Gezi Parkı davasında 18 yıl hapis cezası alan ve cezaevinde bulunan Türkiye İşçi Partisi (TİP) Hatay Milletvekili Can Atalay'ın milletvekilliği, Yargıtay 3'üncü Ceza Dairesi'nin hakkında verdiği kararın TBMM Genel Kurulu'nda okunmasıyla düşürüldü.
CAN ATALAY'DAN İLK MESAJ
Yeni bir tartışmanın fitilini ateşleyen kararın ardından Can Atalay'dan da ilk mesaj geldi. Tutuklu bulunan Atalay'ın sosyal medya hesabından yapılan paylaşımda şu ifadeler yer aldı; Yurttaşlar, Bu da oldu, bunu da yaptılar. Anayasa'nın açık; hiçbir kuşkuya yer bırakmayan hükümlerine karşın seçilmiş Hatay milletvekilinin milletvekilliğini "düşürdüler".
"ÜLKEM ADINA ENDİŞE DUYUYORUM"
Hukuk tanımazlığın, kuralsızlaşmanın bu boyutlara gelmesine yine de şaşırıyorum. Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin bu suça ortak edilebilmesine onun adına üzülüyorum. Kimin hangi hakkı, hangi yetkiyi nasıl kullanacağının öngörülemediği; kuralsızlığın egemen olduğu bu halin memlekete vereceği zararlardan ülkem adına endişe duyuyorum.
"TÜM YURTTAŞLARIMIN DURUMU AÇIKLIKLA GÖRDÜĞÜNE İNANIYORUM"
Türkiye, bu kuralsızlık, hukuksuzluk deli gömleğine sığmayacak. Hep beraber göreceğiz… Peki onlar "bitti" dediler diye ben görevimi yapmaya çalışmaktan geri mi duracağım? Asla! Ülkeme, Hatay halkına, yıkılmış bir kentin ortasında oy kullanan insanlara karşı borçluyum. Zor koşullarda olsa da olanaklarımız çok sınırlı olsa da başta Hatay ve deprem bölgesi olmak üzere; halkımızın, emeği ile geçinen yurttaşlarımızın meramına tercüman olmaya çalışacağım. Eksik ve gediklerimin sorumlusu özgürlüğümü engelleyenlerdir. Başta Hataylılar olmak üzere tüm yurttaşlarımın durumu açıklıkla gördüğüne inanıyorum.
"TBMM BAŞKANI YURT DIŞINA GİTMİŞ..."
Tam bir hafta sonra 6 Şubat. Yarından itibaren ana gündemimiz budur. Uygulamaya bulaşmak istemeyenler, kendini dışında tutmak isteyenler varmış… Uygulamayı bir arayış olarak takdim edenler varmış… Milletvekillerinin haklarını korumaktan birinci dereceden sorumlu olan TBMM Başkanı yurt dışına gitmiş… Başka biçimde takdim etseler de başka yere baksalar da başka yere gitse de, imzaları olmasa da tarihe Anayasa'nın askıya alınmasına ortak olanlar olarak geçecek. Saygılarımla yurttaşlarıma duyururum…"