.
Bilim insanları, parmak kemiklerindeki çizgileri anlamlandırmak için özellikle bir hayvanın derisini soyma sürecine dair geçmiş keşiflere göz attı. Bu keşiflerde, bazı kemiklerdeki çizgilerin hayvan derisinin soyulduğunun kanıtı olduğu görüldü.
Ayının parmak kemiğinde bulunan kesik izleri de geçmişteki diğer keşiflerde bulunan izlere fazlasıyla benziyordu. Bilim insanları, bu karşılaştırma ile yola çıkarak 320 bin yıl önceki insanların, ayıların derisini soyduğuna kanaat getirdi.
Elbette bu derilerin kullanım amacı herhangi bir şekilde ‘moda’ değildi. Deriler, özellikle soğuk havalarda soğuktan korunmak için kullanılıyordu. Bununla birlikte derilerin uyurken de bir koruma olarak kullanılmış olabileceği tahmin ediliyor.
Editor : Şerif SENCER
