Kimi için yaşamın anlamı, sevdikleriyle geçirdikleri zamanda saklıyken bazıları için bu, evrenin sırlarını çözmek olabilir.
Hayatınızı daha anlamlı getirmek istiyorsanız size rehber olacak 10 farklı bakış açısını derledik:
Hedonizm: Keyfine bak!
Antik Yunan kökleriyle derinlere uzanan hedonizm, hayatın anlamını maksimum zevk ve minimum acı üzerine kuran bir yaşam felsefesi. İyi bir hayat geçirmek istiyorsanız yapmanız gereken en önemli şey mümkün olduğunca çok zevk almak ve acıdan kaçınmak.
Peki bunu pratikte nasıl işleyeceksiniz? Cevabı oldukça basit. İyi yemekler yiyin, güzel müzikler dinleyin, sevdiklerinize vakit geçirin. Bu gibi günlük zevkler ile hayatınızı anlamlandırmanın anahtarını bulabilirsiniz.
Egzistansiyalizm (Varoluşçuluk): Kendi anlamını kendin yarat
Jean-Paul Sartre gibi düşünürlerin öncülük ettiği egsistansiyalizm; bireysel özgürlük, seçim ve kişisel sorumluluk üzerine kurulu bir diğer bakış açısı. Bu felsefeye göre hayat başlı başına anlamsız ve bizim görevimiz kendi hayatımızın anlamını yaratmak.
Her kararımız, her eylemimiz bize özgü bir anlam katıyorsa o zaman kendi yolunuzu çizin, kendi hikâyenizi yazın ve hayatınızı kendi değerlerinizle doldurun. Bu aslında özgür iradenin en somut ifadesi.
Utilitaryanizm (Yararcılık): En büyük mutluluğu en çok kişiye
Utilitaryanizmde bir eylemin doğruluğu veya yanlışlığı, o eylemin en çok sayıda insan için en büyük mutluluğu veya en az acıyı sağlayıp sağlamadığına göre değerlendiriliyor. Jeremy Bentham ve John Stuart Mill gibi filozoflar da toplumun genel refahını artırma amacına odaklanıyordu.
Peki bu ne demek? Günlük hayatta insanlara yardım etmek, çevreyi korumak gibi basit eylemlerle bakış açınızı başka bir boyuta çevirebilirsiniz. Bu sayede toplum olarak da bir bütün hâlinde ilerleyebiliriz.
Nihilizm: Anlam aramayı bırak
Var oluşsal bir boşluk ve evrensel bir anlamsızlık fikri üzerine kurulu nihilizm tarzına göre evrende hiçbir şeyin nihai bir amacı ya da değeri yok. Friedrich Nietzsche gibi düşünürler, bu bakış açısını savunarak, insanların anlam arayışının boşuna olduğunu, bunun yerine mevcut anın gerçekliğini kabul etmeleri gerektiğini vurgularlar.
Böyle düşününce biraz karamsar gibi görünse de bazı insanlar için nihilizm özgürleştirici bir felsefe.
Teistik yaklaşımlar: Tanrı’nın planı içerisinde
Birçok din, hayatın anlamını tanrısal bir planın parçası olarak görüyor. Hristiyanlık, İslam, Hinduizm gibi dünya dinleri, yaşamın anlamını tanrının iradesi doğrultusunda şekillendiriyor. Bu inanca göre de her bireyin hayatı, daha büyük bir kozmik senaryonun bir parçası ve her şey tanrısal bir amaç uğruna gerçekleşiyor.
Derin bir teselli kaynağı ve yaşam rehberi arayanlar, teistik yaklaşımlarla hayatını değiştirebilir.
Stoacılık: Kontrol edilebilen üzerine odaklan
Antik Yunan ve Roma’dan gelen stoacılık, duygusal direnç ve mantık üzerine kurulu. Stoacılar; hayatın anlamını, dış etkenlerin bizi alt etmesine izin vermeden, kontrol edebileceğimiz şeylere odaklanarak buluyor.
Onlara göre mutluluk, dış koşullardan bağımsız olarak, kişinin iç huzurunda yatıyor. Günlük hayatta ise bunu stresli durumlar karşısında sakin kalmak ve mantıklı düşünmeyi sürdürerek uygulayabilirsiniz.
Budizm: Acıdan kurtuluş
Budizm göre hayatın anlamı, acı çekme durumundan kurtulmak ve aydınlanma (Nirvana) durumuna ulaşmak. Buddha'nın öğretileri, yaşamın doğal olarak acı ile dolu olduğunu ve bu acının, arzularımızdan kaynaklandığını söylüyor.
Birçoğumuz aslında bunu hayatında uyguluyor. Çünkü Budistlere göre meditasyon, ahlaki yaşam ve bilinçli farkındalık pratikleri yoluyla içsel huzura ve dengeli bir yaşama ulaşabiliriz. Bu süreçte de bireyler arzularını kontrol altına alarak yaşamın karmaşasından uzaklaşıyor ve gerçek mutluluğa erişebiliyor.
İnsancıl yaklaşım: Bireysel potansiyeli gerçekleştirme
İnsancıllık, insanın kendi potansiyelini gerçekleştirme sürecini hayatın merkezine koyuyor. Bu felsefe, her insanın kendi içsel yeteneklerini keşfetme ve bunları en üst düzeye çıkarma kapasitesine sahip olduğunu öne sürüyor.
İnsancılar; kişisel büyüme, yaratıcılık ve insan ilişkilerinde derinlik arayışının, hayatımızı anlamlandırmanın ve zenginleştirmenin anahtarı olduğunu savunuyor.
Pragmatizm: İşe yarar olanı yap
Pragmatizm, teorilerin ve inançların pratik sonuçlarına odaklanıyor. Pragmatistlere göre bir fikrin değeri, onun uygulamadaki sonuçlarından geliyor.
Yani hayatın anlamını bulma süreci, hangi eylemlerin en iyi sonuçları verdiğini görmekle ilgili. Bu bakış açısı aslında sürekli deneme ve yanılma ile optimal çözümlere ulaşmayı teşvik ediyor.
Postmodernizm: Göreceli anlamlar
Ve son bakış açımız olan postmodern felsefe, anlamın nesnel değil, öznitel ve göreceli olduğunu savunuyor. Büyük anlatılara ve genel geçer doğrulara karşı çıkılıyor.
Postmodernizmde, bireyler veya topluluklar kendi gerçekliklerini ve anlamlarını kendileri yaratır. Bu bakış açısına göre de çeşitli kültürel ve kişisel perspektifler, hayatın anlamını şekillendirirken her birinin kendi içinde geçerli olduğu kabul ediliyor.
Hayatınızın anlamı olan bakış açınız hangisi ya da hangisini hayatınıza katmaya karar verdiniz? Yorumlarda buluşalım.
Kaynaklar: IEP, Stanford Felsefe Ansiklopedisi, ListVerse, Life Hackİncelemek isteyebileceğiniz diğer içeriklerimiz: