Anayasa Mahkemesi'nin Cumhurbaşkanı'nın rektör atama ve Merkez Bankası Başkanı'nı görevden alma yetkileriyle ilgili kararını değerlendirdiği açıklamasının çarpıtıldığını söyleyen Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum, "Devlet içinde sürekli bir kriz hali olduğu izlenimi vermek için yapılıyor." dedi.
"DEMAGOJİLERLE BİR YERE VARILAMAZ"
Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum, "Demagojilerle bir yere varılamaz" notuyla yaptığı paylaşımda şu ifadelere yer verdi:
"Anayasa Mahkemesinin kararıyla ilgili alıntıladığım açıklamamı; “iptal kararlarını tanımıyoruz” diye servis edilmesi tam bir kara çalma ve kötü niyettir. Konuyu anlamak için kararı okuyan her hukukçu yaptığım açıklamanın kararla tam uyumlu olduğunu fark eder. Nitekim başka hukukçular ve yetkili merciler de aynı yönde açıklama yaptılar. AYM iptal ettiği konuların 12 ay sonra yürürlüğe gireceğine ilişkin hüküm kurdu. Demek ki bu 12 ay boyunca uygulamaya etki edecek bir iptal kararı yok. Cumhurbaşkanının rektör atama yetkisi Anayasa hükmü. Demek ki AYM’nin kararı Cumhurbaşkanının rektör atama yetkisini iptal etmemiş, anayasa hükmünü denetleyemez ve iptal edemez zaten.
DEMAGOJİLERLE BİR YERE VARILAMAZ !Anayasa Mahkemesinin kararıyla ilgili alıntıladığım açıklamamı; “iptal kararlarını tanımıyoruz” diye servis edilmesi tam bir kara çalma ve kötü niyettir.Konuyu anlamak için kararı okuyan her hukukçu yaptığım açıklamanın kararla tam uyumlu… https://t.co/Ks5zCqjyN3
— Mehmet Uçum (@mehmetucum) June 5, 2024"BUNLAR BUGÜNÜN TÜRKİYE'SİNDE ARTIK HİÇ TUTMAZ"
Merkez Bankası başkanı konusunda verilen iptal kararı zaten mülga bir hükümle ilgili. Demek ki başvuru tarihi itibariyle verilmesi gereken bu kararın, karar tarihi itibariyle hukuki bir etkisi yok. Cumhurbaşkanının atama yetkileri de 3 sayılı CBK’da varlığını koruyor. Bu iptallerin anlamı usule ve kanunla düzenleme alanına ilişkindir. İptaller hukuken elbette eleştirilebilir ama gereği de TBMM ve Cumhurbaşkanı tarafından zaten yapılır. Peki bu çarpıtma niçin yapılıyor. Devlet içinde sürekli bir kriz hali olduğu izlenimi vermek için yapılıyor. Devlet organlarının çatışma hali içinde olduğu kara propogandasıyla Türkiye karşıtı projeler devreye sokulmak isteniyor. Bu projelerin dış ve iç sahiplerinin ve işbirlikçilerinin başarılı olamayacağı hem geçmiş tecrübemizle sabittir. Hem de bu düşmanlık projeleri güçlü devlet iradesi ve devlet organların uyumu karşısında asla başarılı olamaz. Sonuç olarak aklı başında olan hiç kimse boşuna kriz stratejisi peşinden koşmaya çalışmasın. Bunlar bugünün Türkiye’sinde artık hiç tutmaz."