Tarım ve Orman Bakanlığı, Balıkçılık ve Su Ürünleri Genel Müdürlüğü, dünyada zengin bir sucul biyoçeşitliliğe sahip Türkiye’nin değerlerinin korunarak gelecek kuşaklara aktarılması için proje çerçevesinde gerek denizlerimizde gerekse iç sularımızdaki balıklar, biyolojik özellikleri, yaşam alanları ve rezervleri ile ilgili “Kırmızı Liste” oluşturularak zengin sucul canlılığın devamı için gereken tedbirler alınacak.
Tarım ve Orman Bakanlığı, Antalya Akdeniz Su Ürünleri Araştırma, Üretme ve Eğitim Enstitüsü Müdürlüğünde düzenlenen çalıştayda, tatlı su ve deniz balıklarının tür çeşitliliğinin devamının sağlanmasına yönelik yürütülecek çalışmalar masaya yatırıldı.
Balık türleri ile ilgili güncel liste oluşturulacak
Tarım ve Orman Bakanlığı yetkililerinin yanı sıra üniversitelerden konusunda uzman araştırmacılar ile bilim insanları, ülkemizin tatlı su ve deniz balıklarının IUCN (Dünya Doğa ve Doğal Kaynakları Koruma Birliği) Kırmızı Liste değerlendirmesini yapmak üzere toplantıda bir araya geldi. Bu değerlendirmeler ışığında balıkların ülkemizdeki dağılımları, nesillerinin devamı ile ilgili tehdit ve/veya tehlike altında olup olmadıkları belirlenecek, ayrıca türlerin biyoçeşitliliği üzerindeki baskılar ele alınacak. Çalışma ile akarsular, göller ve göletlerden oluşan tatlı su havzaları ile denizlerimizde yaşayan balık türlerinin güncel tür listelerinin oluşturulması da hedefleniyor.
Biyoçeşitliliğe olası zararlarının önüne geçilecek
Ülkemizde 530’un üzerinde deniz, 400 civarında da tatlı su balığı türü bulunduğu göz önüne alındığında bunun için kapsamlı bir çalışma yürütülmesi öngörülüyor. Proje kapsamında ayrıca, uzun yıllardır yabancı türlerin göçlerinin gözlendiği ülkemiz denizlerindeki istilacı balık türleri ile ilgili de en güncel verilerin oluşturulması hedefleniyor. Bu çerçevede, ülkemiz sularındaki istilacı türlerin listesinin de oluşturulması planlanıyor. Bakanlığın deniz ve tatlı sulardaki balık türlerinin yer alacağı Kırmızı Liste oluşturulması projesi, türlerimizin korunması ve biyoçeşitliliğin sürdürülmesi açısından ulusal ve uluslararası düzeyde kritik bir önem taşıyor. Diğer taraftan istilacı türlerin yer alacağı listenin hazırlanması ile de bu türlerin ülke ekonomisine ve biyoçeşitliliğe olası zararlarının önüne geçilmesi amaçlanıyor.