İnsanları daha hızlı ve kolay taşımak üzere tasarlanmıştı. Âdeta bir teknoloji mucizesi olarak da lanse edildi.
Ancak aradan geçen yıllara rağmen, Segway beklenen etkiyi yaratmadı ve ne yazık ki çoğu yerde nostaljik bir anıdan öteye geçemedi.
Yüksek fiyat ve erişim sorunları yaşadı.
Segway'in popüler olamamasının en büyük nedenlerinden biri, başlangıçtaki yüksek fiyatıydı. 2001’de 5.000 dolarlık bir fiyat etiketiyle piyasaya sürülen Segway, birçok insan için ulaşılması zor bir lüks hâline gelmişti.
Geniş kitlelere hitap etmesi beklenen araç, fiyatı nedeniyle yalnızca belli bir gelir seviyesinin üzerindeki kişilere hitap edebildi.
Bir de araçların bakımı ve yedek parça maliyetleri de cabası oldu. Tüm bunlar, günlük hayatta kullanımı kolay bir araç olma şansını ona vermedi ama dahası da var.
Tasarımı pratik değildi.
Segway, her ne kadar yenilikçi bir tasarıma sahip olsa da şehir içi ulaşımda pratiklik açısından sınıfta kaldı. İlk olarak, aracın boyutu ve ağırlığı taşıma kolaylığı sağlamıyordu.
Merdivenlerde veya dar alanlarda kullanımı neredeyse imkânsızdı. Ayrıca hava koşullarına duyarlılığı, özellikle yağmurlu veya karlı günlerde kullanımını zorlaştırıyordu.
Hâl böyle olunca da Segway, bisiklet veya scooter kadar esnek bir alternatif olamadı.
Yaya ve trafik güvenliğini olumsuz etkiledi.
Yayalar için tasarlanmış kaldırımlarda saatte 20 km hıza ulaşabilen bir aracın kullanımı hem sürücü hem de yayalar için tehlike yaratıyordu.
Bu yüzden birçok şehir yönetimi, Segway kullanımı için çeşitli kısıtlamalar getirdi. Özellikle yaya trafiğinin yoğun olduğu bölgelerde bu kısıtlamalar daha da belirginleşti.
Ayrıca dengede durma zorluğu gibi bazı teknik sebepler dolayısıyla kazalar da yaşandı. ABD Başkanı George W. Bush Segway’den düştü, olimpiyatlarda Segway kullanan bir kameraman Usain Bolt’u devirdi.
Birçok kişinin yanı sıra ünlü kişilerin de kazaya karışması ile Segway kan kaybetmeye devam etti.
Alternatiflerin yükselişi sona yaklaştırdı.
Segway'in popülerliğini kaybetmesinin bir başka nedeni de piyasada ortaya çıkan alternatif ulaşım araçları oldu. Özellikle elektrikli scooterlar ve bisikletler, Segway'den çok daha pratik, hafif ve ekonomik bir seçenek sundu.
Bunlar, daha geniş bir kullanıcı kitlesine hitap ediyordu ve şehir içi ulaşımda daha esnek bir kullanım sunuyordu. Segway, bu yeni alternatiflerin gerisinde kalırken, halk arasında popülaritesini giderek yitirdi.
Yüksek beklentiler ve pazarlama hataları da cabası.
Segway'in lansmanı sırasında yaratılan büyük beklentiler, ürünün başarısızlığında önemli bir rol oynadı. Ürünün mucidi Dean Kamen, Segway'i tanıtırken bu aracın şehirlerin çehresini değiştireceğini ve herkesin bu araçları kullanacağını öne sürdü.
Ancak beklentiler karşılanmadığında hayal kırıklığı daha büyük oldu. Ayrıca Segway'in hedef kitlesini doğru belirleyememesi ve pazarlama stratejilerinde yapılan hatalar da başarısızlığa zemin hazırladı.
Sonuca geldiğimizde görüyoruz ki başarı; fiyatlandırma, erişilebilirlik, pratiklik ve kullanıcı dostu tasarım gibi birçok faktörün bir arada doğru bir şekilde yönetilmesini gerektiriyor.
Kaynaklar: BBC, TMS, Slash Gear, Wired, Blue OceanDiğer başarısızlık hikâyeleri: