Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimlerine 9 gün kala Van’da skandal bir olay yaşandı. AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın pankartı Van’da miting düzenleyeceği gün Mehmet Selen Ortaokulu’nun duvarına asıldı.
Eğitim-Sen Van Şubesi Eşbaşkanı Murat Atabay, skandal uygulamaya lişkin Cumhuriyet TV’ye konuştu.
“LİYAKATSİZ ATADIKLARI KİŞİLERLE KURUMLARI SİYASİLEŞTİRİYORLAR”
Kamu kurumlarındaki siyasallaşmanın etkisine dikkat çeken Atabay, “Liyakatsiz atadıkları kişiler aracılığıyla da bunu çok normalmiş gibi göstermeye çalışıyorlar. Bugün Van’da yaşanan son örnek de bunun artık son aşaması. Bugün de Mehmetçik Selen Ortaokulu’na asılan pankart, eğitim kurularının siyasi propaganda aracı haline getiriliyor olması ciddi problemdir” ifadelerini kullandı.
“SORUMLU HER KİŞİ HAKKINDA SUÇ DUYURUSUNDA BULUNACAĞIZ”
Atabay, Eğitim-Sen olarak yaşaşan olay karşısında izledikleri yol haritasını şu sözlerle anlattı:
“Sabah bunu ilk öğrendiğimiz zaman, yetkililerle iletişime geçtik, bir okula herhangi bir siyasi partinin pankartının asılmasının doğru olmadığını, eğitim kurumlarına siyasetin sokulmaması gerektiğini, bu pankartı kaldırmaları gerektiğini söyledik, maalesef siyasal iktidarın lütfuyla bu noktalara gelmiş kişiler sorumluluk da almıyorlar, aldıkları talimata göre hareket ediyorlar. Biz basında paylaştıktan sonra bunu kaldırdılar. Ama pankartın kaldırılmış olması bir suç işlemedikleri anlamına gelmiyor. Biz Eğitim-Sen Van şubesi olarak, bir siyasi pankartın eğitim kurumları içerisine sokulmasında sorumlu olan her kişi hakkında da suç duyurusunda bulunacağız.”
“KORKU İKLİMİ ÇOCUKLARA YANSIYOR”
Asılan pankartı öğrencilerin gözünden değerlendiren Atabay, “Öyle bir korku iklimi oluşturmuşlar ki bırakın kamu emekçilerini bu çocuklara da sirayet etti maalesef. Kamu emekçileri bile yasal olmadığını, suç olduğunu bildikleri bu tarz pankartlara ses çıkaramaz pozisyona geldiler. Çünkü insanları, uyguladıkları KHK’lerle işiyle aşıyla terbiye etme mantığı üzerinden çok ciddi bir korku oluşturdular. Bu sadece eğitim emekçilerinde değil, toplumun tamamında oluşmuştur. Bu korku ister istemez çocuklara da yansıyor. Çocukların gördüğü pankarttan anladıkları bir şey yok, çocuklar neredeyse onu bir eğlence olarak görüyorlar. Çocuklarda ‘ülkenin sahibi budur’ psikolojisini oluşturuyorlar” açıklamasında bulundu.
“FETÖ DEDİKLERİ CEMAATLE EĞİTİMİN İÇİNE GİRDİLER”
Başta Milli Eğitim Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığı olmak üzere çok sayıda bakanlık ile ortak çalışma yürüten cemaat ve tarikatların 14 Mayıs seçimleri için iktidarı işaret etmeye başlaması üzerine de konuşan Atabay, sözleri şöyle noktaladı:
“Daha önce birlikte yol yürüdükleri, sonradan ayrışarak FETÖ dedikleri cemaatle bunu eğitim kurumlarının içerisine çok önceden sokmaya başlamışlardı. Yaptıkları protokollerle, anlaşmalarla; yurtların, öğrenci pansiyonlarının içerisine, okullara, öğrencileri okullardan alarak farklı etkinlik alanlarına götürerek bunun önünü açmışlardı. Onlardan öğrendikleri yol ve yöntemlerle bugün hala devam ediyorlar. Bugün hala çeşitli dernek ve vakıflarla yaptıkları protokollerle, öğrencileri bilimsel, laik, kamusal eğitim dışına çıkarmaya yönelik çok ciddi çabaları var. Bunun karşısında bizim de çok ciddi mücadelemiz var, ancak Türkiye’de kamu kurumları öyle bir hale gelmiş ki, mevcut yasaları bile işletmeyen, verdiğimiz hiçbir dilekçeye cevap vermeyen pozisyona geldi.”