1900’lü yıllarda gökyüzüne baktığınızda görebileceğiniz zeplinler, 1950’lere gelindiğinde yok olmaya başladı.
Peki neden artık gökyüzünde bu zeplinleri göremiyoruz?
Bazılarımıza oldukça yabancı gelen bu aracın ne olduğuna bir bakalım.
Zeplinler, havada yönlendirme yapmak için dümenleri olan, motorlu bir ulaşım aracıydı. Alman mucit Kont Ferdinand von Zeppelin tarafından icat edildiği için de adına zeplin diyoruz. Aslında zeplinlerin ortaya çıkışı 1900’lü yıllardan da önceydi.
1852’de içi hidrojen dolu bir torbaya buhar makinesi takılarak havalandırılan zeplin, geliştirilerek ilk formunu almıştı. I. Dünya Savaşı’nda da aktif rol oynayan zeplinler, sandığımızdan çok daha aktif bir araçtı.
Zeplinler nasıl üretiliyordu?
Temel olarak enine halkalar ve gaz torbası içerek boyuna kirişlerden oluşan kumaş kaplı sert bir metal çerçeveden oluşuyordu. “O dönemlerde bu kadar büyük bir şey nasıl inşa edilmiş olabilirdi?” diye düşünebilirsiniz.
Zeplin, tarihteki ilk hava aracı örneklerinden biri olarak büyük bir yenilikti. Kauçuk kumaştan yapılmış gövdesi, 11.300 metreküplük hidrojenle doldurulmuştu. Bu hacmi, zepline gerekli yükselme gücünü de sağlıyordu. Yapısında 17 ayrı gaz hücresi bulunuyordu, havada kalabilmek için de gereken tüm donanıma sahipti. Alt kısmında gücü sağlayan iki gondol ve bir su soğutma sistemi vardı. Bu sistemler de zeplinin motorlarını serin tutarak verimli çalışmasını sağlıyordu.
Ancak aerodinamik açıdan tasarım ideal değildi.
Çünkü zeplinin hareketi, ağırlıkların etkisiyle kontrol ediliyordu ve bu da aracın manevra kabiliyetini sınırlandırıyordu. Tabii zeplinlerin kullanılmama nedeni yavaş ve hantal olmaları da değildi. Bir felâket buna sebep olacaktı: Hindenburg.
Hindenburg, en büyük sert zeplin unvanını taşıyan ve herkesi kendine hayran bırakan bir modeldi. İlk hava yolu şirketinin son yolcu uçağıydı Hindenburg. Almanya ve ABD arasında gidip gelen zeplin, Kuzey Atlantik’i bile geçecek kadar güçlüydü.
Binlerce uçuş gerçekleştirerek yolcu taşımıştı.
Her şey sorunsuz ilerlerken zeplini tarih sahnesinden tamamen çıkaracak senaryo yaşandı: 6 Mayıs 1937’de Hindernburg, içindeki 97 yolcu ile tamamen yok oldu. Zeplin, yaklaşık 198.218 metreküp hidrojenle doluydu. Araştırmalar, felâketin, sızan hidrojeni ateşleyen elektrostatik boşalmadan kaynaklı olduğunu gösteriyor.
Hidrojen gazı gemiye sızmış ve bir dakika içinde her şey tuzla buz olmuştu. Aslında zeplin, hiçbir maddeyle tepkimeye girmeyen zararsız helyumla kullanılmak üzere tasarlanmıştı. Ama Amerika’nın Almanya’ya ihracat kısıtlaması, helyuma erişimi de kısıtlamıştı. Dolayısıyla Hindenburg, yanıcı hidrojenle doldurulmuştu.
Üstelik büyük bir felâket olarak anılan bu olay, zeplinlerle yaşanan tek ölümcül felâket değildi. İşte böylece bir dönemin buluşuna tam anlamıyla kucak açamadan elveda dedik.
Kaynaklar: Airways, singularityhubİlginizi çekebilir: