Burun kısmında gizli ve gizemli bu parçanın ne işe yaradığını öğrenince hava yolu seyahatlerinde sağladığı kolaylığa “İyi ki var o zaman.” diyebilirsiniz.
O zaman pilotların en büyük yardımcılarından biri olan o parçanın ne işe yaradığına bakalım.
Ona “hava durumu radarı” diyoruz.
Weather radar anteni diye de karşımıza çıkan bu teknoloji, elektromanyetik dalgalar yayarak çalışıyor. Radar, dalgaları havaya gönderiyor ve geri dönen sinyalleri analiz ederek bulutların yoğunluğunu, yağış miktarını ve hatta fırtına gibi tehlikeli hava olaylarını tespit ediyor.
Pilotların uçuş rotasını optimize eden ve olumsuz hava koşullarından kaçınmasını sağlayan hava durumu radarının en önemli işlevlerinden biri de fırtına hücrelerini tespit etmek.
Radar, buzlanma ihtimali olan bölgeleri de gösteriyor. Buzlanmanın uçakların aerodinamik yapısını bozduğunu düşündüğümüzde de uçuş güvenliği için önemli hâle geliyor.
Pilotların önüne altın değerinde bilgiler yansıtılıyor.
Radar, yağmur bulutlarının büyüklüğünü ve yoğunluğunu ölçerek türbülans riski taşıyan bulutları haritalandırıyor. Elde edilen bu bilgiler ise kokpitteki ekranlarda renkli grafiklerle gösteriliyor.
Kırmızı alanlar en tehlikeli bölgeleri gösterirken sarı ve yeşil tonlar nispeten daha az riskli alanlara işaret ediyor. Böylece pilotlar, âdeta bir oyun haritası gibi gökyüzünü okuyabiliyor.
Konforlu bir uçuş için ona da büyük iş düşüyor.
Pilotlar, radar sayesinde türbülanslı bölgelerden kaçındığı için daha pürüzsüz bir uçuş rotası belirliyor. Bu da özellikle uzun mesafeli uçuşlarda yolcular için konfor demek. Kimse, sürekli sarsıntılarla dolu bir uçakta saatler geçirmek istemez değil mi?
Sonuç olarak, uçakların burun kısmında yer alan bu radar anteni, gökyüzünde koruyucu melek gibi çalışıyor. Yolculuğunuz sırasında, hava durumundan kaynaklanabilecek tehlikeleri en aza indiren bu teknoloji sayesinde binlerce metre yüksekte güvenle gidebilirsiniz.
Kaynaklar: Aircraft Nerds, Aero Space, Aviation Services, Airbus Safety FirstUçaklar hakkında daha fazlası için: