Literatürde yer alan “Authenticity and rumination mediate the relationship between loneliness and well-being” (Gerçeklik ve derin düşünme, yalnızlık ve refah arasındaki ilişkiyi aracılık eder) isimli bir araştırma yalnızlık ile ilgili önemli sonuçlara ulaştı.
Söz konusu araştırma, yalnızlık ile iyi oluş arasındaki ilişkiyi inceleyerek, bu ilişkiyi etkileyen faktörleri belirlemeyi amaçlıyor.
Bulguları incelemeye başlamadan önce araştırmanın metodolojisine bir göz gezdirelim.
Araştırma, Polonya’da, %66,2’si kadın olan 19 ile 40 yaş arası 293 yetişkin katılımcı üzerinde gerçekleştiriliyor.
Katılımcıların, %65,1’inin lise, %34’ününse üniversite mezunu olduğu belirtiliyor.
Bu doğrultuda, yalnızlık, özgünlük, ruminasyon (sürekli kötü düşüncelere dalma durumu) ve refah olarak adlandırılan bireylerin iyi oluşu arasındaki ilişki tespit edilmeye çalışılıyor.
Peki bulgular neyi işaret ediyor? Yalnızlık kişilerin iyi oluşları üzerinde olumsuz bir etkiye sahip!
Araştırma, yalnızlığın genel iyi oluş üzerinde olumsuz etkisi olduğunu tespit ediyor.
Bu doğrultuda, katılımcıların yalnızlık düzeyinin artmasının haz, katılım ve anlam boyutlarındaki iyi olma düzeyini de düşürdüğü yorumu yapılıyor.
Yani yalnız insanların, hayattan aldıkları haz, günlük etkinliklere katılım düzeyleri ve yaşamlarına anlam yükleme kapasiteleri açısından diğerlerine göre daha düşük seviyelerde olduğu tespit ediliyor.
Yalnızlık kişilerin özgünlüğü ile de doğrudan ilişkili.
Araştırma bulguları, yalnızlığın özgünlük düzeyini düşürdüğünü ve bunun da düşük bir iyi oluş seviyesine yol açtığını vurguluyor.
Özgünlük, kişinin kendisiyle tutarlı ve değerlerine uygun bir şekilde yaşama kapasitesi olarak tanımlandığından, çalışma sonuçları yalnız insanların kendilerini daha az özgün hissettiğini yani, içsel dürtülerine ve inançlarına göre yaşamakta zorlandıkları yorumunu yapıyor.
Araştırmacılar bu durumun, yalnızlığın bireyin kendini ifade etme ve kendini tanıma süreçlerini de etkilediğini savunuyorlar.
Bir diğer bulgu ise yalnızlığın kişiyi olumsuz düşüncelere daha fazla sevk etmesi!
Araştırmaya göre yalnızlık, bireylerin daha fazla sürekli olumsuz düşüncelere dalma durumu içerisinde olmalarını sağlıyor.
Başka bir deyişle, bulgular yalnız insanların sürekli olarak olumsuz düşüncelerle meşgul olma eğiliminde olduğunu gösteriyor.
Özetle, bu bulgular yalnızlığın bireylerin iç dünyasındaki süreçlerle nasıl bir etkileşim içinde olduğunu gösteriyor ve yalnızlığın sadece sosyal problem değil aynı zamanda bireylerin içsel süreçlerini de derinden etkileyen bir sorun olduğunu gösteriyor.
Tabii her araştırmada olduğu gibi bu araştırmanın da bazı kısıtları olabileceğini ve kendi örneklemi kapsamında genelleştirilmesinin doğru olacağını hatırlatarak içeriğimizi noktalayalım.
Kaynak: Current PsychologyBilimsel makalelerin ışığında kaleme aldığımız ilginizi çekebilecek diğer içeriklerimiz: