Ne konuşabiliyorlar ne de yürüyebiliyorlar… Ama suyun içine girince işler değişiyor! Acaba minikler, hepimizin farkında olmadığı birtakım becerilere mi sahipler, yoksa biz mi öyle zannediyoruz?
Bu sırrı açıklığa kavuşturmanın vakti geldi de geçiyor!
Aslında bebeklerin bu becerilerinin arkasında 3 farklı su refleksi vardır.
Bebeklerin sahip olduğu reflekslerden en dikkat çekeni, şüphesiz onların suyun altında nasıl nefes almaya devam edebildiklerini açıklayan dalış refleksidir. Bizlerin bile zaman zaman başaramadığı bu davranışı, bebeklerin kolaylıkla üstesinden gelmesi kulağa ilginç gelse de cevabı bir hayli basit ve mantıklı.
Soğuk ya da sıcak oluşu fark etmeksizin bebeğin yüzü suyla temas ettiği an, kalp atışları önemli ölçüde azalır. Bu durum ilk etapta korkutucu gelse de dalış refleksi, kan akışını hayati organlara yönlendirmeyi ve oksijeni korumayı amaçlar. Yani bu davranış, onların istemsizce uyguladığı bir hayatta kalma mekanizması olarak düşünebilir.
Peki bu mekanizmaya biz de hâlâ sahip miyiz diye sorarsanız, ne yazık ki hayır. Bu beceri, beş ila sekiz aydan sonra kaybolmaya başlar çünkü beyin, ilerleyen süreçle beraber acil durumlarda nefes tutmanın bilinçli olarak düzenlenmesine yönelik bir gelişim gösterir.
Ayrıca yüzme refleksi, bu küçük kahramanların yüzmeyi doğuştan öğrendiğini düşündürebilir.
Yüzüstü suya bırakılan bir bebek, kolları ve bacaklarıyla uyumlu bir biçimde yüzme hareketleri sergiler. Buraya kadar her şey tamam fakat yüzme refleksi, zannedilenin aksine görünüşte yüzmenin bir göstergesi olsa da aslında refleksif bir tepkidir.
Daha birkaç aylık olan minikler gerçek anlamda bir yüzme becerisi için yeterli koordinasyon, kas gücü ve nefes kontrolüne maalesef sahip değildir. Onlar bu hareketlerini, yüzme refleksinin etkisiyle yapar ve bilinçli değildir.
Kavrama refleksi de bebeklerin suda yüzdüğünü zannetmemize sebep olan bir başka su refleksidir.
Miniklerin avuç içi ya da ayak tabanına dokunulduğunda içgüdüsel olarak el ve ayak parmaklarını kavradığına veya kıvırdığına mutlaka şahit olmuşuzdur. Yine onların suyun direncine tepki olarak gösterdikleri bu davranışı, yüzme bildikleri düşüncesini doğurabilir fakat bu da bir yanılsamadan ibaret.
Özetle bebekler küçük olmalarının getirdiği fiziksel eksiklikler nedeniyle güvenli bir yüzme davranışına sahip olamazlar. Böyle zannedilmesinin arkasında da onlara özel olan refleksleri vardır ve büyüdükçe bunları kaybederler.
Yani sosyal medya mecralarındaki videolara kanıp, bebeğinizi suyun içine öylece bırakmamanızda fayda var.
Kaynaklar: Texas Swim Academy, University of Technology, Hubbard Family Swim School