İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya müşteki Dink ailesi adına avukatlar Havva Hülya Deveci ve Emel Ataktürk Sevimli katıldı.
Tutuklu sanık Adem Sağlam, başka suçtan tutuklu sanıklar Tuncay Uzundal, Yasin Hayal, Zeynel Abidin Yavuz, Ali Fuat Yılmazer, Ramazan Akyürek ve Erhan Tuncel ile tutuksuz sanık Ersin Yolçu'ya, bulundukları cezaevinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile bağlanılan duruşmada sanık avukatları da hazır bulundu.
İddianamenin okunmasının ardından, firari sanıklar Faruk Sarı ve Yahya Öztürk'ün henüz yakalanamadığı bildirildi.
Duruşmada söz alan Dink ailesi müdahillik talebinde bulunarak sanıkların cezalandırılmasını istedi.
Sanıklardan Ali Fuat Yılmazer, savunmasının hazır olmadığını, bir sonraki celsede savunma yapacağını söyledi.
Sanık Adem Sağlam, Dink cinayetinin 2007 yılında işlendiğini, kendisinin 2006 yılı Temmuz ayında askere gittiğini dolayısıyla cinayet sırasında 6 aydır askerde olduğunu savundu.
Sanık Yasin Hayal, cinayetin ardından ilk aşamalarda yaptığı savunmasının geçerli olduğunu anlatarak, ekleyecek başka bir husus bulunmadığını söyledi.
Mahkeme başkanının "Cinayetten önce Ogün Samast'a 'Arkamızda şu var, bu var' diye bir konuşma yaptın mı?" sorusuna Hayal "Hayır" yanıtını verdi.
"FETÖ terör örgütüyle en aktif mücadele edenlerden biriyim"
Sanık Erhan Tuncel de savunmasında kendi adının FETÖ ile yan yana gelmeyeceğini sokaktaki vatandaşın bildiğini iddia etti.
İddianamenin hiçbir yasal dayanağı olmadığını öne süren Tuncel, şöyle devam etti:
"FETÖ terör örgütüyle en aktif mücadele edenlerden biriyim. Mükerrer davadır. 2007'de 'Paralel devlet yapılanmasına yardım' kabul edilmemektedir. O tarihte örgütün varlığı yoktur. FETÖ'nün en fazla mağdur ettiği kişilerden biriyim. Davanın düşürülmesini talep ediyorum. FETÖ, 2013-2014 sonrası ortaya çıkarılmıştır. Yargı ve istihbaratı aparat olarak kullandıkları belirlenmiştir. Samanyolu TV ve Radikal gazetelerinde hakkımda aleyhe haberler yapıldı. Yasin Hayal'i ben azmettirmedim."
Tuncel, sanık Yılmazer'in kendisi için sürekli "katil" gibi ifadeler kullandığını belirterek, "Yılmazer ve Faruk Sarı hakkımda dava açılmayacak nitelikte olan raporları yok eden kişilerdir. Dosyaya yolladıkları sahte evraklarla haksız yere cezaevinde kalmama sebep olmuşlardır. Faruk Sarı, somut deliller olmasına rağmen İstanbul polisinin suçlu olduğunu savunup sıralı amirlerini koruyup bana suç atmaya devam ediyor. Sadece benim ve İstanbul polisinin görevini yapmadığını savunmuştur. Ramazan Akyürek'in Trabzon Emniyet Müdürü olduğu dönemi bilirim. Kendisiyle oturup kalkmadım, ilk kez duruşmada gördüm." diye konuştu.
Savunmaların ardından ara kararlarını açıklayan mahkeme heyeti, Dink ailesinin davaya katılma talebini, "kasten öldürme" suçundan kabul etti.
Heyet, Emniyet Genel Müdürlüğüne yazı yazılarak, 2005 yılından itibaren İstihbarat Şube Müdürlüğünden elde edilen bilgi ve belgelerin diğer birimlerle paylaşılmasının gerektiği yönüne ilişkin yasal bir düzenleme olup olmadığının sorulmasını kararlaştırdı.
Trabzon Emniyet Müdürlüğüne yazıyla 2005-2007 yıllarında yargılamaya konu olay hakkında elde edilen bilgilerin diğer şubelerle paylaşılıp paylaşılmadığının araştırılıp, bununla ilgili olan bilgi ve belgelerin mahkemeye gönderilmesinin istenmesine hükmeden heyet, Dink Ana Davası'ndaki evrakların bu dava dosyası içine alınmasına karar verdi.
Heyet, firari sanıklar Faruk Sarı ve Yahya Öztürk hakkındaki yakalama kararlarının devamına, sanık Adem Sağlam'ın tutukluluk halinin devamına karar vererek, sanık savunmalarının alınmasına devam edilmek üzere duruşmayı 20 Eylül'e erteledi.
Davanın geçmişi
İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti, dosyaya ilişkin kararını 26 Mart 2021'de açıklamıştı.
Tutuklu sanıklar eski Emniyet Müdürü Ali Fuat Yılmazer'i, "tasarlayarak kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandıran ve indirim yoluna gitmediğini belirten heyet, Yılmazer'e, "resmi belgeyi yok etme" suçundan da yine takdiri indirim uygulamayarak 4 yıl 6 ay hapis cezası verdi. Ali Fuat Yılmazer ile ilgili "görevi ihmal" suçundan zaman aşımı nedeniyle düşme kararı veren heyet, "silahlı terör örgütü yöneticiliği" suçundan Ankara'daki bir davada mahkumiyet kararı verildiği için davanın reddine hükmetmişti.
Heyet, tutuklu sanıklardan Ramazan Akyürek'e, "tasarlayarak kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet, "resme belgeyi yok etme" suçundan 5 yıl 7 ay 15 gün ve "resmi belgede sahtecilik" suçundan 7 yıl 6 ay olmak üzere 13 yıl 1 ay 15 gün hapis cezası vermiş, Akyürek'e de herhangi bir indirim uygulanmamıştı.
Bazı sanıklara da değişen oranlarda hapis cezası veren mahkeme heyeti aralarında FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in de bulunduğu 13 sanığın dosyasını ayırmış, ölen sanık Şeref Ateş hakkında da düşmeye yönelik karar vermişti.
Heyet, kararda bazı sanıklar hakkında başkaca suçlardan işlem yapılması için İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulmasına hükmetmişti.
Yeni iddianame hazırlandı
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca, mahkemenin suç duyurusu üzerine başlatılan soruşturma sonucu hazırlanan 15 sayfalık yeni iddianamede, Hrant Dink’in, azmettiriciler Yasin Hayal ve grubunca tasarlanıp tetikçi Ogün Samast tarafından öldürüleceğinden sanıklar Ramazan Akyürek, Ali Fuat Yılmazer, Faruk Sarı, Yahya Öztürk ve Adem Sağlam’ın önceden haberdar oldukları, görev, yetki ve konumları gereği cinayeti önleme yükümlülükleri bulundukları, cinayeti işleyecek örgüte operasyon yapmayıp, Dink'e şahsi, fiziki ve mekansal koruma sağlamayıp FETÖ’nün yıkıcı emelleri doğrultusunda hareket ettikleri belirtiliyor.
Dönemin TEM Şube Müdürü, sanık Yahya Öztürk ve komiser yardımcısı sanık Adem Sağlam’ın Dink cinayetinin azmettiricileri Yasin Hayal ve Erhan Tuncel hakkında önceki eylemlerimden dolayı adli işlemler yaptıkları, cinayeti gerçekleştirecekleri eyleme dair tasarılarından haberdar oldukları bildirilen iddianamede, sanıkların cinayetin önlenmesi ve müdahale edilmesi noktasında yetki ve sorumlulukları bulunmasına rağmen olay tarihine kadar görevlerini yerine getirmekte kasıtlı olarak ihmalli davrandıkları ve cinayetin işlenmesini sağladıkları anlatılıyor.
Sanıklardan Hayal'in, sanık Tuncel'in de katılımıyla, siyasi saiklerle suç işlemek için oluşturduğu teşekkülün zaman içinde örgütsel bir yapıya dönüştüğü anlatılan iddianamede, Hayal'in Dink’in öldürülmesi olayını, örgütün işlemeyi amaçladığı bir suç olarak kararlaştırdığı, suç örgütünün üyesi oldukları anlaşılan diğer sanıkların örgütün faaliyeti kapsamında Ogün Samast’ın suçu işlemesini teşvik etmek, suç işleme kararını kuvvetlendirmek, nasıl işleneceği hususunda yol göstermek suretiyle "öldürme" suçuna yardım ettikleri aktarılıyor.
İddianamede sanıklar Yahya Öztürk ve Adem Sağlam’ın "anayasayı ihlal", "belli bir yükümlülüğün ihmaliyle kasten öldürmeye neden olmak" ve "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçlarından ayrı ayrı ağırlaştırılmış müebbet ve 22 yıl 6'şar aydan 35'er yıla kadar hapisleri talep ediliyor.
Sanıklar Ramazan Akyürek, Faruk Sarı ve Ali Fuat Yılmazer'in "anayasayı ihlal" suçundan ayrı ayrı ağırlaştırılmış müebbet hapisleri talep edilen iddianamede, sanıklar Yasin Hayal, Zeynel Abidin Yavuz, Tuncay Uzundal, Erhan Tuncel, Ersin Yolcu, Ahmet İskender'in "terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme" suçundan 5'er yıldan 10'ar yıla kadar hapisleri isteniyor.