Yapay zekâ teknolojisinin kullanımına bir sınırlama getirilmesi ve belli kurallar çerçevesinde teknolojinin devamının sağlanması uzmanlar tarafından konuşuluyor. Hatta bu konuyla ilgili yüzlerce iş insanının da dahil olduğu bir bildiri de imzalanma aşamasında.
Yapay zekânın insanların başına neler açabileceğini konu alan diziler ve filmler de şimdiden sinema sektörünü domine etmeye başladı. Son olarak yapay zekâ ve insan ırkı arasındaki savaşı konu alan The Creator isimli film, vizyon tarihini bekliyor. Öte yandan daha geçtiğimiz gün ABD ordusunun yapay zekâ destekli drone’unun operatörünü öldürdüğü iddialarını da duymuştuk.
Yapay zekâ insanlığın sonunu getirecek ama nükleer bombayla değil
Yapay zekâ konusundaki endişeler son aylarda had safhaya ulaşmış durumda. Daha bu hafta 300'den fazla sektör lideri, yapay zekanın insan neslinin tükenmesine yol açabileceği ve "salgın hastalıklar ve nükleer savaş" ciddiyetiyle değerlendirilmesi gerektiği uyarısında bulunan bir mektup yayınlamıştı.
"Yapay zekâ kıyamet günü" gibi terimler, robotların kontrolü ele geçireceği bir bilimkurgu filmini çağrıştırıyor, peki böyle bir senaryo gerçekte mümkün mü?
Uzmanlar, yapay zekâ kaynaklı bir kıyamet senaryosunun daha uzun süreli ve daha az sinematik olabileceğini söylüyor. Örneğin, yapay zekâ bir nükleer bomba patlamasına değil, toplumun temel alanlarında bir bozulmaya neden olabilir.
California Berkeley Üniversitesi Yapay Zekâ Güvenlik Girişimi Direktörü Jessica Newman konuyla ilgili olarak, "Yapay zekânın kötülüğe dönüşmesinden ya da yapay zekanın bir tür kötü niyetli arzuya sahip olmasından endişe edildiğini sanmıyorum" dedi.
Newman, bunun yerine tehlikenin çok daha basit bir şeyden kaynaklandığını söyledi. Yapay zekâ, zararlı şeyler yapabilecek şekilde programlanabilir ya da doğası gereği yanlış olan yapay zekâ sistemleri tarafından toplum zarar görebilir.
Uzmanlar kötü niyetli yanlış bilgi, cinsiyet eşitsizliği, önyargı ve ırkçılık temelli olarak toplum ahlakına büyük zararlar verebileceğini söylüyor.