Peki bu kule ne oldu da âdeta bir hayvanat bahçesi oldu? Burada hangi türlerden kaç hayvan vardı? Burada gerçekten güvenli bir şekilde yaşabildiler mi?
Londra Kulesi’nin ardında nasıl bir sır perdesi var?
Aslında Londra’daki yüzlerce yıl önceki hayvanat bahçesi, tam anlamıyla bir hayvanat bahçesi değildi.
Londra Kulesi’nde yer alan ve kraliyete ait olan bir hayvan yaşam alanıydı. Bu ünlü binada, yaklaşık 600 yıldan uzun bir süre çok çeşitli egzotik hayvanlar tutuldu. Farklı kişilere sergilendiler, çeşitli deneylere maruz kaldılar ve hatta üzerlerinde incelemeler yapıldı.
Kraliyet hayvanat bahçesi, 13. yüzyılda Kral John ve III. Henry’nin saltanatlarına tanık oldu. Uzun yıllar önce yabancı hükümdarlar, İngiliz krallarına egzotik hayvanlar hediye ediyordu.
Bu hayvanlar arasında; vaşaklar, develer, leoparlar, aslanlar ve hatta bir kirpi bile vardı. Ayrıca bu hayvanların çeşitli sembolik anlamları da bulunuyordu.
Sonraları Norveç Kralı IV. Haakon, İngiltere Kralı’na hediye olarak bir kutup ayısı gönderdi.
Yine 1255’te Fransa Kralı IX. Louis, Haçlı Seferleri esnasında yakalanan bir fili de İngiltere Kralına ulaştırdı. Öte yandan tüm bu hayvanların bakımlarının yapılması ve beslenmeleri gerekiyordu. Hayvanların sayısı arttıkça maliyetler de arttı.
Hatta Henry, bu hayvanların masraflarını karşılamak için Londra halkından vergi alma yoluna dahi başvurdu. Üstelik o zamanlar, hayvanların nasıl beslenmesi gerektiği ile ilgili bilgiler kısıtlıydı.
Bir file yemesi için et, her gün içmesi için ise yaklaşık 3,5 litre şarap verildi. Elbette bu fil, bu beslenme şekli sebebiyle hızlı bir şekilde öldü.
Ek olarak Kraliyet hayvanat bahçesinin amacı, hükümdarın kişisel prestiji ile çok yakından ilgiliydi.
Bu tür hayvanların hediye edilmesi yalnızca bir saygı göstergesi değildi. Onların sergilenmesi güç ve zenginliğin de bir işaretiydi. Bu sebeple ziyarete gelen soyluların ve ileri gelenlerin, hayvanat bahçesini ziyaret etmelerine izin verildi.
Sonraları 1822’de profesyonel bir zoolog, Londra Kulesi’ne bekçi olarak atandı. Onun hayvanlar ve hayvanların bakımları hakkında bilgi sahibi olması, buraya daha fazla hayvanın kabul edilmesine sebep oldu.
1828’de ise Londra Zooloji Derneği, nihayetinde Regent’s Park’ta bugün hâlâ varlığını sürdüren bir hayvanat bahçesi açtı ve hayvanların büyük bir kısmı, bu hayvanat bahçesine taşındı. Bir kısmı ise gezici sirklere satıldı. Londra Kulesi’ndeki kraliyet hayvanat bahçesi ise 1835’te kapatıldı.
Kaynaklar: Historic Royal Palaces, IFL Scienceİlginizi çekebilecek diğer içeriklerimiz: