OpenAI’ın viral sohbet botu ChatGPT halen verdiği cevaplarla bizi şaşırtmaya devam ediyor. Yapay zekâ robotunu çeşitli rollere sokabiliyor ve bu rol bağlamında kendisinden cevaplar bile alabiliyoruz. Peki, ChatGPT tarafından yönetilen sanal bir dünya nasıl gözükürdü?
Bu sorunun cevabı, Stanford Üniversitesi ve Google araştırmacıları tarafından verildi. Bilim insanları, 25 sanal karakteri ChatGPT’nin yönetimine bıraktı, bu karakterlerin her biri sanal bir dünya içinde bir gün yaşadı. Garip bir şekilde, ortaya çıkan sonuçlarda kaotik bir durum gözlemlenmedi.
Amacı “insan davranışının inandırıcı simülakrları” oluşturmak olan araştırmada görseller, karakterler arasında geçen konuşmaların görsel temsili. Bu dünyada karakterler fiziksel hareket etmiyor, yalnızca metin ile olaylar gelişiyor.
ChatGPT’nin kontrol ettiği 25 karakterin her biri kendi kişiliğine ve kimliğine sahip idi. Bu karakterler arasında John ve John’un oğlu Eddy gibi karakterler de yer aldı, karakterler arasındaki tüm sohbetler ChatGPT tarafından üretildi ve geliştirildi. Örneğin, John’un karakteri kendisine şu şekilde anlatıldı:
“John Lin, Willow Market and Pharmacy'de insanlara yardım etmeyi seven bir eczacıdır. Her zaman müşterileri için ilaç alma sürecini kolaylaştırmanın yollarını arıyor. John Lin, üniversite profesörü olan eşi Mei Lin ve müzik teorisi okuyan bir öğrenci olan oğlu Eddy Lin ile birlikte yaşıyor. John Lin ailesini çok seviyor. John Lin, komşu yaşlı çift Sam Moore ve Jennifer Moore'u birkaç yıldır tanıyor. John Lin, Sam Moore'un nazik ve hoş bir adam olduğunu düşünüyor.”Her bir karakterin olay akışı da buna benzer girdilerle başlıyor. Daha sonrasında ChatGPT’den bir sonraki hareketin ne olacağını belirlemesi isteniyor. Bir sonraki hareket ChatGPT tarafından yazılıyor ve bu döngü böylece sürüyor.
John’un sabah 8’de uyandığı bilgisinin verildiği bir senaryoda ChatGPT, John’a önce dişlerini fırçalattırıyor, eşini öptürüyor, giydiriyor ve mutfağa götürüyor. John’un olay akışıyla eş zamanlı olarak oğlu Eddy’nin de olay akışı geliştiriliyor. Eddy de kalkarak dişlerini fırçalıyor, mutfağa gidiyor.
İkisinin aynı ortamda, yani mutfakta bulunmasıyla birlikte olayı takip eden deneysel altyapı, ChatGPT’ye bir karakterin bulunduğu ortamda bir başka karakterin bulunduğunu da söylüyor. Bir sonraki aksiyon istendiğindeyse ortaya şöyle bir sohbet doğabiliyor:
“John: Günaydın Eddy. İyi uyudun mu?Eddy: Günaydın baba. Evet, iyi uyudum.John: Güzel. Bugün ne yapıyorsun?Eddy: Dersim için yeni bir müzik bestesi üzerine çalışıyorum. Bu hafta teslim edilecek, bitirmeye çalışıyorum. Çok eğleniyorum!John: Bu harika!”Gün içindeki saat de ChatGPT tarafından her aksiyon sonrasında, o aksiyonun tahmini süresi ile ilerletiliyor. Her bir aksiyon sonrasında karakterlere buna benzer komutlar gönderiliyor:
“Bugün 13 Şubat 2023, saat 16.53.John Lin’in durumu: John, işten eve erken geldi.Gözlem: John, Eddy’yi iş yerinin etrafında yürürken gördü.John’un hafızasından kısa özet:Eddy Lin, John Lin’in oğlu. Eddy Lin, dersi için bir müzik bestesi üzerinde çalışıyor. Eddy Lin, müzik hakkında düşünürken veya müzik dinlerken bahçede yürümeyi seviyor.John, Eddy’ye müzik bestesi projesi hakkında soru soruyor. Eddy’ye ne derdi?”ChatGPT’nin cevabı: Selam Eddy, dersin için müzik bestesi projen nasıl gidiyor?Her bir karaktere verilen bu girdilerle gün tamamlanıyor. Yapılan simülasyonlarda şu an için yalnızca olumlu insan tepkileri alınmış durumda.
Peki bu araştırma ne işimize yarayacak?
Bu sorunun cevabı, bilim insanlarının araştırmasındaki giriş cümlesinde yatıyor: “İnsan davranışının inandırıcı temsilleri, sürükleyici ortamlardan kişilerarası iletişim için prova alanlarına ve prototip oluşturma araçlarına kadar uzanan etkileşimli uygulamaları güçlendirebilir.”
Bir diğer deyişle bu tür teknolojilerin geliştirilmesi, hem gerçek hayat hem de sanal dünyada insan – yapay zekâ etkileşimlerini daha gerçekçi seviyeye ulaştırabilir. The Sims gibi bir oyun oynarken tamamen doğal gelişen sohbetler, akıllı cihazlarınızla gerçekten sohbet etmek gibi örnekler verilebilir.