Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) tarafından, bütün baskılara rağmen, İsrail Başbakanı Netanyahu ve Savunma Bakanı Yoav Gallant’la ilgili savaş suçu işledikleri gerekçesiyle tutuklama talep edilmesinin ardından, Türkiye’nin, İsrail’le ilgili açılan soykırım davasına müdahil olması konusundaki hazırlıklar da tamamlandı.
Bu çerçevede, Dışişleri Bakanlığında son birkaç gündür müdahillik başvurusu konusunda toplantılar yapıldı. Başvuru dosyası teknik, hukuki ve Türkiye’nin hassasiyetleri dikkate alınarak tekrar gözden geçirildi.
SREBRENİTSA'YA ATIFEdinilen bilgilere göre müdahillikle ilgili başvuru dosyası hazırlanırken Güney Afrika’nın başvurusu ile çelişmeyecek şekilde ve birbirini tamamlar nitelikte, somut deliller ve Türkiye’nin hassasiyetleri dikkate alındı.
Dosyanın ana hatları İsrail’in uluslararası hukuk açısından ‘Soykırım eşiğini’ aştığına yönelik belge ve delillerden oluşuyor. Yine Uluslararası Adalet Divanının (UAD) eski Yugoslavya döneminde Bosna-Hersek’in Srebrenitsa kasabasında soykırım suçu işlendiğine dair kararına yapılan atıfların yer aldığı dosya akademisyenler, hukukçular, diplomatlar ve siyasilerin katkısı ile çok kapsamlı bir şekilde düzenlendi.
SOYKIRIM BELGELERİ
Dosyada, İsrail’in tam anlamıyla bir soykırım suçu işlediğine yönelik belgelerin yanısıra, Filistin’de öldürülenlerin yüzde 70’inin kadınlar ve çocuklardan oluşmasının ‘Soyun devam etmesinin engellenmesi’ amacı taşıdığına yönelik delillere de yer veriliyor.
Müdahillik dosyasının hazırlıklarında görev alan AK Parti’nin hukukçuları “Bir topluluğa gıda ulaşmasını engellemek yoluyla ölümüne sebebiyet vermek, doğumuna mâni olarak, kökünü kurutma, kadın ve çocukları öldürerek soykırım eşiğinin aşılması gibi başlıklar var. Bunlar tek tek dosyada işleniyor. Bir de psikolojik olarak şiddet uygulanıyor. Sürekli yerlerinden edilerek, psikolojik şiddet uygulanıyor. Burası güvenli bölge diye gönderiliyor. Orada vuruyor. Dolayısıyla bu yolla eğitimine engel oluyor, sağlık hizmeti alınmasına engel oluyor, gıdaya erişimine engel oluyor. Bu ayrı bir başlık. Savaşta bile dokunulmaması gereken yerlerin vurulması gibi farklı başlıklar söz konusu. İsrail ise şunu yapmaya çalışıyor: Bu bir soykırım değildir, savaş suçudur. İsrail buraya çevirmeye çalışıyor. Burada bir savaş var, işte savaş suçudur bu. Dolayısıyla soykırım değildir. İsrail’in bu iddiasını çürütecek şekilde, çok teknik, teferruatlı, hukuki ve hiçbir boşluk olmadan müdahillik dosyası hazırlandı” değerlendirmesini yaptı.