Uçakların kanat uçlarındaki minik kıvrımlar, estetik bir detay değil. Bunun çok ötesinde, kritik bir role sahip.
Hatta küçük detay gibi görünseler de eğer onlar olmasaydı hava yolculukları çok daha tehlikeli olabilirdi. Bakalım küçük olsa da büyük bir işlevi olan bu kıvrımlar neyin nesiymiş?
İlk olarak sizi biraz sıkıcı terimlere maruz bırakmamız gerekiyor.
Kanatlar, “Bernoulli ilkesi”nin bir sonucu olarak çalışıyor. Bu ilke, kanatların üzerinden hava akış hızının artması ve basıncın düşmesi prensibine dayanıyor.
Hava, uçağın kanatlarının üst kısmında daha hızlı aktığından üst yüzeydeki basınç, alt yüzeyden daha düşük oluyor. Aradaki bu basınç farkı ise uçağın kalkmasına ve havada kalmasına olanak tanıyan kaldırma kuvvetini meydana getiriyor.
Ortaya girdaplar çıkıyor.
Uçaklardaki en önemli hava direnci (sürtünme), kanat altındaki yüksek basınçtan kaynaklanıyor. Bu da havanın bir girdap içinde dönmeden önce kanat ucunun üzerinden yukarı doğru akmasına neden oluyor.
Hava, kanadın altındaki yüksek basınçtan kanat uçları etrafındaki düşük basınca doğru hareket etme eğiliminde olduğundan uçak hareket ettikçe minik girdaplar oluşuyor.
Bu girdaplar; yakıt tüketimini artırıyor, uçağın hızını azaltıyor ve performansı düşürüyor. Hatta aynı bölgeden geçen bir uçağın dengesini kaybedip acil duruma geçmesine bile sebep olabiliyor.
İşte tam da burada kanat uçlarındaki kıvrımlar (winglet) devreye giriyor.
Yukarıda gördüğünüz, “kanatçık” adı verilen bu minik kıvrımlar, 1980’lerden beri uçak tasarımlarının önemli bir parçası oldu ve olmaya devam ediyor.
Kavisli şekilleri sayesinde sürtünme azaltılıyor, yakıttan tasarruf ediliyor, karbondioksit ile nitrojen oksit emisyonları ve gürültü azaltılıyor. Hatta dolaylı yoldan uçak biletlerinin fiyatı bile azalıyor çünkü yakıt tasarrufu yapılıyor.
Kaynaklar: Smithsonian Institution, Blue Sky NewsHavacılıkla ilgili diğer içeriklerimize göz atmayı unutmayın: