Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, çocukların sosyal medya kullanımını sınırlandırmayı öngören bir yasa üzerinde çalışıldığını duyurdu. Bakan, “16 yaş üstündeki çocuklarımızın sosyal medya erişimine izin verelim; daha küçük yaştakilerin ise bu dünyadan uzak kalmalarını sağlayalım” dedi.
Açıklamanın ardından gözler, bu kısıtlamanın nasıl uygulanacağı ve etkilerinin ne olacağına çevrildi.
CNN Türk’te Göksu Öngören Özgür’ün konuğu olan Dijital İletişim Uzmanı Prof. Dr. Ali Murat Kırık, dünyadaki benzer uygulamalara ve sosyal medyanın çocuklar üzerindeki etkilerine dair önemli açıklamalarda bulundu.
DÜNYADAN ÖRNEKLER: HANGİ ÜLKELERDE KISITLAMA VAR?
Prof. Dr. Kırık, sosyal medya kullanımında yaş sınırlarının birçok ülkede uygulandığını belirtti:
“Avrupa Birliği’nde çocukların sosyal medya platformlarına katılması için asgari yaş aralığı 16 olarak belirlenmiş durumda. ABD’de COPA yasası (Children's Online Privacy Protection Act) ile 13 yaş altı çocukların ebeveyn izni olmadan sosyal medyaya erişimi engelleniyor. İngiltere’de Online Safety Bill kapsamında benzer düzenlemeler var.
Çin’de 18 yaş altı kısıtlamaları uygulanıyor, Güney Kore’de bu sınır 14, Avustralya’da ise ebeveyn denetimi şartıyla 16 olarak uygulanıyor. Bu kısıtlamalar çocukları koruma amacı taşıyor.”
SOSYAL MEDYANIN ÇOCUKLAR ÜZERİNDEKİ TEHLİKELERİ
Prof. Dr. Kırık, çocukların sosyal medyada karşı karşıya kaldıkları tehlikelere dikkat çekti:
“Çocuklar, sosyal medyada siber zorbalık, dolandırıcılık, kişisel veri güvenliği ihlalleri ve pedofili gibi birçok riskle karşı karşıya kalıyor.
Siber zorbalık, özellikle çocukların akran zorbalığıyla sanal ortamda da mücadele etmek zorunda kalmalarına neden oluyor. Kimi zaman tehdit ediliyor, kimi zaman küçük düşürülüyorlar.
Kişisel bilgilerini paylaşmaları dolandırıcıların ve istismarcıların ağına düşmelerine yol açıyor. Bu da çocukların ruhsal ve sosyal gelişiminde derin yaralar açabiliyor.”
EBEVEYN DENETİMİNİN ÖNEMİ
Kırık, bu kısıtlamaların uygulanmasında ebeveynlere büyük sorumluluk düştüğünü vurguladı:
“Ebeveyn denetimi olmadan bu yasa etkili olamaz. Ancak Türkiye’de birçok ebeveynin dijital okuryazarlık düzeyi yeterli değil. Çocuklara eğitim veriliyor ama ailelere bu eğitim sağlanmıyor. Dijital ebeveynlik, çocukların doğru yönlendirilmesi için hayati önemde.”
DİJİTAL PLATFORMLAR VE KÜLTÜREL DEĞERLERİN EROZYONU
Prof. Dr. Kırık, sosyal medya platformlarının kültürel değerler üzerindeki etkisine de dikkat çekti:
“Sosyal medya, geleneksel değerlerimizin kaybolmasına neden oluyor. Algoritmalar, çocukları ve gençleri yanlış yönlendirebiliyor, onları kültürüne ve ailesine yabancı hale getirebiliyor. Toplumun yapı taşı olan aile yapısını zayıflatıyor. Üstelik bu platformlar özgürlük adı altında bu içerikleri sunuyor ve küresel ölçekte kültürel erozyona neden oluyor.”
16 yaş altındaki çocuklara sosyal medya düzenlemesi: 2025'in ilk aylarında hazır olacak!
DİJİTAL PLATFORMLARIN DENETLENMESİ ŞART
Kırık, yalnızca sosyal medyanın değil, dijital platformların da denetlenmesi gerektiğini belirtti:
“Dijital platformlarda müstehcenlik, pedofili, yasa dışı bahis ve kumar gibi içerikler kolaylıkla erişilebilir durumda. Netflix, TikTok ve benzeri platformlarda sunulan diziler ve içerikler, çocukların yanlış davranış modelleri geliştirmesine neden oluyor.
Bu platformlar, gençleri ve çocukları hedef alan içeriklerle kendi ideolojilerini yaymaya çalışıyor. Bu nedenle dijital platformlar sıkı şekilde denetlenmeli.”
"DİJİTAL OKURYAZARLIK ZORUNLU HALE GETİRİLMELİ"
Kırık, çözüm önerilerini sıralarken dijital okuryazarlık eğitiminin zorunlu hale getirilmesi gerektiğini ifade etti:
“Milli Eğitim Bakanlığı, dijital okuryazarlık eğitimlerini müfredata eklemeli. RTÜK ve BTK gibi kurumlar, dijital platformların algoritmalarını inceleyerek gerekli önlemleri almalı.
Ayrıca sosyal medya yasası güncellenmeli ve uygulamada sıkı tedbirler alınmalı. Aksi takdirde sosyal medyanın neden olduğu zararlarla daha sık karşılaşacağız.”
"KÜRESEL BİR SORUN"
Kırık, sosyal medyanın yalnızca Türkiye için değil, dünya genelinde bir tehdit olduğunu vurguladı:
“ABD’nin TikTok’u kontrol altına almaya çalışması, sosyal medyanın milli güvenlik boyutunu gözler önüne seriyor. Sosyal medya, artık ideolojik savaşların bir aracı haline geldi. Ülkelerin kültürel ve sosyal yapıları bu platformlar aracılığıyla şekillendiriliyor. Türkiye, bu süreçte daha hızlı ve kararlı adımlar atmalı.”
TOPLUMUN BİLİNÇLENMESİ ŞART
Son olarak, Prof. Dr. Kırık, toplumun her kesiminin bu konuda bilinçlendirilmesi gerektiğini belirtti:
“STK’lar, akademisyenler ve medya kuruluşları bir araya gelerek bu sorunun çözümü için harekete geçmeli. Çocuklarımızın, gençlerimizin geleceği için sosyal medya ve dijital platformların etkilerine karşı daha güçlü bir mücadele vermeliyiz.”
"ÇOK GEÇ KALIYORUZ"
Düzenleme konusunda geç kaldığımızı ve bu nedenle daha da geç kalınması durumunda 16 yaş sınırının bir anlam ifade etmeyeceğini belirten Murat Kırık'ın açıklamaları bu şekilde devam etti; "O yüzden ben buradan devletimizin yetkili kurum ve kuruluşlarına da seslenmek istiyorum. Çok geç kalıyoruz. Bu sorun temel bir sorundur. Dijital mecralar temel bir sorundur.
Milli Eğitim Bakanlığı'na da seslenmek istiyorum. Dijital okuryazarlık eğitimleri zorunlu hale getirilmelidir. Radyo televizyon üst kuruluna sesleniyorum. Dijital platformlar mutlaka denetlenmelidir. BTK'ya sesleniyorum.
Bilgi Teknoloji ve İletişim Kurumu sosyal medya mecralarının bu algoritmik oyunlarının nasıl gerçekleştiğini aleni bir şekilde tespit etmeli gerekirse ceza yaptırımları uygulamalıdır."