Uçağa bindiğimiz anda aklımızda birçok soru işareti belirir. “Kalkıştan önce pist bomboşken neden bir süreliğine öylece bekliyoruz?”, “Nasıl oluyor şu an havada olan diğer uçaklarla çarpışmıyoruz?”, “İniş kalkışlarda neden güneşliklerimizi açıyoruz?”... Bazı zamanlar uçağın havada daireler çizmesi de aynı diğer sorular gibi merak uyandırabiliyor.
Aslında sabit bir noktada yapılan bu dönme eylemi, bulunduğumuz uçağın ve pistteki diğer uçakların güvenliği için. Hatta havacılıkta “bekleme paterni” olarak adlandırılıyor ve bazı prosedürleri içeriyor. Bakalım yapılma amacı ne?
“Bekleme paterni” de ne?
Uçaklar bazen neredeyse duruyormuş gibi belirli bir noktada bekleme yapar. Olabilecek en düşük süratle, bu noktada ufak ufak dönüşler yaparak bekler. Bu beklemeye “holding pattern (bekleme paterni)” denir.
Diğer tüm düzenlemeler gibi bekleme paternleri de hava trafik kontrolörleri tarafından belirlenir. Beklemeyi yapmak için uymaları gereken belirli bir hız, zamanlama ve dönüş hızı bulunur.
Hatta daha spesifik örnek verecek olursak; standart bir bekleme için dönüşler sağdan yapılır, en az 25 derece ortalama yatış açısı olur ve hemen hemen 4 dakika sürer.
Standart bir bekleme paterni prosedürünü aşağıdaki çizimden de görebiliriz:
Bu süreçte uçaklar; iniş takımlarını ve flaplarını (uçakların genellikle kanat firar kenarında bulunan, kanat kamburluğunu artırarak önce taşıma kuvvetini (L) ve kısmen de sürüklemeyi (D) artıran kumanda yüzeyleri) açmadan beklemeye girerler. Tamam, bekleme prosedürlerini buraya kadar anladık; gelelim asıl konumuza. Bu beklemeyi neden yapıyorlar?
Uçaklar neden bazen havada öylece durup aynı bölgede turluyor?
Hava trafik kontrolörleri, havaalanındaki yoğunluğa göre uçakları yönlendirir. Bölgedeki trafiği güvenli bir şekilde sağlamak adına bazı durumlarda uçaklara, bekleme komutu gönderebilir çünkü havaalanı yoğundur. Örneğin New York havaalanı o kadar yoğundur ki tüm uçakları birbirinden ayırmak için sık sık bekleme yapılması gerekir.
Havaalanı yoğunluğu, hava trafik kontrolörleri tarafından çoğunlukla önceden belirlenir ve pilotlara, yavaşlamaları gerektiği söylenir. İşte bu yüzden bazen uçuşlar planlanan süreden daha uzun sürebilir. Ancak yoğunluk önceden tam anlamıyla hesaplanamamışsa işte bahsettiğimiz bu havada bekleme durumu ortaya çıkabilir.
Tek sebebi havaalanı yoğunluğu değil, hava koşulları da önemli bir faktör.
Tahmin edebileceğiniz üzere hava durumu, uçakların tüm planlarını değiştirebilir. Sağanak yağış, sis, kar, alçak bulut altı tavanı, küme bulutları gibi hava olayları hem pilotların görüşünü etkileyebilir hem uçak yeterince güvenli bir şekilde hareket etmeyebilir.
Böyle bir durumda uçaklar, aynı şekilde bekleme yapabilir. Pilot, görüş mesafesi sağlıklı seviyeye gelene kadar iniş yapmaz ve bekleme paternine girer. Bunların yanı sıra yakın zamanda piste kar yağdıysa ve alanın kürenmesi gerekiyorsa beklemeye girilebilir.
Diğer nedenlere göre daha nadir ancak acil bir durum da beklemeye yol açabilir.
Uçakta teknik bir problem varsa pilotlar, problem düzelene kadar zaman kazanmak için hava trafik kontrolörlerine bekleme talebi yapabilirler. Ayrıca uçakta değil, havaalanında da bir sorun ortaya çıkmış olabilir.
Örneğin alanda bilinmeyen bir cisimle ya da pistte hayvanla karşılaşılabilir. Meraklı bir kedi canı sıkıldığı için havaalanını turluyor olabilir. Belki de ekipman kesintisi ya da başka herhangi bir durum olabilir. İşte böyle zamanlarda yine beklemeye başlanır.
Özetleyecek olursak bekleme paterni, güvenliğin sağlandığı konuma gelmek için bir “oyalanma taktiğidir” de diyebiliriz. Anormal sayılabilecek durumlarda pillotlar, bu şekilde zaman kazanır ve arabalar gibi trafikte kontağı kapat, bekle yapamayacakları için gökyüzünde beklemeye girerler. Elbette tüm bu beklemelerde yakıtı da hesaba katmak gerekir.
Kaynaklar: Skybrary, Bold Method, SeyrüseferimUçaklarla ilgili diğer merak konularına göz atmayı unutmayın: